Olursa böylesi olsun!

HTSPOR.COM / AHMET HAMDİ GİRGİN

Süper Lig'de 10 hafta geride kalırken en gözde futbolculardan birisi Antalyasporlu Samuel Eto'o oldu. Transferi yılan hikayesine dönen, uzun uğraşlar sonrası Türkiye'ye gelen Kamerunlu süperstar, futbolseverlere bir kez daha "Form geçici, klas kalıcıdır" sözünün ne kadar doğru olduğunu gösterdi. Antalyaspor, 10 haftada 15 gol atarken bunların 9'unda Samuel Eto'o'nun imzası vardı. 34 yaşındaki oyuncu 8 gol kaydederken, 1 de asist yaptı.

Saha içi performansının yanında takım arkadaşlarıyla ve teknik direktör Yusuf Şimşek'le kurduğu ilişki de örnek gösterilecek cinsten. Maç önlerinde takımı ateşlemek için yaptığı konuşmalarla tecrübesini diğer futbolculara aktarıyor, adeta oyun alanında Yusuf Şimşek'in yardımcılığını yapıyor.

Samuel Eto'o'nun bu görüntüsü akıllara daha önce Türkiye'ye transfer olan 'dünya yıldızları'nı getiriyor. Avrupa'nın en üst seviyedeki kulüplerinde uzun süre başarıyla forma giyen ardından 30'lu yaşlarda yolu ülkemize düşen hemen hemen bütün futbolcuların Eto'o gibi iz bıraktığını söyleyebiliriz. O isimleri hatırlayacak olursak...

DİDİER DROGBA: Chelsea'nin yükselişinde kilit isimlerden birisiydi. 8 sezon Maviler'de oynadıktan sonra 34 yaşındayken Galatasaray'a geldi. 1.5 sezon forma giydiği Cimbom'da 55 maçta 22 gol attı. 2 Süper Lig, 1 Türkiye Kupası şampiyonluğu yaşadı. Şampiyonlar Ligi'nde 1 çeyrek final, 1 de 2. tur gördü. Galatasaray'dan tekrar Chelsea'ye transfer oldu.

GUTİ: 15 sezon Real Madrid'te oynadıktan sonra 2010/2011'de Beşiktaş'a transfer oldu. 34 yaşındayken Beşiktaş'a gelen Guti, 40 maç forma giydi. 12 gol attı, 6 da asist yaptı. Siyah-beyazlı taraftarların sevgilisi olan İspanyol yıldız, ikinci sezonunda çok az forma giydi, ilk yarı sona ermeden takımdan ayrıldı.

ZAGO: Roma'da 4 yıl forma giyip 2002/2003'te Beşiktaş'a geldi. 33 yaşındayken siyah-beyazlı formayı giyen Brezilyalı savunmacı, siyah-beyazlıların 100. yıl şampiyonluğunda önemli rol oynadı.

ROBERTO CARLOS: 11 sezonluk Real Madrid macerasının ardından 2007/2008'de Fenerbahçe'ye geldi. 34 yaşında sarı-lacivertlilere transfer olan Brezilyalı, 104 maçta forma giydi, 10 gol attı. Dünyanın en önemli sol beklerinden biri olarak görülen Carlos, şampiyonluk göremedi ancak kulüp tarihin en büyük başarılarından olan Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline gelinmesinde büyük rol oynadı.

GHEORGHE HAGİ: Real Madrid ve Barcelona formaları giyen Hagi, 1996/1997 sezonunda Galatasaraylı oldu. 31 yaşındayken Cimbom'a gelen Rumen yıldız, 196 maçta 73 gol kaydetti. Hagi, 1 UEFA Kupası, 1 Süper Kupa, 4 lig şampiyonluğu ve 2 Türkiye Kupası kazandı. Galatasaray tarihin en önemli futbolcuları arasına giren Hagi, takımının UEFA Kupası ve Süper Kupa kazanmasında büyük rol oynadı.

HARRY KEWELL: 8 sezon Leeds United, 5 sezon da Liverpool'da oynadıktan sonra 2008/2009'da Cimbom'a geldi. 30 yaşındayken Galatasaraylı olan Kewell, 89 maçta 34 gol kaydetti. Oz Büyücüsü lakaplı oyuncu, savunmada bile görev yaptı. Galatasaray'da 1 Süper Kupa kazandı.

PİERRE VAN HOOİJDONK: Attığı muhteşem frikiklerle efsaneleşen Pierre van Hooijdonk, 34 yaşındayken Feyenoord'tan Fenerbahçe'ye transfer oldu. 63 maçta 35 gol attı. Fenerbahçe'de geçirdiği 2 sezonda 2 lig şampiyonluğu yaşadı.

DİRK KUYT: Liverpool'da 6 sezon oynayan Kuyt, 2012/2013 sezonunda Fenerbahçe'ye transfer oldu. 32 yaşında sarı-lacivertli formayı sırtına geçiren Hollandalı, 130 maçta 37 gol attı. 1 lig, 1 Türkiye Kupası ve 1 Süper Kupa şampiyonluğu gördü. Fenerbahçe'nin Avrupa Ligi'nde yarı final oynamasında başrolde olan futbolculardan birisiydi.

Verilere baktığımızda en dikkat çekici noktalardan birisi takımlarımızın Avrupa kupalarında başarılı olduğu sezonlarda bu futbolcuların önderlik yapması. Galatasaray'ın UEFA Kupası ve Süper Kupa şampiyonluğunda Hagi, Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadığı kadroda Drogba vardı. Fenerbahçe'nin UEFA Kupası'nda yarı final oynadığı sezon takımın en başarılı futbolcularından birisi Kuyt'tı.

Süper Lig'de şu sıralar forma giyen Mario Gomez, Robin van Persie ve Lukas Podolski de kriterlere uyuyor. 3 isim de 10 haftada gösterdikleri performansla hayal kırıklığı yaratmak bir kenara, takımlarının kilit isimleri haline geldiler. Trabzonsporlu Cardozo ve Bosingwa da geçtiğimiz yıl bordo-mavililere büyük fayda sağladı.

Transferleri gerçekleşmeden önce, "Kariyeri bitti, para kazanıp yatmaya geliyor" denilen bu yıldızlar, sportif başarının yanında kulüplerin forma satışlarında, sponsorluk anlaşmalarında ve isimlerinin dünyada duyulması konusunda da iş yaptılar.

Anadolu takımlarından büyüklere transfer olan genç yıldız adaylarının birçoğu, "oldum" havalarına girerken; dünyaca ünlü yıldızların mütevazı tavırları ve iş disiplinleri takdire şayan. Örneğin 'yatmaya gelen' Van Persie, forma şansı bulamadığı için mutsuz olduğunu ifade ediyor. Büyük kulüplere transfer olan Türk futbolcuların birçoğu ise yeteneklerinin üzerine hiçbir şey koymadan bol sıfırlı kontratlarını bitirme derdinde.

Gönül isterdi ki altyapılarımız çok iyi çalışsın, futbolunun son demlerindeki yıldızları transfer etmeden başarılı olalım ancak kısa vadede bu mümkün gözükmüyor. Bienvenu'lere, Pino'lara, Sidnei'lere para saçmak yerine, sadece ligimizde belli bir performans gösterip fahiş fiyatlar ödenen yerli futbolcuları transfer edeceğinize rüştünü ispat etmiş yıldızları transfer etmek çok daha yararlı. Bu futbolcular işlerine duydukları saygıyla aldıkları paranın son kuruşuna kadar hakkını vermeye çalışıyor.

Sonuç olarak transfer dönemlerinde gündeme gelen 30'lu yaşlardaki dünyaca ünlü futbolcularla ilgili yapılan "ligimizi Katar'a çeviriyorlar" yorumları pek doğru değil. Hatta çalışkan öğrenci, sınıftaki diğer öğrencilerin de başarısını yükseltiyor.

NOT: Popescu (28), Sneijder (28), Anelka (26) gibi isimler 30 yaşından önce transfer oldukları için yazıda yer almadılar.