Taş evlerin, denizin, yeşilin birleştiği yer: Cunda

HT Cumartesi ekinden Levent Özçelik, Balıkesir Cunda'nın güzelliklerini okuyucularıyla paylaştı.

Yaz Ege’de başlar mümkünse Cunda’da. Ayvalık hemen kıyısındaki Cunda ya da diğer adıyla Ali Bey Adası, özellikle hafta içleri kaçıp gittiğim köşelerin başında gelir. Kıyıya kısacık bir köprüyle bağlanan, adadan ziyade Ayvalık kıyı kasabası olan Cunda, Ege’nin en kolay ulaşılabilir adası olma özelliğini koruyor. Tabii bu durum adanın hızla betonlaşmasına neden olsa da biz Cunda’ya iyi tarafından bakalım.

Köprüden merkeze doğru ilerlerken son yıllarda yapıldığı açıkça belli olan yapıları hızla geçip çarşıya ulaşmaya çalışıyorum. Aslında adanın mimari üslubunu bozmadan yeni binalar yapmak bu kadar zor olmasa gerek. Bunun en iyi örneğini Alaçatı’da görmek mümkün. Hey yıl yenilenen eski taş evlere eklenen yenileri, en azından bu kadar rahatsız etmiyor.

Cunda’ya yaz başında gidemediyseniz artık hafta içi gitmekte fayda var. Böylelikle en azından o eski Cunda’yı biraz olsun yaşamak mümkün olabilir. Sabah kahvelerden birine oturup güne başlamak iyi bir fikir. Binaların gölgesinin parke taşlı yollara düştüğü saatlerde ara sokaklarda turlamak, esnafla laflamak, Cunda’nın eski havasını solumak demek...

CUNDA MI, ALİ BEY Mİ?

Cunda’nın tarihteki isimlerinden biri de Yunanca’da “kokulu ada” anlamına gelen “Moshonis”. Piri Reis 1513’te yazdığı “Kitab-ı Bahriye”de bölgeden Yunt Adaları olarak bahsediyor. Piri Reis; adaların üzerinde başıboş gezen eşek, at ve kısraklardan esinlenerek adalara Yunt ismini vermiş. Ardından Osmanlıca yazımının yanlış okunarak Cunda’ya dönüştüğü biliniyor. Son olarak ada Cumhuriyet’in kurulmasının ardından Türk topraklarına katılmasıyla Ali Bey Adası adını almış. Dolayısıyla resmi olarak Ali Bey Adası ancak genelde Cunda olarak anılıyor.

HAFTA İÇİ AVANTAJLI...

Ege’de turizm sezonu maalesef kısa. İki ay yüksek sezon, iki ay da orta-düşük sezon deseniz o kadar işte. Dolayısıyla esnaf haklı olarak hafta sonlarını iyi değerlendirmek derdinde. Hafta içi daha iyi fiyatlara konaklamak, restoranlarda daha iyi hizmet almak mümkün. Hem de adanın merkezi ve plajları daha sakin.

MİLLİ PARK

Adanın pek bilinmeyen diğer tarafında yer alan bölge, benim en sevdiğim kısım. Ayvalık Adaları Tabiat Parkı olarak bilinen 22 adadan oluşan yaklaşık 18 bin hektarlık alanıyla toplamda ülkemizin en büyük tabiat parkı. Tabiat parkının büyük bölümü Cunda’da yer alıyor.

SOBE BEACH VE ESKİ RUM KÖYÜ

Sobe Hotel Cunda merkezde ama sessiz bir butik otel. Patriça Koyu’nda bir de Sobe Beach’leri olduğunu geçtiğimiz yaz keşfetmiştim. Patriça Plajı’nda artarda sıralanan beach’lerin hepsi güzel, tek sorun iç içe olmaları. Sobe Beach ise yolun neredeyse sonunda yer alıyor. Ayışığı Manastırı ve koyuna giden eski Rum köyünün içinde yer alıyor. Mutlaka önceden yer ayırtıp gitmelisiniz.

PATERİÇA OLMUŞ PATRİÇA

Yunanca ‘koltuk değneği’ anlamına gelen Pateriça, zaman içerisinde kısaca Patriça diye anılır olmuş. Patriça Koyu’nun bulunduğu bölgede Rumların döneminden kalma pek çok kilise ve manastır bulunuyor.