Ön yargı tedaviyi engelliyor!
Meme ve yumurtalık kanserleri kadınların hayatını olumsuz etkilemeye devam ediyor
Bilgi eksikliği ve korkudan kaynaklı ön yargılar, meme ve yumurtalıkkanserleriylemücadeledeengel oluşturuyor.
Kadınlarda görülen kanser türlerinin tedavisinde, son yıllarda tıptaki gelişmelere paralel önemli mesafe alınmasına rağmen çeşitli nedenlerle meme ve yumurtalık kanserleri kadınların hayatını olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Resmi kurumların yanı sıra konuyla ilgili çalışmalar yürüten dernek yetkilileri, kişilerden kaynaklanan bazı problemlerin hastalıkla mücadeleyi güçleştirdiği görüşünde.
Pembe Hanım Kanserli Hasta ve Yakınlarıyla Dayanışma Derneği Başkanı Nevval Sevindi, 1998 ve 2009 yıllarında meme kanserine yakalandığını söyledi.
Hastalığa ilk yakalandığı anda kendisini kadınlarda görülen kanser türleriyle mücadeleye adadığını belirten Sevindi, bu süre zarfında Türkiye'deki bütün illerde, 10 binlerce kadını bilgilendirdiklerini dile getirdi.
Sevindi, kanseri yenmenin en önemli yolunun bilgi, sevgi ve motivasyon olduğunu vurgulayarak, "İnsanlar kanserin adını bile duymaktan korkuyor ancak korku değil, bilgi önemli. Sağlıklı bir ruh hali ve moral, ilaçlar kadar değerli ve önemli. Dernek olarak hasta ve yakınlarına destek veriyoruz. Bilgi ve moral değerlerini yüksek tutmaları ve erken tanının arttırılması için çalışıyoruz" diye konuştu.
"EN ÇOK SIKINTI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGELERİNDE"
Sevindi, yaptıkları çalışmalar doğrultusunda konuyla ilgili tüm bölgelerdeki ihtiyaç ve sıkıntıları iyi bildiklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özellikle ulaşılamayan, bu konuda derneklerin olmadığı, bilgiye ulaşmanın zor olduğu yerlerde çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Güneydoğu ve doğu bölgelerinde bu konuda büyük sıkıntılar var. Güneydoğuda bu konuda çalışan hiç dernek yok. Bu, buradaki insanların bilgiye ulaşmasını ciddi anlamda zorlaştırıyor. Ayrıca sadece buralarda değil, her bölgede kansere karşı çok ön yargı var. Sosyal ve kültürel ön yargılar burada büyük sorun. Tüm bunlar hastalığın bilinmesinde, erken teşhisinde ve tedavisinde sorun olarak karşımıza çıkıyor"
Kanser olan kişiye "öldü" muamelesi yapıldığını anlatan Sevindi, bu nedenle hastalarda devamlı üzüntü, ağlama ve depresif haller görüldüğünü söyledi.
Sevindi, bu kişilerin organlarını kaybetme korkusu da yaşadığını belirterek, "Hastalığı bununla sonuçlananlar büyük ihtimalle eşleri tarafından boşanıyor. Bunun da korkusu var. Bunlar hastalar için çok acı şeyler. Hastalar moral olarak ayakta kalmaları gerekirken tam tersine yıkılıyorlar. Bazıları bu hastalıkları bulaşıcı zannediyor. Bunlar hep bilgi eksikliğinden kaynaklanan durumlar. İnsanlar, 'kanser, ölüm demektir. Gidince ya kanser olduğumu söylerse' gibi düşünceler nedeniyle doktora gitmekten çekiniyor. Bunu görmek, duymak istemiyor insanlar. Ancak zaman bu hastalıkta çok önemli. Bu ön yargılar nedeniyle insanlar bilgilenemiyor, tedavi olamıyor. Sonra da iş işten geçtiği için korktukları başlarına geliyor" değerlendirmesinde bulundu.
AA
