Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Fenerbahçe Serdar Ali Çelikler yazdı: Transferde bıyıklı ile bıyıksız farkı - Fenerbahçe Haberleri

        HABERTÜRK SPOR / SERDAR ALİ ÇELİKLER

        ‘Bıyıklı Terraneo’ sezon başında transfer şov yaptı. Devre arasında bıyıkları dışında her yetkisi kesilince Fenerbahçe, ocak ayı transfer dönemini kimseyi almadan kapattı. İmaj budur. F.Bahçe Yönetimi ne kadar aksini iddia etse de fotoğraf budur.

        Biraz açalım ve F.Bahçe’nin yönetim zihniyetine bir göz atalım.

        Sezon başında bir gün F.Bahçe Başkanı Londra’ya gider. Londra’da transfer görüşmeleri yapacaktır. Ama kulüp Portekiz’den belli oyuncularla da ilgilenir. Portekiz’in 3 büyüğünden de oyuncu ister. ‘Bıyıklı’ bir telefon trafiği başlatır ve Sporting Lizbon Başkanı; Benfica Başkanı ve Porto Başkanı’nın 3’ü birden Londra’ya Aziz Başkan’ın ayağına gider; görüşürler..

        Yine bir gün kulüp binasında Aziz Bey Terraneo’yu odasında ziyarete gider; ‘Bıyıklı’ o esnada telefonla Arsene Wenger ile görüşmektedir. F.Bahçe, hem Nani hem de RvP’yi toplamda 11.5 milyon Euro bonservise alır. Emenike’den; Meireles’ten ucuza yani! Ki bu iki ismi de şu an 35 milyon Euro’ya Çin’e satma imkanları var.

        Yazın her şey güllük gülistanlıkken yaşanan hadiselerden 2 örnek sadece.

        Ama Terraneo, sportif direktörlük görevini iyi yapamaz. Aziz Yıldırım, Terraneo’yu görevden alır ve kendisini sportif direktör olarak atar. Bana göre yüzde yüz doğru bir karardır. Çünkü Terraneo, Pereira ile birlikte sorunları çözemez. Yıldırım, Pereira’yı kanatları altına alır ve takım o günden sonra yükselişe geçer. Ancak Aziz Yıldırım takım yönetimini kendine bağlamakla ne kadar doğru bir iş yapmışsa transferde Terraneo’yu devre dışı bırakmakla da hata yapmıştır. Çünkü transfer para işi olsa da know-how ve ‘tanıdık olma hali’ bu piyasada çok önemlidir. Mahmut Uslu veya yönetimin diğer temsilcileri satış konusunda oldukça iyi işler çıkardılar. Yani ‘satma’ konusunda başarılı bir yönetim söz konusu. Ama iş ‘almaya’ geldi mi fotoğraf net: Yazın ‘Bıyıklı’ piyasadayken çatır çatır adam alındı.. Kışın ‘Bıyıklı’nın Brezilya biletleri bile iptal edildi.. “Memlekete komünizm lazımsa onu da biz yaparız” diyen vali gibi F.Bahçe Yönetimi alış işini de kendine yükledi.. Sonuç alınamadı. Oysa yılda 1.6 milyon Euro maaş ödediğiniz adamdan yararlanmak gerekir. Adam menajer. Arkasında kulüp gücü de olunca transferi daha rahat yapar. Ne yazık ki F.Bahçe Yönetimi’nde şu zihniyet bir türlü bitmedi: “Ne var canım. Parayı biz veriyoruz. O adam ne yapıyor ki? Biz de alırız..”

        Tıpkı takımı şampiyon yapan etmenlerden biri olan teknik adamların hiç önemsenmemesi gibi.. İsmail Kartal tecrübesi ile bu fikrin fos olduğu ortaya çıktı. Umarız transferin de bir know-how, ‘tanıdık olma hali’ ile daha rahat ve ucuz maliyetli yapılmasının bir uzmanlık işi olduğu anlaşılsın. Özetle demem o ki F.Bahçe Başkanı, sportif direktörlüğü kendi üstüne alarak doğru yaptı. Satış işinde başarılılar. Ama transfer edilecek futbolcu konusunda da “bırakınız yapsınlar..” Sonra taraftar şimdilerde olduğu gibi “Şampiyonluk bu sene de kaçarsa sizin yüzünüzden” der..

        ÇİN VE ABD’DE NE ZAMAN ŞUBE AÇACAKSINIZ?

        Çin devleti topa girdi.. ABD, futbol işini devlet politikası haline getirdi. UEFA ve FIFA’ya FBI daldı daha ne olsun. Aslen bir Batı Avrupa sporu olan futbol iyiden iyiye küresel rekabetin en mühim parçalarından biri haline gelmeye başlıyor. Soğuk savaş dönemlerinde Sovyet Rusya ile ABD’nin, olimpiyatlar döneminde görülen üstünlük yarışı; belli ki Çin-Rusya ve ABD arasında 4 yılda birden her yıla inecek futbol üzerinden devam edecek. Benim iddialarımı, önerilerimi 4-5 yıl geriden takip eden (Bkz: Futbol piyasası denetleme ve düzenleme kurulu kurulmalı-Yabancı hakem tartışmaları) ‘vizyoner’ yönetimlerimiz ne zaman ABD ve Çin’e birer şube açacaklar? Ben başkan olsam seneye Çin’den; en geç 2 yıl içinde ABD’den birkaç milli oyuncu transfer ederdim. Şehzade Mustafa’nın katlinden sonra Amerika’yı unutan, ancak 1800’lerde akla getiren Osmanlı gibi olmayalım sonra..

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ