Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam ergüzar Korel ile Halit Ergenç'in 2. çocuk heyecanı

        Esin ÖVET / GAZETE HABERTÜRK

        GONCA’DAN TAM BİR TÜRK KIZI HAREKETİ

        Gonca Vuslateri, “Hiçbir Türk’le evlenmem, bir Türk’ten de çocuk doğurmam” açıklamasının üzerinden daha bir sene değil, yedi ay geçmeden bir Türk’le, Edip Burak Ertoğan ile evlendi. Hem de tam bir Türk kızına yakışır hareket yaparak sosyal medya ağı Facebook’ta ilişki durumunu “Evlendi” olarak değiştirip “A dostlar, bakınız ben evlendim” diye ilan etti.

        Türk kadınlarının sevdiği, istediği hareketleri de farkında olmadan sürdüreceksiniz. Bence Gonca bal gibi davullar eşliğinde düğün yapmak; hatta bildiğiniz, ellerine kınalar yakıp “Yüksek yüksek tepeler”i söylemek de istemiştir.

        Ama işte ah, o ego yok mu o ego... Farklı olma, “Ben başka mahalledenim” deme çabası. Onun için kasıyorlar da kasıyorlar. Biraz rahat olun hanımlar, beyler. Ne istiyorsanız onu yapın. Eğlenin, keyfini sürün. Kasmayın kendinizi.

        EVLİLİĞİ KURTARMAK İÇİN ÇOCUK YAPILMAZ

        Evliliği kurtarmak için çocuk yapmaya çalışan insanlar vardır mutlaka etrafınızda. Benim kendimi bildiğim bileli var. Bu ülkenin kanayan yarası. Ünlüler arasında da var maalesef. Son bir aydır Kenan Doğulu ile Beren Saat hakkında, “Evlilikleri çok kötü gidiyor. Çocuk olsun istiyorlar, o da olmuyor. Sırf ilişkilerini kurtarmak için çocuk yapacaklar. Ankara’daki dükkân yüzünden sorunlar da var” sözlerini duyuyor ve çok üzülüyorum.

        Etrafımda birçok kadın, “Çocuk istiyorum. Çocuk olsun, sonra devam etmezse boşanırım” diyor ya da erkeği eve bağlamak için çocuk dünyaya getirmeye çalışıyor. Benim aklım almıyor, aklım çıkacak gibi oluyor. Korkuyorum, çocuk dünyaya getirip onu bir an olsun mutsuz etme düşüncesine.

        Büyükler, “Aman dünyaya gelen büyür. Bak büyüyorlar işte. Bu kadar titiz düşünülmez” diyor, ama memleketin hali ortada. Ortalık mutsuz, tatminsiz, iş sıkıntısı çeken, çalıştığı işte mutlu olmayan, istemediği kadın ya da erkekle birlikte olan, istemediği bir ortamda yaşayan bireylerle dolu.

        Yani iş “Doğur, büyür işte” olayından geçti artık. Dünya başka, bambaşka bir boyuta geçti, biz hâlâ eski anlayışla çocuk dünyaya getirip büyütmeye çalışıyoruz.

        ELLERİN KIRILSIN EY KADIN!

        Dadılar dövüyor, azarlıyor o küçücük yavrucakları. Gizli kamera bunları ortaya çıkarınca isyan ediyoruz, deliriyoruz, çıldırıyoruz. “Çocukları güvenmediğiniz dadılara vermeyin” diye bağırıyoruz tamam da bunları yapan öz anne olunca ne diyeceğiz?.. Hiç güvenilmeyen öz anne olur mu? Kendi öz annesine güvenilmezse kime teslim edilir bu çocuklar?..

        Bir kadın 9 ay karnında taşıdığı, emzirdiği, kokusunu içine çektiği yavrusunu nasıl döver? Nasıl kalbine vurur, nasıl beddua eder? Nasıl “Öl” der?.. Aklım almıyor. Almayacak.

        Zaten benim, boşandıktan sonra çocukları babasına bırakan kadınları da aklım almıyor. Konya’daki o kadının adını bile anmak istemiyorum. Ellerin kırılsın ey kadın! Çocuğu olsun diye uğraşan kadınlara ayıp, günah, yazık. O çocuğun geleceğine yazık. O çocuğu döverek bir cani yetiştiriyorsun ey kadın!

        Etrafta çok görüyorum, çok duyuyorum. Hatta çocuklarını döven kadınları uyarınca ben kötü oluyorum. Ama bundan sonra direkt şikâyet edeceğim. Direkt arayacağım polisi. O yavrucakları ağlatan pislik kadınların ellerinden alsınlar çocukları.

        Bazı kadınlar çocukları döve döve arsızlaştırıyor. Ağzım dolu dolu, çok acayip isyan ediyorum. Pazar günü sizler de okuyun ve sinirlenin. Etrafınızda çocuk döven kadın ya da adam varsa onları hayatınızdan çıkarın, hatta şikâyet edin.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ