Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar En ilkel araba 400 parçadan oluşuyor

        Gizem Sevinç SELVİ/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        “Sabahın 07.00’sinde feribota atlayıp müze peşine düşeceksin, hoşuna bile gidecek” deseler hayatta inanmazdım. Evet yola düştük, ta Bursa’ya gittik, Otomobil Müzesi’ne, pardon Bursa Tofaş Anadolu Arabaları Müzesi’ne. “İstanbul’da müze mi kalmadı?” demeyin, böylesi yok. İşte tarihçesiyle ve Erdem Şahin’in fotoğraflarıyla Bursa Tofaş Anadolu Arabaları Müzesi’nden notlar:

        ■ Burası Türkiye’nin ilk ve tek Anadolu arabaları müzesi. Evet, birçok yerde farklı araba müzeleri görmeniz, gezmeniz mümkün ama burada tekerlekten otomobile, bütün bir hikâyeye şahit olabiliyorsunuz. Müthiş bir bahçesi, 650 yıllık bir çınar ağacı var. Birçok başka ağaç da tabii. Oksijenden başınız dönebilir, dikkat edin.

        ■ Hikâye bir mezar odasında bulunan 6. yüzyıldan kalma tekerlekle başlıyor. Ve buyurun dedikoduya, bu mezarda yatan kişinin ünlü bir yönetici ya da araba yapım ustası olduğu tahmin ediliyor.

        ■ Müzede bulunan at heykelleri inanılmaz; gerçek, hatta mumya olduklarını düşündüm. Rahmetli heykeltıraş Tankut Öktem’e aitlermiş meğer. Heykellerin müstesnalığını HTDokun videosunda izleyebilirsiniz.

        ■ Müzenin başlangıç hikâyesi ilginç sayılabilir. 1999 yılında yapılan bir arkeolojik kazı esnasında bulunan Tümülüs’le başlamış her şey. Hatta o Tümülüs’ün müzede de replikası var, orijinali ise Bursa Kent Müzesi’nde duruyor. O güne kadar zaten var olan “Bir otomobil müzemiz olsun, hatta fabrikanın içinde mi açsak?” düşüncesi bu meşhur Tümülüs’le buralara taşınmış.

        ■ Aslında benim aklıma ilk gelen soru “Hakikaten neden bu otomotiv meselesi Bursa’da dönüyor?” oldu, itiraf edeyim. Malum, Bursa için “Türkiye’nin Detroit’i” denir. Aslında cevap basit; Bursa İstanbul’a yakın ve bölgedeki arazi o dönemde endüstri için müsait. Neticede böyle bir karar verilmiş ama işin enteresan tarafı, burada yapılan tüm arkeolojik kazılarda da milattan öncesine ait araba kalıntılarına rastlanmış.

        ■ Bir dipnot: Biliyorsunuz Bursa, Osmanlı döneminden itibaren sanayi açısından önemli bir şehir. İpekyolu’nun Avrupa’ya geçişten önceki son durağı aynı zamanda.

        ■ Tofaş’ın Bursa’daki fabrikası 1968’de açılıyor ve üretim 1971’de dönemin fenomen otomobili Murat 124’le başlıyor. İşte o Murat 124, bu müzede sergileniyor. Arabaya bindim, direksiyona geçtim. Bana sorarsanız bütün arabalar aşağı yukarı aynı, yani olağanüstü şeyler hissettiğimi söylemem güç, ama meraklısı için son derece sıra dışı bir deneyim olabilir.

        ■ Tofaş 1971’den itibaren Türkiye’de pek çok insanın otomobil sahibi olmasına olanak sağlamış. Müzeyi birlikte gezdiğimiz Tofaş Kurumsal İletişim Direktörü Arzu Çolakoğlu, “Bursa ve Türkiye’yle bu kadar iç içe olan bir firmanın doğal olarak otomobil tarihini anlatmak, otomobil müzesi kurmak gibi bir sorumluluğu doğdu” diye anlatmaya başladı. “Tüm bunlar konuşulurken belediyeyle görüşmeler başlıyor. Bursa’nın yaşam tarzını, kültürünü ipekçiliği de barındıran bir mekân olarak eski bir ipek fabrikasında karar kılınıyor” diye devam etti.

        ■ Müze fikri 1997 yılına dayansa da Tofaş’ın atıl haldeki fabrikayı restore etmesi zaman almış, dolayısıyla müzenin açılış tarihi 2002.

        ■ 17 dönümlük bir arazinin içinde 5-6 yaş grubu çocuklara trafik eğitimi verilen, “Kozaklık” denilen bir alan var. Burada şimdiye kadar 13 bin küçük sürücü, trafik kurallarını öğrenmiş.

        ■ Müze fikri oluştuktan sonra arabalar Anadolu’nun çeşitli yerlerinden toplanarak Tofaş laboratuvarlarına getirtilerek konservasyon ve restorasyon çalışmalarına başlanmış. Arabaların son derece ilkel göründüklerine bakmayın (HT DOKUN’la çektiğimiz videolardan müzede kısa bir gezinti yapınca ne demek istediğimi anlayabilirsiniz), en ilkel araba bile en az 400 parçadan oluşuyor. Bu rakamları ve diğer teknik bilgileri sağlayan elbette az önce söz ettiğimiz restorasyon ve konservasyon çalışmaları.

        ■ Müze girişindeki büyükçe tabloda, arabaların manevra yeteneklerinden tutun yüksekliklerine, taşıma kapasitelerine kadar çok çeşitli bilgiler mevcut. Örneğin araba tekerlekleri yapıldıkları bölgeye göre çok farklı özellikler gösteriyormuş çünkü coğrafi özellikler arabanın kullanımı konusunda çok farklı detayları hayata geçirmeyi gerektiriyor. Ama mesele arabayı yapmakla bitmiyor, yani kaçınılmaz bir biçimde yan sanayi ihtiyacı doğuyor. Çünkü arabalar yapıldıktan sonra zor koşullarda kullanılıyor ve haliyle tamir gerektiriyor.

        'İŞTE BENİM ZEKİ MÜREN'

        Bu arada demiryolundan getirilen tahtalara basarak ilerliyor, Umurbey Mahallesi’ndeki ısıtmalı hamamın içine kurulan sergi alanına varıyoruz. Şu anda “İşte Benim Zeki Müren” sergisine ev sahipliği yapıyor hamam. Müren’in 10 bine yakın fotoğrafının, kostümlerinin, şiir ve notlarının yer aldığı sergi, sanatçının çocukluğundan itibaren hayatındaki farklı dönemleri gözler önüne seriyor

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ