Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Unutulması gereken bir gece

        Bir ses çıksın.

        Biri çıkıp bir şey söylesin.

        Desin ki “Yanlış yayın yaptınız, o gece bunlar olmadı. Aslında yaşananlar şöyle oldu.

        Hatta oturalım neler olduğunu beraberce konuşalım.

        Ahmet Kaya’nın Türkiye’yi terk etmesini sağlayan o olaylı geceden bahsediyorum.

        İki gün önce Söz Sende’de Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’yı ağırladım.

        Gülten Kaya o gece yaşananları sansürsüz anlattı.

        Hep bir şehir efsanesidir gecede bulunan, Kaya’nın masasına tabak, çatal bıçak fırlatan sanatçıların isimleri. Herkes bir şeyler söyler durur.

        Canlı yayında isimleri tek tek saydım. Gülten Kaya “Evet” dedi. Hepsi doğrudur.

        Hepsi “linç”e katıldılar.

        Şaşkınlıkla dinledim söylediklerini.

        İnanmak istemedim.

        Hala da istemiyorum.

        O isimler arasında kimler yok ki…

        Ajda Pekkan, İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül, Kadir İnanır, Edip Akbayram, Mustafa Topaloğlu, Özcan Deniz

        Örneğin Edip Akbayram ismine hala inanasım gelmiyor. Sahi o da mı Ahmet Kaya’yı korumak için bir şey yapmadı? Hani bazen gözümle görsem inanmam dediğiniz anlar vardır ya, benimki öyle bir duygu işte. Alacakaranlık kuşağından geçiyorum sanki.

        Gülten Kaya anlattı, ben dinledim.

        Ahmet Kaya’ya “Sünnetsiz p..k” diye bağırdılar dedi.

        Bu nasıl bir cümledir böyle?

        Ne kastedildiğini biliyoruz tabii.

        Ne zamandan beri Ermeni olmak hakaret kabul ediliyor bu ülkede?

        Aynı hisse CHP milletvekili Canan Arıtman Cumhurbaşkanı’na yakışıksız bir şekilde saldırınca da kapılmıştım. Üstelik cumhurbaşkanı Abdullah Gül bu saldırı karşısında “Hayır ailemde Ermeni yok” diye cevap vermişti. O zaman da hüzünlenmiştim. Şimdi de hüzünlüyüm.

        Pazartesi gecesi yayından sonra telefonlarımız kilitlendi.

        Programın tekrar yayınlanmasını isteyen çoktu.

        Gelen maillere cevap vermeye dört kişi yetişemedik.

        Dün deşifresini haberturk.com’a koyduğumuz söyleşi tam 150 bin kişi tarafından okundu. Videosunu izleyen kişi sayısı da ona yakındı.

        Herkes soruyor.

        Niye kimse çıkıp konuşmuyor diye.

        Ben de soruyorum.

        Dayanamayıp konunun muhataplarından Serdar Ortaç’ı aradım.

        Gülten Kaya o geceyi çığrından çıkaran kişinin Ortaç olduğunu söylemişti.

        Kapı duvar.

        Sanki hiçbir şey olmamış gibi.

        Sanki o gece orada olanların arasında gizli bir anlaşma var.

        Omerta!

        Lince katılmamış ama seyirci kalmışlar da var. Onlar da üç maymun!

        Kimse o gece hakkında konuşmak, o gece hakkında yorum yapmak hatta o geceyi hatırlamak bile istemiyor. “Unutulması gereken bir geceydi” dedi katılanlardan biri. Büyük yemin verdirdi “İsmimi yazmayacaksın” diye. Hiç kimseden ses çıkmazken onu günah keçisi yapmayı da doğru bulmuyorum zaten.

        O gün Ahmet Kaya’yı yeni albümünde Kürtçe şarkı söyleyeceğini açıkladığı için linç etmeye kalkan “seçkin” kalabalık bugün TRT Şeş için “Harika bir açılım” yorumlarını yapıyor.

        Yapsınlar tabii. İnsanların fikirleri değişebilir.

        Ama ben de diyorum ki her fırsatta özellikle darbeler için “Geçmişimizle yüzleşmeliyiz” diyenler bilmeli ki yüzleşme sadece işine gelen konuyla ilgili olunca biraz eğreti duruyor.

        Hala soruyorum. Hadi o geceye katılanlar konuşmuyor.

        Biz niye tartışmıyoruz?

        Biz niye yüzleşmiyoruz?

        İki kişi biliyorum. Savaş Ay ve Mehmet Aslantuğ.

        Gülten Kaya’nın anlatımıyla onlar o gece Ahmet Kaya’yı kollayan iki isim.

        Biliyorum ki bir yerlerden başlarsak, mutlaka devamı gelecek.

        NE ÖĞRENDİM?

        Başarılı olmak için mutlaka düşman edinmek gerekmez

        balcicekpamir@haberturk.com

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ