HTSPOR / Erhan TELLİ
20. yılına girdiğim G.Saray muhabirliğimin 20. şampiyonluğa denk gelmesi bir tesadüf mü bilemiyorum? Ama bu anlamlı şampiyonluğun bizzat şahit olduğum 10. şampiyonluk olduğunu ve hikayelerini kaleme alma bakımından birçok meslektaşımı geride bırakan bir muhabir şansına sahip olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim....
Sözü uzatmadan hikayemize başlayalım... Ama önce, bu büyük başarıyı G.Saray’a getiren ilk ana, 4-0’lık Başakşehir hezimetinin yaşandığı o geceye gidelim...
4-0’LIK KAHIR GECESİ
G.Saray, istifa eden Mancini’nin ardından göreve getirilen bir başka İtalyan Cesare Prandelli ile sezona başlamış, ama daha 3. haftada Balıkesir deplasmanında alınan mağlubiyet kafalarda soru işaretleri bırakmaya yetmişti...
Üstelik, Şampiyonlar Ligi’nde de işler iyi gitmiyordu. Arsenal ve Dortmund gibi rakipler karşısında alınan 4 gollü mağlubiyetler, taraftarların gruptan çıkma umutlarını tamamen tüketti.
Bir de üstüne ligde facia sonuçlar yaşanınca, Prandelli’ye olan sabır, tükenmeye başladı...Sezonun 7. haftasında G.Saray bu sezon ligde aldığı en acı mağlubiyeti, 4-0’lık sonuçla Başakşehir önünde tattı. Melo’nun maçın hemen başında sakatlanıp çıkmasıyla düşen orta saha ataklara engel olamıyor, 1,2,3 derken maç 4-0 gibi bir hezimete sürükleniyordu...
KİMSE EVİNE GİTMESİN
Seçimden bir gün sonra, daha mazbatasını almadan Başkan Duygun Yarsuvat’ın ısrarı sonucu maça gidip tribünde oturan Başkan yardımcısı Abdurrahim Albayrak, üzüntüden kahrolmuştu... Tribünden acı içinde olan biteni izliyor, Başakşehir tribünlerinin pas yaparken ‘Oley, oley, Beş, Beş’ çekişlerini kabullenemiyordu...
1,5 sene önce üst üste iki kez şampiyon olarak bıraktığı G.Saray takımı, nasıl bu hale gelmişti? Öfkesinden ve üzüntüsünden çıldıracak haldeydi...
Maçtan sonra soyunma odasına gitti ve futbolculara ‘G.Saray formasını taşımak herkese nasip olmaz. G.Saray gibi büyük bir takımın oyuncusu, rakip taraftarların kendi oyuncuları pas yaparken ‘oley oley’ çekişlerini, ‘Beş, beş’ diye bağırmalarını, nasıl içine sindirebilir? Bana bunu anlatabilir misiniz?” dedi.
Futbolculardan çıt çıkmıyordu. Albayrak, ‘Kimse dönüşte evine gitmesin. Florya’da oturup konuşacağız’ diyerek soyunma odasından ayrıldı.
ŞİMDİ OYUNCULARLA KONUŞACAĞIM
Takım otobüsü ile Florya’ya gelen Abdurrahim Albayrak’ın ilk işi Prandelli ile konuşmak oldu. Maçtan sonra ağzını bıçak açmayan İtalyan hocanın, kulaktan kulağa istifa ettiği konuşuluyor ama resmi bir açıklama yapılmıyordu.
Prandelli, Albayrak’a kendilerinden önceki yönetimin oyunculara söz verdiği halde paralarını ödemediğini, bu yüzden de takımı maçlara konsantre etmekte güçlük çektiğini anlattı. Albayrak, İtalyan hocayı dinledikten sonra ‘şimdi onları da dinlemek istiyorum’ diyerek futbolcularla bir toplantı gerçekleştirdi.
İNANIYORUM YİNE ŞAMPİYON OLACAKSINIZ
O gece Florya’da gerçekleştirilen bu toplantıda herkes içini döktü. Paraların ödeneceği sözünü veren başkan yardımcısı Abdurrahim Albayrak’a herkesin güveni zaten tamdı. Albayrak, soyunma odasında söylediği sözleri burada bir kez daha tekrarladı ve ‘Sizler bu takımı daha önce iki kez şampiyon yaptınız. Ben inanıyorum ki, yine sizler şampiyon yapacaksınız’ diyerek, eski oyuncularını işaret etti.
Takım kaptanı Selçuk İnan, golcü oyuncu Burak Yılmaz ve tecrübeli yıldız Hamit Altıntop’un hem o gece hem de sonraki dönemlerde yaptıkları konuşmalar ve öz eleştiriler, takımın kendine gelmesini ve kenetlenmesini sağladı. Herkes aynı geminin yolcusu olduğunu ve gemi batarsa herkesin birden batacağını anlamıştı...
Abdurrahim Albayrak’a göre o gece ilk dönüm noktası ve şampiyonluk ateşinin yakıldığı gece oldu. Albayrak, o gece futbolcuları ve hocayı evine gönderdikten sonra, Florya tesislerindeki yönetim kurulu odasında tek başına kapandı ve uzun uzun düşünmeye başladı... Bıraktığı G.Saray ile bu G.Saray arasında uçurumlar vardı... Oturduğu koltukta öylece takım elbisesiyle uyuya kalmış, sabahın erken saatlerinde buz kesmiş bir vaziyette uyanarak, evine gidebilmişti.
YARSUVAT: BİZ HEP SİZİN YANINIZDAYIZ
O gece yaşananları sezon sonuna kadar bir daha asla unutmayacak olan Abdurrahim Albayrak, ertesi gün hemen Ali Dürüst’le bir durum değerlendirmesi yaptı. Önlem alınmaz ise işler daha da kötüleşebilirdi...
Başkan Duygun Yarsuvat’a sorunlar tek tek anlatıldı. Yarsuvat, ‘Hepimiz Florya’ya yemeğe gidiyoruz’ diyerek tüm yönetimi Prandelli ve futbolculara destek vermek üzere tesislere götürdü.
Burada futbolcularla bir toplantı yapan Yarsuvat, ‘Biz G.Saray’ız ve diğerlerinden farklıyız. Bizim burda olmamızın nedeni başarı. Başarı da sezon sonunda 4. yıldıza ulaşmak. Ancak lütfen sahaya yaptığınız işten keyif alın. Çekinmeyin, biz her zaman yanınızdayız’ dedi. Yarsuvat’ın son olarak ‘Ben soyunma odasına inen bir başkan olmayacağım. Sizlerle bir şey konuşmak istersem, buraya evimize geleceğim’ demesi, futbolcular tarafından alkışlarla karşılanıyordu.
SELÇUK İNAN: BENİ NİYE BU MASAYA OTURTTUNUZ?
Yönetimin futbolcularla yediği yemekte oluşan bir kare, herkesin dikkatini çekmişti... Masanın baş köşesinde oturan Başkan Duygun Yarsuvat’ın bir yanında Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak, diğer yanında ise Prandelli ve Selçuk İnan vardı...
Aslında yemeğe geçilirken ilginç bir olay yaşandı. Selçuk İnan’a, görevli personel tarafından masada oturması için gösterilen yerde başkan, yönetici ve hocanın oturacağını görünce, ‘Beni niye buraya oturttunuz?’ diye sormuş, görevli personel ise ‘Abdurrahim bey oraya oturmanızı özellikle istedi’ yanıtını almıştı.
Aslında o gün o yemekte Albayrak ve yönetim, tüm takıma açıkça mesajı veriyordu. Son maçlarda ıslıklanan, kaptanlığı tartışılan ve hatta kaptanlığı elinden alınacağı iddia edilen Selçuk İnan, halâ bu takımın kaptanıydı ve öyle kalacaktı.
İşte Albayrak’ın hem takıma hem de Selçuk’a vermek istediği mesaj tam olarak buydu. Selçuk durumu anladı ve o günden sonra kaptanlık meselesi bir daha hiç konuşulmadı.
SABRİ KARARINI TEK BAŞINA ALDI
Abdurrahim Albayrak’ın Başakşehir mağlubiyetinin ardından ilk icraatlarından biri de sebepsiz bir şekilde kadro dışı bırakılan eski kaptan Sabri Sarıoğlu’nu affetmesi oldu. Prandelli’ye ‘Sabri idmanlara başlasın’ diyen Albayrak’a İtalyan hocanın cevabı şaşırtıcıydı: Zaten ben kadro dışı bırakmamıştım ki!
Evet, böylece aslında Sabri’yi kadro dışı bırakanın bizzat eski başkan Ünal Aysal olduğu anlaşılmıştı. Albayrak, daha önceleri de konuştuğu ve takıma dönmesi için söz verdiği Sabri ile bir kez daha konuşuyor ve ‘Sen eskisi gibi yine bu takımın vazgeçilmezi olacaksın’ diyordu. Ama Albayrak bu kararı tek başına vermişti. Çünkü yönetime getirse yine bir engel çıkacağının farkındaydı.
Zaten daha sonraları bu konuda yönetimde kendisine çıkışanlar da oldu. Ama pes etmedi. Ona kalsa Engin Baytar’ı da affedecekti ama sosyal medyada patlayan para saçma görüntüleri karşısında mecburen geri adım atmak zorunda kaldı.
SNEİJDER'A VERİLEN SÖZLER VE KULÜBE ŞOKU!
Florya’da yenilen yemek sonrası moraller bir nebze olsun yerine gelmiş, özellikle yerlilerin yüzü gülmeye başlamıştı. Ama Kasımpaşa maçına çıkıldığında hiç beklenmeyen bir olay oldu.
Prandelli, Sneijder’i yedek bıraktı. Dedikodular almış başını gidiyordu. Sneijder’a parasal konularda ayrıcalık yapılmasının yerlileri isyan ettirdiği, bu yüzden de Sneijder’ın kesildiği iddiaları dolaşıyordu.
Abdurrahim Albayrak “Sneijder’ı niye kaybetmek isteyelim ki? Sneijder ve bazılarına sözler verilmiş, kafalar karıştırılmış. ‘Kaptan yapacağım, para vereceğim’ denmiş. Böyle yöneticilik olmaz” diyerek eski yönetimin sözleri nedeniyle Sneijder’ın isyanını doğrulamış oluyordu. Sonradan anlaşıldı ki, Ünal Aysal ve yönetimi Sneijder’a kaptanlık sözü vermiş, ücretine zam yapılarak kontrat uzatılacağını müjdelemişti.
Ancak bunları yapmadan gittikleri için Sneijder kendisine verilen sözlerin tutulmasını bekliyordu. Artık Albayrak’ın çözmesi gereken nur topu gibi yeni bir sorunu daha doğdu!
