Tabiatın çağrısı
Ne zaman alıp başımı kaçasım gelse, sığındığım en yakın limanlardan biridir Sapanca. Gölün kıyısında yürümek, Kartepe'ye çıkmak, bisiklete binmek, SPA'da rahatlamak ve bunların tümünde nefes alıp topyekûn soluklanmak...
2 hafta önce bir arkadaşım İsviçre-Fransa sınırında bir göl kıyısı wellness–spa otelinden fotoğraflar gönderip beni kıskandırmaya çalışınca, aklıma yine Sapanca ve Abant kıyılarına gitme, o sonsuz yürüyüşleri yapma fikri düştü. Tabii ki fotoğraf çekmek de cabası. Oysa daha birkaç ay önce Montreux’deydim. İtiraf edeyim; gerek göl kıyılarında gerekse dağlarda çok güzel vakit geçirmiştim. İsviçre, Almanya ve Avusturya’da pek çok iyi tesis var, manzara ve doğa harika ama memleketimize de haksızlık etmemek gerek. Şahane yerler var, bildiğimiz bilmediğimiz, gittiğimiz gidemediğimiz. Eksikleri ve kusurları yok mu; var elbet! Ancak insan mutlu olmak için bazen görmemeyi ve duymamayı becerebilmeli. Herkesin eksiği var, her yerin.
HUZURUN YENİDEN KEŞFİ
İstanbul’dan yola çıkınca arabanın kontağını açıp kendi kontağımı kapatma zamanı. Olağan trafikte yaklaşık 1.5 saatlik bir yolculuktan bahsediyoruz. Köprüyü geç, otoyola uzan, şarkılar dinle ve söyle. Hereke, Kocaeli, Maşukiye ve ver elini Sapanca. Erken yola düşmüşseniz, Sapanca’dan Kırpınar’a giderken hemen sağdaki Köy Kahvaltıcısı’na uğramak çok iyi bir fikir. Sadece bölge peynir, yumurta ve sütlerinden hazırlanmış, şahane bir köy kahvaltısı. En son bir kaç yıl önce gelmiştim. 10 yıldır çeşitli aralıklarla geliyorum, son zamanlar biraz ihmal etmişim Sapancı’yı, özlemişim de. Sapanca’da pek çok konaklama ve yeme içme mekânı var. Her bütçeye, her zevke uygun. Benim konaklama tercihim genelde Sapanca Richmond Nua. Niye mi göl kenarında olmak istiyorum? Sebebi, göle bakmak, kıyısında oturmak, yürümek, doğayı koklamak olsa gerek. Ve tesisin SPA’sı... Ayrıca restoranı içeride, yani dışarıya pek çıkmadan vakit geçirmek için gayet iyi, sessiz, sakin, şık ve isteyen için romantik.
BERRAK ZİHİN VE DİNGİN BEDEN
Göl ve orman manzarasının zengin huzurunu bir arada sunan Richmond Nua Wellness-Spa, tam donanımlı SPA alanı... Onlarca farklı su terapisi, 100’ün üzerinde kişiye özel bakım programları ve masajlarıyla berrak bir zihnin, zinde bir beden ve dingin bir ruh hali arayışı için iyi bir alternatif.
Çevrede ne var?
Kırkpınar: İlk gördüğümde “Türkiye’de böyle bir yer var ve haberimiz yokmuş” diye içimden geçirmiştim. Şahsına münhasır bir yer. Bahçeli sıra sıra evler, art arda villalar, çiçekçiler, kafeler... Kendinizi Amerika’da hissedebilirsiniz. Kartepe: Kış sporları sezonu kısa olsa da İstanbul ve İzmit’in hemen yanı başında şahane bir yer. Yaz-kış gidilebilecek doğayla içe içe bu tepeye temiz havayı solumak için gidin. Maşukiye: Köy içinde başka köy. Zaten Sapanca, Kırkpınar, Kartepe, Mahşukiye, hepsi ayrı güzel ve kendine özel yerler. Gitmişken Çerkez ve Abazha peyniri ve diğer köy ürünlerini almadan dönmeyin.
Ne yenir?
Park Restoran: Kartepe yolu üzerinde bulunan mekâna, sabah iyi bir kahvaltı; öğle ve akşam iyi ızgara yemek için uğrayın. Saklı Vadi: Bölgenin meşhur serpme kahvaltısı için en doğru adreslerden biri. Yazıcıoğlu: Nehrin üzerinde masaların bulunduğu, Karadeniz yemeklerinin en iyi temsilcilerinden biri. Vadi Restoran: Alabalık için Vadi Restoran. Lale Hotel: Göl kenarında 30 odalı bir otel. Kahvaltı için de gidilir ama en önemli ünü oldukça başarılı konyak ve şarap mönüsü. Kıyıdaki hamaklarda oturup bir kadeh bir şey içmek iyi fikir.
Yol müzikleri
Mehmet Erdem Mehmet Erdem zaten her albümüyle benim yol şarkılarımın vazgeçilmezi. Bu Hepsi Benim Yüzümden albümünde de “Acıyı Sevmek Olur Mu”, “Herkes Aynı Hayatta” gibi hit şarkılarında da imzası olan yol arkadaşı Cihan Güçlü’nün “Olur O Zaman” adlı bestesi, yol boyunca parçayı birkaç kez baştan almama sebep oldu. Ferdi Tayfur’dan “Dur Dinle Sevgilim”, Orhan Gencebay’dan “Hey Gidi Koca Dünya”nın yanı sıra yine bir Sezen Aksu klasiği “Seni Kimler Aldı” ile Barış Manço’dan “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” ile albüm tekrar tekrar dinleniyor. Cihan Güçlü Cihan’ı hep Mehmet Erdem’in arkasındaki önemli güç olarak gördük. Ara sıra kendi aramızda gitarıyla seslendirdiği şarkılarına şahitlik, hatta eşlik etmişliğim var. Ancak derler ya “Sanatçıyı sahnede izlemek lazım”... 2 hafta önce Beyoğlu Jolly Joker’deki albüm tanıtım gecesinde, sahnede işte o Cihan Güçlü’yü gördüm. Şahane bir gece, müthiş bir performanstı. Cihan Güçlü albümünün ikinci parçası “Yalandır” ile yol şarkıları “top ten” listemde. Ceza Suspus... İtiraf edeyim Rap ya da R&B müzik fanı değilim ama Ceza yapınca iş farklı oluyor. Kusursuz bir albüm. Çıktığı günden beri sürekli dinliyorum. “Suspus” ile iyi çıkış yapmıştı albüm. İlave olarak albümdeki “Ne de Zor”, “Bulanık Sular” ve “Kim Olduğunu Unut” iyilerin daha iyileri... Adele Geçtiğimiz yıl Daft Punk’ın yaptığını bu yıl Adele yapıyor. Müzik marketleri ve dijital müzik platformlarını tam anlamıyla dağıttı. Albümden ilk çıkan parça “Hello” herkesin dilinde. Ve yeni hit kesinlikle “Million Years Ago”.
