Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘Türkçe hayatımı değiştirebilir’/ Sema Ereren'in yazısı

        Sema EREREN/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        Karşımda 3 öğrenci var: Anna, Halise ve Mahmut. “Türkçe zor, değil mi?” diye soruyorum. “Neden Türkçe öğreniyorsunuz?” Hep bir ağızdan “Çok zor geldi” diyorlar. “Ama çok uğraştık çünkü gerçekten istedik.” Anna ve Halise Ukraynalı, Mahmut Mısırlı. Üçü de Türkoloji öğrencisi. Hürrem hayranı Anna Shmyk, ailesinin teşvikiyle başlamış Türkçe öğrenmeye. “Nasip kısmet dersiniz ya siz, gelecekte ne olacaksa olur” diyor ve ekliyor: “Hocalarımız sağ olsun, çok şey öğrendik...”

        Yunus Emre Enstitüsü Türkçe Yaz Okulu, yabancı öğrencileri Türkiye’nin farklı şehirlerinde ağırlayarak Türk kültürünü deneyimlemelerini misyon ediniyor. 6’ncısı düzenlenen yaz okuluna bu sene 40 ülkeden yaklaşık 500 kişi katıldı. Programa katılmanın şartı, sadece enstitünün öğrencisi olmak, başka üniversitelerde Türkçe öğrenmek ya da Türkçe öğrenmek istemek. Bunun için enstitü, Mısır, Ukrayna, Kazakistan, Hindistan, Arnavutluk, Rusya, Azerbaycan ve daha pek çok ülkeden 11 devlet üniversitesiyle işbirliği yapıyor.

        ‘TÜRKÇE, EKMEĞİM OLACAK’

        Rauşan Seytmuhanbetova, yaz okuluna Kazakistan’dan katılan öğrencilerden. “Türkçe gelecekte benim ekmeğim olacak ama ben dile sadece para kazandıracak bir şey gibi bakmıyorum” diye anlatıyor. Niyeti, tecrübe kazanıp tercüman olmak, konsoloslukta çalışmak. “Kazakistan - Türkiye ilişkilerinin daha yakın olmasını sağlamak istiyorum” diyor.

        Gerçekten de Türkçe, Rauşan’ın ekmeği olabilir. Zira son araştırmalar jeopolitik, ekonomik ve kültürel değişimler göz önüne bulundurulduğunda Türkçe’nin gelecek yıllarda yıldızı en çok parlayacak 9’uncu dil olduğunu gösteriyor. Araştırmayı yapan, Birleşik Krallık’ın uluslararası eğitim ve kültürel fırsatlardan sorumlu en büyük organizasyonu British Council, birinci sırada İspanyolca’yı, ikinci sırada ise Arapça’yı gösteriyor.

        Yunus Emre Enstitüsü’ne gelen Türkçe meraklıları, derslerin ardından yollara düşüyor. İstanbul’la birlikte 11 şehirde, Türkiye’deki kültürel, sosyal, sanatsal etkinliklere, spor müsabakalarına, konserlere, hatta düğünlere katılıyorlar. Pek yabancılık çekmediklerini söylüyorlar. Çünkü hemen hepsi çoktan Türkiye’yi dizilerden tanıyor. 13 Temmuz’da başlayan yaz okulu 22 Ağustos’ta sona erecek. Öğrenciler, ülkelerine dönecekleri için üzgün olduklarını söylüyor. Kimisiyse ülkesine geri dönmemekte pek kararlı... Ne diyelim; nasip kısmet...

        Mahmut, 2 yıldır Türkçe öğreniyor. “Kendimi Mısır’da gibi hissediyorum. Herkes çok içten. İnşallah burada kalacağım. Türk yemekleri çok güzel. Lahmacun en sevdiğim” diyor.

        ‘Hayat beni bu yola gönderdi’ Halise Zinedin (Ukrayna)

        4 yıl önce geldiğinde İstanbul’a hayran kalmış. Şimdi Türkoloji öğrencisi ve 1 yıldır Türkçe öğreniyor. “Hayat beni bu yola gönderdi” diyor. İstanbul’daki kalabalıktan ilk başta zorlandığından yakınsa da şimdi ülkesine dönmek istemiyor. Kendisi tam bir baklava bağımlısı...

        ‘İki dil iki insan’ Rabie Muhammed (Mısır)

        “Liseyi bitirdikten sonra Türkoloji Bölümü’nü seçtim. Atasözüne göre bir dil bir insan, iki dil iki insan. Türkçe’yi bitirdikten sonra ya Türkiye’de ya Mısır’da iş yapmayı düşünüyorum.”

        ‘Zannımca dil bilmek her zaman yardımcı olur’ Günay Eminova (Azerbaycan)

        “Türkçe’yi çok iyi öğrendikten sonra iyi bir çevirmen olmak istiyorum. Devlet adamlarının çevirmeni olarak çalışmayı ve serbest zamanlarımda kitap çevirmeyi istiyorum. Zannımca, yabancı dil bilmek her zaman insana yardımcı olabilir.”

        ‘Makedonya’da hayatım değişebilir’ Ana Djamova (Makedonya)

        “Her dil benim için başka bir dünya gibi çünkü dili sadece okumuyorum, onun kültürünü de anlayabiliyorum. Makedonya’da Türkçe bana çok sayıda kapılar açabilir ve hayatım değişebilir. Fakülteyi bitirdikten sonra inşallah çevirmen ya da öğretmen olmak istiyorum.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ