Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Geçmişten günümüze en iyi salgın filmleri

        Önce Rio Yaz Olimpiyatları’nda Zika Virüsü ile bütün dünya huylandı. “Viral”in gösterime girmesiyle de salgın filmlerini hatırladık ve en iyilerini seçerken salgın konusunun sinemanın çok farklı türlerinin ilgi alanına girdiğini keşfettik

        YEDİNCİ MÜHÜR - 1957

        (Det sjunde inseglet) Yönetmen: Ingmar Bergman Bergman’ın düşünsel yanı ağır basan bu fantastik dramı veba yıllarında geçer. Haçlı Seferleri’nden evine dönen yorgun şövalye, Avrupa’yı kırıp geçiren salgın hastalığın karşı konulmaz dehşeti karşısında hayatın anlamını ve varoluşunu sorgular. Canını almaya gelen Ölüm’e meydan okuyarak onu satranç oynamaya davet eder... Şövalye olup bitenlerin arasında tutunacak bir umut kırıntısı ararken Ölüm de kazanmak için elinden geleni yapar. Karanlık bir Bergman klasiği...

        12 MAYMUN - 1995

        (12 Monkeys) Yönetmen: Terry Gilliam İnsanlar salgın hastalıklar nedeniyle yeraltına inmiş ve orada yeni bir dünya kurmuşlardır. Açık havaya ve toprağın üstüne dönmek için zaman makinesiyle geçmişe bir mahkûm gönderirler. Amaçları salgını daha başlamadan engellemektir... Geçmiş ile gelecek, yer altıyla yer üstü arasında gidip gelen hikâye, özgün görsel dünyası ve duygusal öyküsüyle seyirciyi büyüleyen bir Terry Gilliam başyapıtına dönüşüyor.

        TEHDİT- 1995

        (Outbreak) Yönetmen: Wolfgang Petersen Starları, klişeleri, iyi ve kötü adamlarıyla Hollywood tarzı tipik bir felaket filmi. Ama böyle bir listeye almamak haksızlık olurdu. Kaldı ki, Afrika’da ortaya çıkan gerçek Ebola virüsünün olası etkilerinden yola çıkan senaryonun, tüyler ürpertici bir yan taşıdığı kesin. “Bunların hepsi bir gün gerçek olabilir” düşüncesi “Tehdit”i sıkı bir gerilim ve unutulmaz bir salgın öyküsü haline getiriyor. 1967’de Zaire’de geçen açılış sahnesi de akıllardan çıkacak gibi değil.

        28 GÜN SONRA - 2002

        Hastanede baygın yatan Jim, 28 gün sonra uyandığında Londra’nın hayalet şehre dönüştüğünü görür... Şehrin boş caddeleri ve meydanlarında dolaştığı sahneler, filmin hüzünlü tonunu ve karamsar havasını belirler. Her şeyin nedeni, bulaştığı insanları 20 saniyede zombileştiren bir virüstür. Jim, karşılaştığı birkaç sağlıklı insanla birlikte Manchester’a ulaşmaya çalışırken uygarlığın çöküşüne şahit olur. “Zombili kıyamet” türüne bağlanan bir salgın filmi...

        SON UMUT - 2006

        (Children of Men) Yönetmen: Alfonso Cuaron Listemizin en farklı ve orijinal salgın filmlerinden biri. Kudurup başkalarına saldıran ya da ateşi yükselerek ölen insanlar yok filmde. Ama her şey, bütün dünyaya yayılan kısırlık hastalığıyla ilgili... İnsanların artık çocuk yapamıyor oluşu, dünyayı giderek daha umutsuz bir yer haline getiriyor. Geleceksizlik fikrinin insanları içten içe yiyip bitiren bir virüsten beter olduğunu görüyor; filmi seyrettikten sonra bebeklerin, çocukların ve gençlerin olmadığı bir dünyayı aklınıza dahi getirmek istemiyorsunuz...

        YARATIKLAR - 2006

        (Slither) Yönetmen: James Gunn Uzaylı istilacılar ve yaratık filmleri bir salgın öyküsüyle buluşursa neler olur? Mizahı hiç ihmal etmeyen ama korkugerilim konusunda da gerekeni yapan “Yaratıklar”, klişeleri zekâ dolu, eğlenceli bir öyküye dönüştürürken Hollywood filmleriyle dalga geçmeyi de ihmal etmiyor. Meteorla küçük bir Amerikan kasabasına düşen dünya dışı varlık, ele geçirdiği bir insan aracılığıyla kasabaya yayılmaya çalışıyor; “temiz”ler ve enfekte olanlar arasında bir savaş başlatıyor.

        BEN EFSANEYİM - 2007

        (I Am Legend) Yönetmen: Francis Lawrence Richard Matheson’un aynı adlı romanının üçüncü ve belki de en iyi uyarlaması. Kansere çare olacağı umut edilen virüs insanların yüzde 90’ını öldürmüş, geri kalanları da geceleri yaşayan canavarlara çevirmiştir. New York’ta tek başına yaşayan askeri doktor Neville, gündüzleri virüse bağışıklık geliştiren başka canlıları ararken geceleri de canavarlara karşı savaşır... İnsansız ve terk edilmiş bir şehirde tek başına yaşamanın nasıl bir şey olduğunu çok iyi anlatan ilk bölümü için bile görülebilir.

        REC: ÖLÜM ÇIĞLIĞI - 2007

        (REC) Yönetmen: Jaume Balaguero, Paco Plaza Bir muhabir ile kameraman, haber için girdikleri binanın karantinaya alınmasıyla kendilerini bir ölüm kalım savaşının ortasında bulurlar. Gizemli bir hastalığa yakalananlar herkese saldırırken, diğerleri canını kurtarmaya çalışır... Olayları bir haber kameramanın kayıtlarından izliyor olmamız ani gelişen salgının etkisini ikiye katlıyor. Çatısı, bodrumu ve kapıların ardındaki gizli tehlikelerle, bir apartman daha önce hiç bu kadar korkutucu olmamıştı.

        SALGIN 2011

        (Contagion) Yönetmen: Steven Soderbergh Ölümcül bir hastalığın küresel salgına dönüşmesini aşama aşama anlatan gerçekçi bir film. Kötü adamlar ya da dünyayı kurtaran kahramanlar yerine işlerini yapmaya çalışan bilimadamları ve kendilerini kurtarmaya çalışan sıradan insanlar var. Elimizi yüzümüze götürmemiz ya da basit bir tokalaşmanın korkutucu sonuçlarıyla yüzleştiğimiz film, Hollywood klişelerine meydan okuyan alternatif bir salgın filmi. Final, çevreci mesajıyla çarpıcı ve uyarıcı.

        DÜNYA SAVAŞI Z - 2013

        (World War Z) Yönetmen: Marc Forster Zombili bir kıyamet filmi olmasına karşın giriş, gelişme ve sonuç açısından tam bir salgın filmi. Tek ısırıkta bulaşan salgını dünyanın farklı ülkelerinde takip eden film, felaketler karşısında kapılarını dışarıya kapatan korunmacı, muhafazakâr zihniyeti hem birey hem de ülkeler nezdinde eleştiriyor. Ailelerin evlere kapandığı, ülkelerin duvarlar ördüğü, bilimsel kuruluşların kapılarını kapattığı bir dünyada çözümü, hareket eden, risk alan ve iletişimden vazgeçmeyenler buluyor.

        HABERTÜRK PAZAR

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ