Masum insanları hatalı bir şekilde ölüme mahkum eden o hatalı infazlar...

2. Joseph O’Dell: 1997’de O’Dell, Yüksek Mahkeme’nin, Rahibe Teresa’nın ve hatta Papa’nın itirazlarına rağmen idam edildi. İdam karşıtı aktivist Lori Urs, idamından birkaç saat önce davasındaki kanıtlara ulaşabilmek için onunla hapishanede evlendi. Helen Schartner’a tecavüz ve cinayet ile suçlandığı davadaki iddiaların çoğu, güvenilmez bir profil olduğu bilinen “parmaklıklar ardındaki bir muhbirin” ve güvenilmez DNA kanıtlarının üzerine kurulmuştu. Ona idam cezası vermedikleri takdirde yine de müebbet hapse mahkûm olacağını jüriye söylemesi yasaktı.

3. David Spence: İki tane 17 yaşında kız ile bir oğlanı öldürmekle suçlanan Spence daha önce cinsel istismardan 90 yıla mahkûm edilmişti, ama soruşturmayı yürütenler ona hayatına mal olacak bu üç cinayeti işlediğini düşünmüyordu. Savcılar kurbanların birinin vücudunda bulunan ısırık izine dayanarak suçlamalarını yaptılar, ancak uzmanlar bu izin Spence’e ait olmadığını buldu. Spence, son nefesine kadar masum olduğunda diretti.

4. Timothy Evans: 1950’de cinayet suçuyla asılan Evans masumdu, ya da en fazla, katil komşusunun eylemlerinden ötürü sarpa saran yasa dışı bir kürtaj istemekten suçluydu. 1949’da Evans’ın karısı Beryl, bakmaya güçlerinin yetmeyeceğini düşündüğü ikinci çocuğuna hamile olduğunu fark ettiğinde, alt komşuları John Christie yardımcı olmayı teklif etti. Ancak Christie kürtaj yapmak yerine, Beryl’ı karbonmonoksitle zehirledi ve Timothy eve geldiğinde de karısının prosedür sırasında öldüğünü söylemekle yetindi. Evans polise gidip, karısını kürtajı tetikleyeceği söylenen bir maddeyle yanlışlıkla öldürdüğünü itiraf etti. Gerçek yıllar sonra, Christie’nin seri katil olduğu keşfedildiğinde ortaya çıktı.

5. Carlos De Luna: Burada da polisin yaptığı bir hata, çığ gibi büyüyüp, akli dengesi yerinde olmayan masum bir adamın ölümüne sebep oldu. 1983’te Wanda Lopez gece vardiyasında çalıştığı bakkalda bıçaklanarak öldürüldü. Polis, kadının ilk iki aramasına cevap veremeyip ancak üçüncüde harekete geçti, fakat o noktada artık çok geçti. Olay yerine vardıklarında içkili Carlos De Luna’yı bir kamyonun altına saklanmış halde bulan polis, De Luna onlara katilin kim olduğunu söylemeyi teklif edince reddederek onu gözaltına aldı. Daha sonra olay yeri incelemesinde içine kan dolmuş bir ayakkabı topuğu izi, katile ait olabilecek bir sigara, katilin gömleğinden kırmızı bir düğme ve cinayet aletini buldular. Bütün bu kanıtları ve kanıtların işaret ettiği adam olan Carlos Hernandez’i (ki suçunu itiraf bile etmişti) es geçip De Luna’yı 1989’da idam ettiler. Carlos Hernandez 10 yıl daha yaşadı ve Wanda Lopez’in ölümüne çok benzeyen başka saldırılar gerçekleştirdi. Şu güne kadar halen polis yanlış Carlos’u idam ettiğini itiraf etmiyor.

6. Troy Davis: Ölüm hücresi mahkûmu Davis, “masumiyetini kanıtlayamadığı” için yeniden yargılanma talebi reddedildi (oysa ABD’nin hukuk sisteminde insanın “suçu kanıtlanana kadar masum” olduğu prensibi hakimdir). Troy Davis, 7’si sonra ifadesini geri çeken 9 kişinin ifadesi üzerine idam edildi; kalan iki kişiden birinin katil olma ihtimali vardı. Davis’in aleyhinde DNA ya da adli tıp yollu ne kanıt ne de silah vardı. Aleyhindeki tek kanıt, polis ifadelerini imzalamış okuma yazma bilmeyen 9 kişinin tanıklığıydı, ki bunların birkaçı sonradan ifadeleri polisin tehdidi üzerine imzaladıklarını açıkladı. Davis’in idamı üç kez yapılacak olup sonra iptal oldu; bunların birinde idamdan yalnızca bir buçuk saat sonra affedildi. Bu stresi defalarca yaşadığı yetmemiş gibi de 2011’de idam edildi.

7. Leo Jones: Jones, katilin başka bir adam olduğunu öne süren bir düzineyi aşkın görgü tanığına rağmen, 1981’de Jacksonville’de bir polis memurunu sniper’la öldürmekten hüküm giydi. Ayrıca davasında anahtar konumda bulunan iki polis memuru, usulsüz soruşturma teknikleriyle ilgili artan dedikodulardan ötürü kısa bir süre sonra teşkilattan ayrıldı: Başka bir memur daha sonra, bu polislerden birinin şüphelilere şiddet uygulamakla övündüğünü söyledi. Töhmet altındaki şüphelinin de Leo Jones’un idam edilmesine sebep olan suçla övündüğü işitilmişti.

8. Ellis Wayne Felker: Evelyn Joy Ludlam kaybolduğunda polis gözlerini ağırlaştırılmış fiili livatadan sabıkalı Ellis Wayne Felker’a çevirdi. Ludlam’ın cesedi iki hafta sonra bulunduğunda otopsi, Ludlam’ın beş gündür ölü olduğunu ortaya çıkardı ve izlenmekte olan Felker bu durumda masum gibi görünüyordu. Fakat şüphelileri değiştirmek yerine polis kanıtları değiştirerek cesedin üç gün önce ölmüş olduğuna karar verdi. Gizli tutulan bir tanığın itirafı dahil birçok kanıt devlet tarafından göz ardı edilerek Felker ölüme mahkûm edildi. 1996’da idam edildiğinde suçlu olmadığı yönünde ciddi şüpheler vardı.

9. Jesse Tafero: 1976’da iki polis memuru, içinde 5 kişinin bulunduğu bir arabayı durdurduktan sonra vurularak öldürüldü. Arabadakiler Jesse Tafero, Sonia Jacobs, onların iki çocuğu ve Walter Rhodes’du. Onlarca yıl sonra, Tafero devlet tarafından, hâlâ nefes aldığı sırada kafasının alev aldığı bir prosedürle öldürüldü. Fakat vakanın daha detaylı bir incelemesi Tafero’nun suçlu olmayabileceğini ortaya koyuyor. Tafero, onun ismini vererek hapis cezasını hafifleten Walter Rhodes’un ifadesiyle hüküm giymişti ve hatta Rhodes, fikrini değiştirip üç kere ifade vermişti. Barut testleri silahı yalnızca Rhodes’un ateşlediğini ortaya çıkarırken, iki şahit de bunu destekledi.

10. Cameron Todd Willingham: 1991 yılında bir yangın, Cameron Todd Willingham’ın üç kızının ölümüne sebep oldu. 2004’te ise Willingham öldürücü iğneyle idam edildi. Bütün bu süreç içinde Willingham masum olduğunda ısrar etmişti. Masumiyet Projesi’nin önde gelen kundaklama uzmanlarından ve Teksas Adli Bilim Komisyonu’ndan aldığı yeni bilgi ve analizler, babanın suçunu ispat etmekte kullanılan bilimsel analizlerin doğru olmadığını ve yangının kazara çıkmış olabileceğini gösterdi.