Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Bir Dilek Tut Derneği 15. yıl gecesi, Sema Ereren haberleri

        Sema EREREN/ HT PAZAR

        Bir çocuğun dileğini gerçekleştirmekten daha güzel bir duygu olabilir mi, hele söz konusu olan hasta bir çocuğun dileğiyse... Bir Dilek Tut Derneği Türkiye’de tam 15 yıldır bunu yapıyor. Özel durumu olan çocukların dileklerini gerçekleştirerek, onlara sihirli ve mutlu anlar yaşatmayı hedefliyor. Dünyanın en büyük dilek gerçekleştirme kuruluşu olan ve 40 ülkede faaliyet gösteren Bir Dilek Tut Derneği (Make-A-Wish® Türkiye) 15. yılını 24 Mart Salı akşamı düzenlenecek gala gecesiyle kutlamaya hazırlanırken, Bir Dilek Tut Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Carole Hakko ve derneğin en büyük destekçisi Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer’le konuştuk...

        Carole Hakko

        Derneği 5 yaşında alıp bugünlere getirdiniz, nasıl başladı sizin Bir Dilek Tut hikâyeniz?

        Devlet hastanesinde gönüllü olarak çocuklara refleksoloji terapisi uyguluyordum. Hasta çocuklarla konuşurken, onların bazı dileklerini yerine getirebileceğimi fark ettim. İki dileği yerine getirdikten sonra yüzlerindeki sevinci gördüğümde anladım ki bu dileklerin gerçekleştirilmesi o çocukların ve ailelerin hayatında inanılmaz etkiler yaratıyor. Birkaç arkadaşımla konuştuktan sonra bunun aslında dünyada MakeA-Wish Foundation’ın yaptığına benzer bir etkinlik olduğunu keşfettim. Hemen ardından da Türkiye’de Bir Dilek Tut Derneği’nin varlığından haberdar oldum. Derneğe gittim ve onlara kendimi tanıttım. Birkaç tartışmanın ardından üyeleri destekleme konusunda karara vardık. Bu süreçte Suzan Sabancı Dinçer ile Akbank’ın sponsorluk ihtimalini konuşuyorduk.

        5 yaşına kadar kaç çocuğun dileği gerçekleşmişti?

        2000-2005 arası 144 dilek gerçekleştirdik, son 10 yıla ise muhteşem bir ekiple tam bin 856 dilek sığdırmışız.

        15 yılda 2 bin çocuğun dileğini gerçekleştirdiniz, unutamadığınız dilekler var mı içlerinde?

        Her çocuğun dileği özel ama bence Göktuğ’un pilot olmak, Gizem’in balonla uçmak ve Selin’in Savanora’nın kaptanı olmak istemesi benim için çok küçük dileklerdi. Ama dürüst olmak gerekirse gerçekleştirdiğimiz her dilek bana dokunaklı geldi. Hem bizim hem de çocukların kalplerinde yaşadıkları büyülü ve unutulmaz anlardı.

        Peki sizin dileğiniz nedir?

        Dileğim çok basit; ailem ve arkadaşlarım sağlıklı olması. Sağlık olmadan hiçbir şeye sahip değiliz.

        Türkiye’nin güçlü kadınlarından birisiniz ancak sizin de çok isteyip gerçekleştiremediğiniz dilekleriniz, hayalleriniz var mı?

        11 yaşımdayken benim dilediğim tek şey bir midilliye sahip olmaktı ama babam eğitimimi tamamladığımda hangi atı istersem alabileceği konusunda ısrarcı davrandı. Ancak büyüdükçe ilgilendiğim şeyler de değişmeye başladı. Ama babam hiçbir zaman tam olarak bana “Hayır” demedi ve bense bu konuda umudumu hiç kaybetmedim. Umut, Bir Dilek Tut’ta bizim yaptığımız şey aslında... Biz çocuklara ve ailelerine, mücadelelerinde umut, güç ve neşe veriyoruz.

        Çocuk yetiştirmek zor, kendi çocuklarınızı yetiştirirken nelere dikkat ediyorsunuz?

        Çocuklarımıza değerleri, ahlakı, etiği ve koşulsuz sevgiyi öğretmek çok önemli. Böylelikle onlar da kendilerini güvende hisseder.

        Akbank Yönetim Kurulu Başkanı Suzan Sabancı Dinçer:

        ‘Bir Dilek Tut’u çok benimsedik’

        “Bir Dilek Tut Derneği ile çalışmamızı çok önemsiyoruz çünkü çocukların dileklerinin çocukken yerine getirilmesinin önemine inanıyoruz. Bir Dilek Tut Derneği, hayati tehlike taşıyan hastalıklarla mücadele eden, 3 ile 18 yaş arası çocukların dileklerini gerçekleştirmek üzere hayata geçirilen bir kuruluş ve 2000 yılından beri Türkiye’de faaliyetlerini sürdürüyor. Çocukların sağlıklı gelişimi için onların güven duygusunu hissetmelerinin önemi büyük. Dilekleri gerçekleşen çocuklarda güven duygusu da sağlıklı bir şekilde gelişir. Bir Dilek Tut Derneği’ni destekleme kararını da bu düşüncelerle verdik.

        Akbank olarak böyle değerli bir organizasyonun parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Sadece maddi destek olarak değil, manevi olarak da Akbank bu projeyi gerçekten çok benimsedi. Dileğinin gerçeğe dönüştüğünü görmek bir çocuk için unutulmaz bir deneyim; özellikle de hasta olan bir çocuk için. Akbank olarak, 2005’ten beri derneğin ana sponsorluğunu üstlendik. Bunun yanında Akbanklı Gönüllüler ile dilek gerçekleştirme organizasyonları düzenliyoruz. Derneğe başvuran çocukların dilekleri, Akbanklı gönüllülerin planladıkları eğlenceli bir gün sonunda gerçekleşiyor. Gönüllülerimiz, kendi inisiyatiflerini kullanarak kendi içlerinden geldiği için bu projelere katılıyorlar. Her ay bir çocuğun dileğini gerçekleştiriyorlar. Akbanklıların gönüllülük çalışmaları gerçekten hepimize gurur veriyor. Çalışanlarımız Bir Dilek Tut projesinde olsun, diğer türlü gönüllülük projelerinde olsun, inisiyatifi kendileri alıyorlar. Düzenlemeleri kendileri yapıyorlar. Kendi zamanlarından, sosyal ve kişisel hayatlarından feragat ediyorlar.”

        ‘SOSYAL SORUMLULUK GENLERİMİZDE VAR’

        Akbank’ın genlerinde Sabancı Grubu’nun kurucusu Hacı Ömer Sabancı’nın şu söyledikleri var: ‘Bu topraklardan kazandığını bu toprakların insanlarıyla paylaşmalısın.’ Yani kurumsal sosyal sorumluluk genlerimizde var. Akbank olarak, uluslararası marka değerlendirme ve strateji danışmanlık kuruluşu Brand Finance’ın ‘Dünyanın En Değerli 500 Banka Markası 2015’ araştırmasında üst üste 4. kez ‘Türkiye’nin En Değerli Banka Markası’ seçildik. Bu gücü, var olduğumuz toplumun geleceğine yönelik projelerde değerlendiriyoruz. Paydaşlarımızın ve gelecek nesillerin yaşam kalitesini artıran ve kalıcı kılan çalışmalara öncülük etmeye çalışıyoruz. Bunların başında eğitim ve gençlik faaliyetlerimiz geliyor. Bu alanda Akbank’ın dahil olduğu en önemli proje tabii ki Sabancı Üniversitesi. Akbank’ın Sabancı Üniversitesi’ne kuruluşundan beri direkt nakit bağış toplamı 75 milyon dolar. Akbank, Sabancı Üniversitesi ve Sakıp Sabancı Müzesi işbirliğiyle 2 yılda bir, Türkiye’ye hiç gelmemiş dünyaca tanınan bir sanatçının eserlerini sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Rodin ve Dali’den sonra, son olarak 2013’te Anish Kapoor’un eserleri Akbank desteğiyle sanatseverlerle buluştu.

        Finansal okuryazarlığın artırılması ve tasarrufun teşvik edilmesi yönündeki çalışmaları desteklemek için ‘Akbank Ekonominin Kahramanı Çocuklar’ Projesi 2012’de hayata geçti. Kurumsal sosyal sorumluluk anlayışımızın bir diğer olmazsa olmazı, çevre çalışmalarımız. ‘Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya’ hedefimizle, Ocak 2010’da dünyanın en kapsamlı ve prestijli çevre projesi olan Karbon Saydamlık Projesi’ni Sabancı Üniversitesi’yle Türkiye’de hayata geçirdik.

        ‘GELECEĞE BIRAKACAĞIMIZ EN BÜYÜK MİRAS’

        Özellikle çok güçlü olduğumuz bir başka başlığımız da kültür-sanat. Kültür-sanat etkinlikleri Akbank olarak geleceğe bırakacağımız en büyük miras, geçmişle gelecek arasındaki en sağlam köprü. Bir ülkede kültür-sanat gelişmeden yaratıcılık olmaz. İş dünyasında fark yaratmak için yaratıcılık ve inovasyon kültürü şart. Ve bu ikisi de sağlam bir kültür-sanat anlayışıyla desteklenir. Gözbebeğimiz Akbank Çocuk Tiyatrosu, perdelerini açtığı ilk günden bu yana tam 42 yılı geride bıraktı. Akbank Çocuk Tiyatrosu, bu yıllar içinde 2 milyonun üzerinde çocuğa ulaştı.

        Türkiye’de caz denince akla gelen ilk etkinliklerden biri olan Akbank Caz Festivali de çeyrek yüzyılı geride bıraktı. Türkiye’nin en uzun soluklu festivallerinden biri olan Akbank Caz Festivali, geride bıraktığı 25 yıl boyunca dünyanın en önemli caz sanatçılarını ağırladı. Akbank Sanat ise tam 22 yıldır hayatımızda. Bugün yılda 700’ün üzerinde sergi, söyleşi, konferans, dans gösterisi, film gösterimi ve konsere imza atıyor. 2004’te başlayan Akbank Kısa Film Festivali, seneler boyunca birçok ünlü yönetmeni ağırladı ve izleyicilerle buluşturdu. Caz ve kısa film festivallerimizi Anadolu’ya da götürüyoruz. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin 11 yıldır en büyük destekçisiyiz. Akbank Private Banking de ülkemizin kültürel ve sanatsal yaşamını dünyaya tanıtan Contemporary İstanbul’un 2007’den bu yana sponsorluğunu üstleniyor.

        Kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımızın dördüncü başlığı girişimcilik. Gelişmekte olan ülkelerdeki etkin girişimcileri destekleyen uluslararası sivil toplum kuruluşu Endeavor ile işbirliğimiz kapsamında, Endeavor’ın seçtiği etkin girişimciler için bir kredi havuzu açtık. Girişimcilere destek olmak için Sabancı Üniversitesi ile de Akbank Girişimci Geliştirme Programı’nı yürütüyoruz. Programa kabul edilen KOBİ’ler için mini MBA programı sayılabilecek 5 günlük eğitimde; yalın yönetim, liderlik, finans, strateji, inovasyon, hukuk, fikri mülkiyet, kamu destekleri ve pazarlama konusunda temel bilgiler veriyoruz. Ayrıca KAGİDER’in kuruluşunda bire bir rol oynadık; ben şahsen kurucularından biriydim. Kadın girişimciliğe büyük önem veriyoruz; ekonomimizin tam potansiyelini kullanabilmek için kadın girişimcileri destekliyoruz.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ