Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Kasımpaşa Kasımpaşa-Galatasaray yazar yorumları - Kasımpaşa Haberleri

        SERDAR ALİ ÇELİKLER

        NEŞTER VURULACAK YER BELLİ

        G.Saray, 12 maçın tamamında gol atmış. Ligin en çok gol atan 2. takımı olmuş. A.Madrid dışında Şampiyonlar Ligi seviyesinde de goller atabilmiş. Buna karşın 12 maçta sadece 3 maçta kalesini gole kapatabilmiş. Astana’dan bile 2 gol yemiş. Son 2 maçında 6 gol atıp 1 puan alabilmiş. Yani, durum net; Önler iyi ama arkalar ıı-ıh. Böylesi bir takıma yeni teknik direktör olursanız yapacağınız iş bellidir. Gol atma performansı nasıl devam ediyorsa işleyen sistemi bozmamak, rakibi de kaleye daha az getirmeye çalışmak. Mustafa Denizli de dün Kasımpaşa maçına bu saikle çıktı. 4-2-3-1 gibi değil; 4-3-3 dizildi. Savunma önünde Selçuk, Wes sağ; Emre Çolak sağ iç şeklinde dizildiler. İleri 3’lü de Yasin- Burak-Poldi klasiğiydi. Hem 3 ayağı iyi olduğu var sayılan isimle topu hızlı döndürmek hem de Selçuk’a Çolak takviyesi ile savunma gücünü artırmak. Üstüne bir de Hamza Hoca zamanında ‘yalandan’ oynayan bazı futbolcular kendilerini yırtarcasına oyuna başladıklarından Kasımpaşa G.Saray ceza sahasına yaklaşamadı bile. Wes sol çizgiye inip ortasını yaptı, Poldi indirdi Burak skor yaptı. Gerçekten şık bir goldü. Ama ne olduysa sonrasında oldu. G.Saray hücumu bıraktığı gibi pas yapmayı da bıraktı. Kasımpaşa önce oyun hakimiyetini ele aldı; sonra pozisyonlar başladı. Alper Ulusoy’un gadrine uğrayan verilmeyen gol sonrası beraberlik geldi. Devreyi ev sahibi önde bitirecek pozisyonlar da buldu.2. yarıya yine hızlı başlayan G.Saray; stoperinin ortasına sol bekinin sağ ayağını koymasıyla öne geçti. Sonra yine durdular. Mustafa Hoca’nın, top yapsın diye aldığı Jose de savunmaya daha çok yardım etsin diye içeri attığı Sinan dahil 60’tan sonra G.Saray fişi çekilmiş gibiydi. Hücuma giden 3-4 kişinin hiç biri geri gelemiyor. Asıl fecaat gömülü olduklarında da oldukça pozisyon vermeleri. 76’daki beraberlik sayısına kadar sadece Eren ile 3 pozisyon kaçırmıştı Paşa. Buna karşın sahada tamamen kaybolan bir G.Saray vardı. 2-2’den sonra Muslera yine yıldızlaştı. Sorun belli; G.Saray’da hakikaten fizik yetersizliği mevcut. Ama daha önemlisi savunmada sıfır organizasyon var.

        Hücuma giderken gafil avlanırsınız tamam; çok alan verirsiniz tamam da gömülü halde bile rakibe en az 5 pozisyon veriyorsanız neşterin atılacağı yer burasıdır. Mustafa Hoca’nın devre arasına kadar eldeki malzeme ölçüsünde savunmaya organizasyon ve bireysel anlamda operasyon yapması lazım. Kasımpaşa ise dün ligin genelinin aksine kötü savunma örneği verdi dün. Bir sağ bek bir de yetenekli kanat forveti ihtiyacı olduğu da ortada. Ama fizik güç açısından çok takımdan öndeler.

        ADEM BÜYÜK

        Aslında maça kötü başladı. 30. dakikaya kadar sallandı. Sonrası resital. Kesinlikle maçın adamıydı. Uzun aradan sonra harikaydı.

        TÜRK HAKEMLERİ

        Alper Ulusoy FIFA kokartı taktı; 6. hakem olarak çıktı. Tek görevi çizgi kontrolü olan hakem buz gibi golü vermiyorsa kimse ‘masal’ anlatmasın. 4-5 hakem dışında tüm hakemlerin kullanım süresi dolmuştur.

        ATİLLA TÜRKER

        ATANLAR VE YAKANLAR!

        Can alıcı bir sorudan başlayalım:

        - Alper Ulusoy gibi bir hakem, Donk’un vuruşunda topun gol çizgisini geçtiğini nasıl göremez? İnanmak mümkün değil... Üstelik hemen önündeydi ve pür dikkat bakıyordu.

        Kusura bakmasın ama bunu göremezse neyi görecek!

        Hem de bu Alper Ulusoy, yeni dönemde FIFA kokartı takacak. Derbi maçlarında düdük çalacak!

        Bakan ama göremeyen Alper Ulusoy’un dünkü hatası maçın kaderini elbette ki doğrudan etkiledi.

        Alper Ulusoy golü görseydi ve hakem Halis Özkahya’yı yanlışa sürüklemeseydi dünkü maç böyle biter miydi bilinmez ama şu artık çok net: Hakemlerimiz hata ötesi skandal kararlarıyla ligin kaderini belirliyorlar. Resmen can yakıyorlar. Haliyle ayıp oluyor. İnsafsızlık oluyor. Vicdansızlık oluyor.

        Galatasaray’da yeni dönemde neler olacağını kestirmek zor değil. Mustafa Denizli’yle değişik bir sayfa açıldı. Beklenen ve görünen o ki, çatlak sesler ortadan kalkacak. Futbolcular kendine gelecek. Disiplinsizlik giderilecek.

        Elbette ki kolay değil Denizli’nin işi...

        Dün yine büyük sıkıntılar yaşandı. 1 puan zor alındı.

        Tek tek saymaya gerek yok. Galatasaray’da bazı futbolcular yerlerde sürünüyor. Formalite gereği sahaya çıkmış gibiler. İsteksizler, yetersizler.

        Maç sonrası Galatasaray taraftarının Dursun Özbek’e yönelik “Bu kulüp babanızın oteli değil” şeklindeki tezahüratı ise ilginç bir mesaj niteliğindeydi. Ne ekilirse o biçiliyor. Taraftara kulak vermek gerekiyor.

        Kasımpaşa dün son derece baskılı oynadı. Galibiyete çok yaklaştı. Özellikle ikinci yarıdaki hırslı ve disiplinli futbolu ile alkış topladı.

        Rıza Çalımbay ve öğrencilerini kutluyoruz. En başta da Donk’u... Yine inanılmaz oynadı. Zaten ülkemizdeki en iyi ve en formda oyuncuları arasında en ön sırada bulunuyor. Titi de harika bir futbol sergiledi. Eren Derdiyok, Hakan Arslan ve Adem Büyük için de ayrı bir paragraf açmakta fayda var. Hepsi de tam puan aldı. Eren Derdiyok savaşan şahin gibiydi. Hava toplarının tamamına yakınına sahip çıktı. Hakan Arslan da verilen şansı gayet iyi değerlendirdi. Adem Büyük ise geçmiş maçların aksine harika oynadı ve oynattı.

        Sözün özü... Mustafa Denizli yarından itibaren fazla mesai yapmak zorunda kalacak.

        Kasımpaşa da dünkü oyunun sürdürdüğü taktirde çok can yakacak.

        DONK VE TİTİ...

        İkisine de helal olsun... Ligin ilk haftasından beri inanılmaz oynuyorlar. Avuç dolusu alkışı fazlasıyla hak ediyorlar.

        SEYİRCİ NEREDE!

        Bu işin artık suyu çıktı. Düşünebiliyor musunuz, İstanbul’un göbeğinde son derece önemli bir maç oynanıyor ama tribünlerin önemli bölümü boş.

        ERHAN TELLİ

        TERS TEPEN OPERASYON

        İzninizle, bugün biraz daha fazla saha içine gireceğim...

        Malum, Mustafa Denizli’nin ilk maçı ve herkes Hamza Hamzaoğlu’ndan sonra acaba neler değişecek diye, pür dikkat bu maçı izliyor...

        Maç öncesi Galatasaray tribünleri oldukça gergin...

        Sorunun, sadece teknik direktör değişikliği ile çözüleceğine inanmamış olacaklar ki, Sneijder ve Muslera’yı tribüne çağırıp alkışlarken, diğer futbolculara ise sopa gösterip, ‘sabrımız taşıyor, adam gibi oynayın’ diye tezahürat yapıyorlar...

        Futbolcuların daha ısınmaya çıktıklarında, olayın sonunun kendilerine döneceğini anlamaları toplam 45 saniye sürüyor. Sıranın artık kendilerine geleceğinin farkındalar yani... Maça, bu korku ile başlıyorlar.

        Hâl böyleyken, Mustafa Denizli’nin iki günde ve sadece iki antrenmanla Galatasaray’a sihirli bir değnek değdirmesini de beklemek, fazla hayalcilik olur elbet.

        Ama Denizli’nin de, iki günde ve sadece iki antrenmanla, iki ön liberolu sistemden tek ön liberolu bir sisteme geçmeye karar vermesi de, büyük cesaret doğrusu!

        Maça başlarken, Galatasaray’ın savunma dörtlüsünün önünde, tek ön libero olarak sadece Selçuk İnan var... Hamza Hamzaoğlu’nun oynattığı 4-2-3-1 sistemimden 4-1- 4-1 düzenine sert bir geçiş yaparak, Emre Çolak’ı Sneijder ile birlikte Selçuk’un hemen önünde kullanmayı düşünen Denizli, ilk yarıda sağ kanatta aksayan Sabri ile uğraşmaktan, devre bitene kadar Selçuk’un bu yalnızlığına göz yummak zorunda kalıyor.

        Burak’ın golü ile işler iyi başlasa da, orta göbekteki bu büyük delik, her geçen dakikada Galatasaray’ın başına büyük işler açıyor. Donk’un çizgiyi geçen ancak verilmeyen golü ve yine Kasımpaşa’nın attığı beraberlik golü öncesi Semih’in topa eliyle müdahelesi sonucu verilmeyen penaltı ve kırmızı kart, işte bu baskılı dakikalarda geliyor. Karşılaşmanın hakemleri, ortaklaşa yaptıkları bu hatalarla, maçın kaderi ile oynuyor resmen!

        Mustafa Denizli, ikinci yarıya başlarken Emre’yi çıkarıp Rodriguez’i oyuna alarak, yeniden fabrika ayarlarına, yani 4-2-3-1’e dönse de, bir şey değişmiyor.

        Galatasaray’ın yeniden öne geçiren ikinci golün Chedjou - Hakan Balta ortaklaşa yapımı ile gelmesi, maçın en entresan anlarından biri oluyor, o kadar...

        Galatasaray, savunma oyuncuları sayesinde öne geçiyor geçmesine ama, yine o klasik hastalığına yenik düşüp oyunu ve skoru tutmayı beceremiyor...

        Kasımpaşa’nın bulduğu beraberlik golü, bağıra bağıra geliyor resmen. Maçın başından sonuna kadar Galatasaray’a oranla daha organize bir takım görüntüsü sergileyen Kasımpaşa, hakem hataları da eklendiğinde, bana göre galibiyeti kaçıran taraf oluyor.

        Galatasaray ise Beşiktaş’ın yenildiği haftada, aradaki puan farkını kapatma adına çok önemli bir fırsatı geri çevirirken, maç sonunda tribünlerden önce futbolculara, sonra da yönetime tepkiler yükseliyor...

        Anlayacağınız Hamza Hamzaoğlu operasyonu, daha ilk haftadan ters tepiyor!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ