10 hilede karşınızdakini ağa düşürün

Neşe ŞENOL/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

Ona muhtaçmış gibi davran

Bu yöntemde, karşınızdaki insanın size iyilik yapmasını sağlıyor veya buna izin veriyorsunuz. Adına, “Benjamin Franklin etkisi” deniyor. Eski ABD Başkanı Franklin, kendisini sevmeyen birinden değerli bir kitabı ödünç istiyor, beyefendi bu isteği geri çevirmiyor. Bu olay aralarındaki iletişimin kuvvetlenmesini sağlıyor ve arkadaş oluyorlar. Uzmanlara göre, yardım talep edilen kişiler, diğerlerine göre daha adil davranıyor, iletişim kurmaya da daha açık görünüyor.

Ayna olun

Texas Tech ve Drew Üniversitesi araştırmacıları “bukalemun etkisi”nin işlerliğini kanıtlamış. Özetle, pozitif yaklaşımlar karşıdaki kişinin de kendine güvenini, mutluluğunu ve hayat enerjisini artırdığı için onları pozitif yönde değiştiriyor.

Bana ismini söyle

“Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme Sanatı” kitabının yazarı Dale Carnegie’ye göre, insanların en güzel bulduğu ses, kendi isimleri. İsmimizi duyduğumuzda kendimizi önemli hissediyor, pozitif davranmaya başlıyoruz. Titr kullanmak da işe yarıyor. “N’aber patron?” dediğinizde üstünlüğünü kabul etmiş sayılıyorsunuz. Hatta o kişi patron da olmayabilir ve siz bu titri bir kehanet gibi kullanabilirsiniz. Sonuçta egosu okşanıyor.

Bir ‘Evet’ de!

Freedman ve Fraser 1960’larda bir araştırma yapmış ve insanlardan çeşitli iyilikler istemiş. Mesela yağmur ormanları ve çevre için destekte bulunmalarını... Ve insanların bir kez fidan dikmeye yahut yağmur ormanları ve çevre için çalışmaya başlayınca, bu konuda çalışmayı sürdürmeye de daha hevesli oldukları gözlemlenmiş. Psikologlara göre burada dikkat edilmesi gereken şey şu: İki isteği art arda sıralamamak gerekiyor, yani birinci istekle ikincisi arasında en az 2 gün olmalı.

Pohpohlayın

Şımartılmayı herkes sever. Fakat pohpohlama bıçak sırtı bir konudur. Eğer içtenlikle yapılmazsa, faydadan çok zarar getirir. Leader Insights’ın yaptığı bir araştırmaya göre, insanlar yönlendirilmeyi sever. Ama bir yere kadar... Bu arada... “Sen nasıl istersen” cümlesi insanların özgüvenini tazeler, bu yüzden bazı kadınlar bunu erkeklerle ilişkilerinde kullanır.

Yorgunsa, bundan faydalanın

Karşınızdaki insan yorgun görünüyorsa, size “Hayır” diyecek eforu da olmayacaktır. Diyelim ki karşınızdakinden bir şey istediniz ve sizi reddedemedi. İsteğinizi o an yerine getirmeyip geçiştirirse, ertesi gün bunu hatırladığında, sırf size söz verdiği için dediği şeyi yapmak zorunda kalacaktır. Biraz zalimce görünse de gerçek bu!

Yüze duvar

Gerçekte istediğiniz şey neyse, siz çok daha fazlasını istediğinizi söylüyorsunuz. Karşınızdaki insan size tamamen “Hayır” diyemediği için de orta yolu bulmaya çalışıyor. Böylece siz aslında gerçek isteğinize kavuşmuş oluyorsunuz. Harika değil mi? Psikologlar bunu “yüze duvar tekniği” olarak adlandırıyor.

Onu hatalarıyla sevin

Yine Dale Carnegie’ye göre hatalı olduğunu kimseye direkt söylememek gerek. Zaten siz dediniz diye kimse hatasından vazgeçmiyor, üstüne üstlük egosu zedelenmiş oluyor. Bunun yerine, Ray Ransberger ve Marshal Fritz’in icat ettiği “Ransberger yöntemi”nden yararlanabilirsiniz. Tartışmak veya direkt söylemek yerine önce sessizce karşınızdakini dinleyin. Bu arada da nasıl hissettiğini ve sebeplerini anlamaya çalışın. En nihayetinde de aranızdaki ortak noktalardan başlayarak ve onun haklı olduğu noktaları açıkça belli ederek kendi fikrinizi açıklayın.

Tekrar et

Hayır, papağan gibi sürekli talebinizi dile getirmek yerine, cümlenizi farklı şekillerde ve defalarca söylemeye çalışın. Bu, karşı tarafta tamamen başka şeyler söylediğiniz izlenimi uyandırıyor, siz de düşüncenizi rahatça dile getirmiş ve onu ikna etmiş oluyorsunuz

Kafa salla

“Evet efendim, sepet efendim” etkisi... Konuşurken başınızı onaylarcasına sallıyorsunuz. Hele siz onaylanmasını istediğiniz bir şeyi açıklamak üzereyken. Göreceksiniz, kafa sallamak tıpkı esnemek gibi bulaşıcı bir şeydir. Siz kafanızı sallayıp onaylarsanız, onlar da sizi aynı şekilde onaylar. Bu durumda sıra ona geldiğinde müdür de muhtemelen kafa sallayacak, yani grubun isteklerini onaylayacaktır