Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Dentsu Galerisi'ndeki buluşma

        Paulo COELHO / HT PAZAR

        Baştan ayağa tertemiz ve şık giyimli üç beyefendi Tokyo’daki otelimde beni ziyarete geldi. "Dün Dentsu Galerisi’nde bir konuşma yapmıştınız" dedi biri. “Tesadüfen oradadaydım ve tam da sizin 'Hiçbir karşılaşma tesadüf değildir' dediğiniz sırada içeriye girdim. Belki de kendimizi size tanıtmalıyız.” Nerede kaldığımı nasıl öğrendiklerini sormadım, onlara hiçbir şey sormadım; bu tür engelleri aşıp bize ulaşmayı başaran insanlara saygı duyarız. Adamlardan biri bana Japon kaligrafisiyle yazılmış birkaç kitap uzattı. Yanımdaki tercümanım birden çok heyecanlandı: Kitapları uzatan beyefendi Kazuhito Aida’ydı, benim adını hiç duymadığım büyük bir Japon şairin oğluydu. Ve işte bu gizemli karşılaşma benim Mitsuo Aida’yı (1924-1998) tanımama, okumama ve bu ünlü şair ve kaligrafın muhteşem eserlerinden birkaç örneği bu köşenin okurlarıyla paylaşmama vesile oldu. Mitsuo Aida’nın şiirleri bize masumiyetin önemini hatırlatıyor...

        ★ ★ ★

        "Hayatını çok yoğun yaşadığından Kavruk otlar yine de çeker Gelip geçenlerin dikkatini. Çiçekler sadece çiçektir; Ve ancak ellerinden geldiği kadar yapabilirler bunu. Vadide gözlerden ırak açan beyaz zambak, Kendini kimseye anlatmaya ihtiyaç duymaz; Sadece güzellik için yaşar. İnsanlar ise nedense kabullenemez bu 'sadece'yi.

        ★ ★ ★

        Eğer domatesler kavun olmayı isteselerdi,Tamamıyla komik duruma düşerlerdi. Beni her zaman şaşırtır; Neden bu kadar çok insan, Aslında olmadıkları bir şey olmak ister. Kendini komik duruma düşürmeye ne gerek var.

        ★ ★ ★

        Her zaman güçlüymüş gibi davranmaya gerek yok Ya da her şeyin sürekli yolunda gittiğini kanıtlamaya Başkalarının ne düşündüğüne önem vermeyin Varsa ihtiyacınız ağlayın Bütün gözyaşlarını akıtmak iyidir İnsan ancak o zaman tekrar gülebilir."

        ★ ★ ★

        Bazen televizyonda tünellerin ve köprülerin açılış törenlerini görürüm. Genellikle bir sürü ünlü yüz ve politikacı yan yana sıralanırlar, tam ortada ise bir bakan veya yerel yönetici yerini alır. Sonra kurdele kesilir ve ardından projeden sorumlu kişiler masalarının başına döndüklerinde ne kadar tanındıklarına ve takdir edildiklerine dair bir sürü mektup bulurlar. Projeye alın terini akıtanlar, kazma kürek sallayanlar, yazın sıcağında, kışın soğuğunda işi bitirmek için hiç durmadan çalışanlar görülmez: Hiç ter akıtmayanlarsa sonunda en büyük takdiri toplar. Görünmeyen yüzleri görebilen, şöhret ve başarı peşinde koşmayanları, hayatın onlara verdiği rolü en doğru şekilde yerine getirenleri fark edebilen biri olmak istiyorum. Bunu yapabilmeyi istiyorum çünkü varlığımıza yön veren en önemli şeyleri yapanlar, aslında yüzlerini hiç bir zaman göstermeyenlerdir. (Çeviren: Mine Akverdi Denktaş)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ