Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Beşiktaş Beşiktaş-Sporting Lizbon maçı yazar yorumları - Beşiktaş Haberleri

        KARTAL YİĞİT

        OZZİE-GÜNEŞ EL ELE

        Maç Fenerbahçe derbisindeki gibi başladı. Daha temkinli , kontrollü ve oyunu kendi sahasında kabul eden ancak kalesinde pozisyon veren bir Beşiktaş vardı ilk bölümde. Sporting’in ayağa çok iyi top yapması kısa zamanda orta saha üstünlüğünün ele geçirilmesine sahne oldu. Portekizliler inanılmaz bir çabuklukla Beşiktaş orta sahasını rahat rahat geçip kaleye inme becerisini gösterdiler. Lizbonluların topu bu şekilde kullanmalarının ardında kendi becerilerinin yanında son dönemlerin en kırılgan ve kötü orta sahasının da etkisi çok büyüktü. Güven veren Atiba’nın dağınık oluşu , Necip’in top kullanmada yaşadığı sıkıntı Lizbonlu oyuncuların iştahını kabarttı. Kontra kozunu en iyi şekilde kullanan Ruiz, Teofilo ve Aquilani “Taksim Meydanı’nda gezer havasında” Tolga ‘yı yokladılar. İlk yarı boyunca Gomez neredeyse hiç denecek sayıda topla bUluştu. Buluştuğu bölgeler de zaten tehlikeli değildi. Konuk takım henüz oturmayan Beşiktaş savunmasının yumuşak karnını iyi çözmüştü. Araya atılan ve kenarlara şişirilen uzun toplar sürekli yürekleri ağza getirdi. Zaten gol de kenarlardan gelen bir toptan oldu. Derbi zaferinin rahatlığıyla başlayan siyah beyazlılara sanki bu galibiyet yaramamıştı. İlk yarı da takım halinde ne yaptığını bilmeyen , isteksiz bir hava vardı. Ancak herşey ikinci 45 de Şenol Güneş’in elinin kadroya değmesiyle değişti. Tecrübeli hoca etkisiz Necip’i çıkarıp Oğuzhan’ı alınca oyuna da skora da denge geldi. O ana kadar doğru dürüst bir bindirme bile gerçekleştiremeyen Gökhan da bu değişiklikle canlandı. Sosa’nın da kenara alınmasıyla idare tamamen Oğuzhan’a kaldı. Genç futbolcu bütün atakları yönlendiren isim olarak göze çarptı. Demek ki Şenol hocanın takımı sürekli saldıracak atacak da yiyecek de risk alıp golü an be an düşünecek. Bunu ikinci yarı da yapınca keyifli anlar da geri geldi. Tabi bunda da en büyük pay sahibi Oğuzhan’dı. Lizbon klas bir takım. Çıktıkları her ani atak korkutucu oldu. Beşiktaş’ın golü aradığı anlar da öne geçebilirlerdi. Hem şans hem de Tolga’nın gününde oluşu istenmeyen bir neticeyi getirmedi. Beraberlik kötü bir sonuç değil. Bu ligde 1 puanın bile çok önem taşıdığını sonraki haftalarda Beşiktaşlı oyuncular görecektir. Şu an itibari ile avantaj Lokomotiv Moskova’da... Bizim ile Portekizlilerin yarışı sürecek gibi. Gecenin adamı Oğuzhan’dı. Şenol hoca ile ele ele verip dengeyi değiştirdi. Şu anki formu ile elinde Oğuzhan varsa herkesi feda edip onu oynatacaksın zaten hoca da yanlıştan Allah’tan çabuk döndü. Yoksa bu takımın kıpırdayacağı yoktu!

        OĞUZHAN ÖZYAKUP

        Tek kelime ile Oğuzhan. Oynamadı, küsmedi , Kartal’ı ipten alıp korkulu rüya görmesine engel oldu. Girdikten sonra bütün atakları yönlendirdi. Gökhan’ın golünün ilk hazırlayıcısıydı.

        İLK YARIDAKİ OYUN

        İlk yarıdaki isteksizlik ve yorgunluk. Hala kafalar Fenerbahçe derbisindeydi. Çok şey beklenilen Quaresma’nın ise düşüşü sürüyor. Açıkçası herkesi dünkü görüntüsüyle hayal kırıklığına uğrattı.

        ALİ GÜLTİKEN

        BİRİNCİ DEĞİL İKİNCİ YARI

        Futbolda maçı önceden düşünmek kurgulamak farklı bir şey, uygulama tarafı daha farklı bir şey. Çok defansif oyuncuyla oynamak nasıl iyi defans yapmak anlamına gelmiyorsa, çok forvet oyuncusuyla oynamak da çok ofansif oynayıp gol atmak anlamına gelmiyor. Futbolun kendi içerisinde bir dengesi var. Bu da takımların uygulayabilme kabiliyetinden geçiyor. Lizbon maçı çok stratejik bir maçtı. Kazanmak çok önemliydi. Ama kaybetmemek de bir o kadar önemliydi.

        Necip-Atiba tercihiyle başlanılan bir orta alan kurgusu yalnızca düşünce safhasında etkili kaldı. Saha tarafına baktığımazda maçın içerisinde olmayan, rakibe etki edemeyen, dönen topları kazanamayan, kazandığı topları da planlanan ölçüde kullanamayan, bir fotoğraf ortaya çıktı. Özellikle ilk yarıda, bir de forvet oyuncularının işin savunma tarafında etkisiz kalmalarını ekleyince, rakibine teslim olan bir Beşiktaş görüntüsü ortaya çıktı. Beşiktaş’ın en büyük şansı bu yarının yalnızca bir farkla bitmesi oldu. Teofilo-Tolga karşılaşmalarında Tolga’nın başarısı ilk yarıyı bu skorda tuttu.

        İkinci yarı Oğuzhan ilavesi, diğer oyuncuların biraz uykudan uyanmasıyla Beşiktaş vites yükseltti. Yükseltince de o en iyi yapabildiği iş olan çabuk çıkış ve kontratak silahlarını da kullanmaya başladı. Gökhan Töre-Oğuzhan ikilisi bu yarının Beşiktaş adına kazanılmasında büyük rol oynadılar. Quaresma’nın sahada bu kadar uzun süre kalmasının tek sebebinin, Portekizli bir oyuncu olarak yetiştiği takıma karşı mahcup olmaması için Şenol Hoca’nın kendisine bir jesti olduğunu düşünüyorum. Daha etkili olması gerekiyor. Yıldız oyunculardan beklenen; bu tür maçlarda ortaya çıkmaları. Beşiktaş taraftarı ve camiası Quaresma’yı çok seviyor, onun da bu sevgiye daha etkili saha performanslarıyla karşılık vermesi gerekiyor.

        Şenol Hoca beraberlik golünden sonra Cenk’i alıp çift santrfora dönerek, ciddi bir kazanma iradesi ortaya koydu. Bunu da alkışlamak gerekiyor. Çünkü Beşiktaş bu maçı galibiyetle bitirebilse, grupta ilk iki adına büyük bir süreci geride bırakmış olacaktı. Bunu bildiği için de oyunun son bölümlerinde risk almaktan çekinmedi.

        Oynun İlk yarısında ciddi sıkıntılar yaşayan Siyah-Beyazlılar’ın ikinci yarıda bunu eşitlemesi ve kaybetmeden bu maçı geçebilmesi de az bir şey sayılmaz. Grubun içerisinde yine dengeyi ve inisiyatifi elinden bırakmadı. O yüzden ikinci yarıdaki Beşiktaş’ı alkışlıyoruz.

        OZZİE OYUNU DEĞİŞTİRDİ

        Oğuzhan’ın ilavesiyle değişen oyun düzeni ve Gökhan Töre’nin biraz daha kıpırdanması, Beşiktaş’ı ikinci yarıda gerçek kimliğine taşıdı.

        SPORTİNG’E SEYİRCİ KALDIK!

        İlk 45 dakikalık bölümde oyun inisiyatifini tamamen rakibe bırakarak oynamak ve buna sahanın içerisinde reaksiyon gösterememek dün akşamın eksi tarafıydı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ