Mutfakta bir şef-star: Jamie Oliver!

HT Cumartesi ekinden Gizem Sevinç, Jamie Oliver ile röportaj yaptı.

Jamie Oliver’ın Londra’daki yemek okulundayız. Jamie’nin olağanüstü bir aurası, bir o kadar hesaplı kitaplı bir PR ekibi var! Yüzü olduğu mutfak markası Hotpoint’le birlikte “Evin kalbi mutfaktır, mutfağa dönün” çağrısı yapıyor. Zaten sürekli “Sevdiklerinize yemek yapın” deyip durdu. Her ikizler burcu gibi hararetle konuşmaya bayılıyor; “Haftada 1-2 kez dahi olsa mutfağa girmeyi sevdiklerimize verdiğimiz önemin göstergesi olarak görüyorum” diyor, “Unutmayın, yiyeceklerin hatıralarımızı canlandırmak gibi şahane bir yeteneği var. Sevdiğiniz o özel yemeğin kokusu, tadı, sofradaki anlar, yemek hazırlarken hissettikleriniz, en iyisi olsun diye gösterdiğiniz özen, emek, zaman... Tüm bunlar öyle özel ve bağlayıcı ki: Çünkü mutfak evin kalbidir. Mutfak hem sohbet ettiğimiz hem yemek pişirdiğimiz hem de aileye dair en güzel anları biriktirdiğimiz yerdir.”

Jamie Oliver, şef olmaya küçük yaşlarda karar vermiş. “Yemeğin insanlar üzerindeki etkisini fark ettiğimde ufacıktım, tezghâhın üzerinden restoranın arka tarafını görecek yaşa geldiğimde mutfakta olup bitenden çok etkilendiğimi hatırlıyorum. İnsanların iyi yemek için böylesine çalışması bana çok havalı gelmişti” diyor. 17 yıllık evli ve 5 çocuk babası. Meğer ününü borçlu olduğu The Naked Chef (Çıplak Şef) programının fikir annesi, eşi Jools Oliver’mış. “Eşim Jools eskiden pek parlak olmasa da şu an çok iyi bir aşçı. Bunu kendisi de itiraf ediyor. Beraber yaşamaya başladığımızda modellik yapıyordu, bense River Cafe’de çalışıyordum. Müthiş yoğun ve tuhaf saatlerde çalışıyorduk.

Öyle ki pek çok gece karşılaşamıyorduk bile. Onun doğru beslendiğine, iyi şeyler yediğine emin olmak için alüminyum folyoda yemekler hazırlayıp bırakırdım. Eve geldiğinde sadece 20 dakika fırına atması yetiyordu. Tabii folyonun üstüne minik bir de not yazıyordum! Jools bunu çok tatlı bulduğunu, çok etkilendiğini söyler hep. Düşünüyorum da, birlikte yaşamak, ortak bir hayat kurmak... Bizim için çok heyecan verici bir dönemdi. İlk evimiz Hampstead’de küçük bir stüdyo daireydi; bir salon, bir asma kat ve bir de küçücük mutfağımız vardı.

O koşullar altında minimum ekipman kullanarak folyoda hazırladığım yemekler yapabileceğimin en iyisiydi. Fazla para kazanmıyordum. Folyoda pişirmek üzere kullandığım malzemeler de mahalle marketinden aldığım basit malzemelerdi. Sanırım böylelikle Çıplak Şef ruhunun temelleri atılmış oldu; içten, sevgiyle yapılmış ev yemekleri doğdu...”

JAMIE'NİN FOLYODA BALIK TARİFİ (1 KİŞİLİK)

Malzemeler:

- 1 büyük yumurta

- 100 gr. patates

- 1/2 rezene kökü

- 1/2 limon

- 5 adet olgunlaşmış çeri domates

- 1 avuç dolusu siyah zeytin

- 120 gr derisi temizlenmiş beyaz balık filetosu (mezgit/levrek/ pisi balığı)

- Zeytinyağı üzerinde gezdirilecek kadar beyaz şarap

Hazırlanışı:

Alüminyum folyadan bir bohça hazırlayın. 35’e 45 cm folyoyu kesip ikiye katlayın. 3 kenarını mektup gibi yukarı katlayın (katlama kenarlarını fırça yardımıyla çırpılmış yumurtayla kapatın. Folyonun bir tarafı açık kalsın. Patatesleri dilimleyip 6 dakika tuzlu suda kaynatın. Patatesleri süzün ve soğumaya bırakın. Rezeneyi elma dilimi şeklinde doğrayın, yapraklarını ayırın ve düzgün bir limon dilimi kesin. Çeri domatesleri ikiye kesin, zeytinleri çekirdeklerinden ayırın. Rezene, limon, domates ve zeytinleri büyük bir kâseye doldurun, üstüne soğuyan patatesleri ve balığı yerleştirin. Zeytinyağı gezdirip tuz ve karabiber ekleyip karıştırın. Her şeyi alüminyum torbaya alın, rezene yapraklarını üstüne serpin, açık bıraktığınız tarafı çok sıkmadan kapatın ve folyoyu kullanacağınız zamana kadar buzdolabında muhafaza edin. Fırını 200 dereceye ayarlayın. Gevşek bıraktığınız tarafı açın ve içine şarabı dökün. Tekrar kapatıp fırın tepsisine yerleştirin. Patatesler ve balık pişene kadar, 18-20 dakika pişirin. Servis için alüminyum bohçanızı servis tabağına alın ve buharını atması için yırtın. Yanında yeşil fasulye veya brokoli ikram edebilirsiniz.