Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Farklı olma arayışı

        Paulo COELHO/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        Şu anda tam olarak nerede olduğunuzu biliyor musunuz? Bir sürü başka insanla birlikte bir şehirdesiniz, ve muhtemelen birbirinden farklı bütün bu insanlar sizin içinizde taşıdığınız umut ve endişelerin aynısını içlerinde hissediyor.

        Bir adım daha ileri götürelim: Siz bir topun üzerindeki mikroskobik bir noktasınız. Bu top bir diğer topun çevresinde dönüp duruyor; bu diğer top ise kendine benzeyen milyonlarca başka topla birlikte bir galaksinin minik bir köşesinde duruyor.

        Bu galaksi, devasa yıldız kümeleriyle dolu ‘evren’ denen şeyin bir parçası. Ve evrenin nerede başlayıp nerede bittiğini hiç kimse bilmiyor.

        Ama bütün bunlar bu evrende önemsiz olduğunuz anlamına gelmiyor; çalışıyor, çabalıyor, kendinizi geliştirmek için uğraşıyorsunuz, hayalleriniz var, aşk ve sevgiyle kimi zaman mutlu, kimi zaman mutsuz oluyorsunuz. Eğer yaşamasaydınız, bir şeyler eksik kalacaktı.

        Her birimizin eşsiz ve özel olmaya hakkı var. İşte bunu anlatan birkaç hikâye...

        DEV AĞAÇ

        Marangoz ve çırakları malzeme bulmak için Qi bölgesinde dolaşıyorlardı. Dev bir ağaç gördüler; beş adam ele ele tutuşsa bile gövdesini saramazdı, dalları ise neredeyse bulutlara değiyordu.

        “Zamanımızı bu ağaca harcamayalım” dedi marangoz ustası; “Onu kesmek istesek bu iş sonsuza dek sürer. Ağır gövdesinden bir gemi yapalım desek, gemi suyun dibine batar. Bir eve çatı yapmaya kalksak, evin duvarlarını da kat be kat güçlendirmek gerekir.’

        Böylece grup yoluna devam etti. Yürürlerken çıraklardan biri şöyle dedi:

        “Koskocaman bir ağaç ama hiçbir işe yaramıyor!”

        “Bu konuda yanılıyorsun” dedi marangoz ustası. “Bu ağaç kendi özüne sadık kalmış bir ağaç. Eğer diğerleri gibi olsaydı onu çoktan kesmiş olurduk. Ama diğerlerinden farklı olma cesaretini gösterdiği için o daha uzun yıllar canlı ve güçlü kalacak.”

        MELEK OLMAK İSTİYORUM

        Rahip João Pequeno şöyle düşündü: Sıradan bir adam olmaktan bıktım, melekler gibi olmalıyım, onlar hiçbir şey yapmayıp sadece Tanrı’nın yüceliğini övüyorlar.” Rahip João o gece Secata manastırından ayrıldı ve çöle gitmek üzere yola çıktı. Bir hafta sonra manastıra geri döndü. Kapıyı bekleyen rahip kapının çalındığını duyunca kimin geldiğini sordu. “Ben Rahip João” dedi kapıdaki ses, “Çok açım.” “Bu imkânsız” dedi kapıyı bekleyen rahip, “Rahip João çölde, kendini orada meleğe dönüştürüyor. Artık açlık hissetmez, karnını doyurmak için çalışmasına da gerek yok.” “Kibirimi bağışlayın” diye cevap verdi Rahip João; “Melekler de çalışır, onların işi insanlığa yardım etmektir. Yemeye ihtiyaç duymazlar, sadece Tanrı’yı övmeye ihtiyaç duyarlar. Ben ise bir insan olarak Tanrı’nın yüceliğini ancak meleklerin yaptığını yaparak övebilirim, yani insanlara yardım ederek. Açlıkla bir yere varılmaz.” Ve bu alçakgönüllü sözleri duyan kapıdaki rahip, manastırın kapısını açtı. Kimi örnek almalı? Mezeritch’li Haham Dov Ber’e biri şu soruyu sordu: “Hangisini örnek almalıyım? Tüm hayatını, hiç sorgulamadan Tanrı’ya adayan dindar adamı mı? Yoksa Tanrı’nın amacını anlamaya çalışan bilgili adamı mı?” “En güzeli bir çocuğu örnek almaktır” diye cevap verdi Dov Ber. “Ama çocuk hiçbir şey bilmez. Neyin gerçek olduğunu bile anlayamaz!” diye tepki verdi kalabalık. “İşte burada çok yanılıyorsunuz” dedi Dov Ber; “Çünkü çocuğun unutmamanız gereken dört önemli özelliği vardır: Çocuk bir sebep olmaksızın her zaman mutludur. Çocuk her zaman meşguldür. Çocuk bir şeyi istediğinde onu elde etmek için müthiş bir inat ve kararlılık gösterir. Ve son olarak, çocuğun ağıdı hep kısa sürer.

        ÇEVİREN: Mine AKVERDİ DENKTAŞ

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ