Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Modada muhafazakâr kapışma

        KÜRŞAD OĞUZ / koguz@haberturk.com

        Pazar günkü Radikal'in manşetini görmüş, görmeseniz de yansımalarını internetten takip etmişsinizdir. Zaten habere konu olan isimleri daha sonra televizyonda da bol bol izlediniz.

        İtiraf ediyorum, Radikalciler, iki haftadır aklımda ve elimde sürünen, "nasıl olsa kimse görmez" diye endişesiz beklettiğim haberi gazetecilik tabiriyle "patlatmışlar." Üçüncü sayısı piyasada olan "örtünmek güzeldir" sloganlı "tesettür modası dergisi" Âlâ'yı "örtülü Vogue" başlığıyla vermişler. Emeği geçenleri tebrik etmek lâzım.

        Lâkin bazen geride kalmak, olan biteni daha geniş bir persektifte görmek ve zamanın ruhunu anlamak bakımından avantaj sağlayabiliyor...

        Şöyle ki...

        REJİM DÜŞMANININ ÂLÂSI

        Radikal'in "Örtülü Vogue" haberi, bundan bir 10 yıl önce muhtemelen "irtica hortladı" diye verilirdi. Hatta böyle servis edilirdi. Âlâ, 28 Şubat 1997 sonrasının rejim koruma süslü McCarthy'ci ortamına 'âlâ' dayanak olurdu. "İşte gördünüz mü, Türkiye'yi yüz yıl geriye götürmek isteyen bu kafayla mücadele ediyoruz" denirdi. Dergi, kapatılmaktan beter edilir hatta Cumhuriyet mitinglerinde yakılabilirdi.

        Abartıyorsun diyorsanız, en azından durumun bugün yaşanandan farklı olacağını takdir edersiniz.

        TEPKİ KAYMASI

        Peki bugün ne oldu?

        İçinde/kapağında türbanlı/başörtülü kadın fotoğraflarının bulunduğu, tamamen tesettürlülerin çalıştığı ve tesettür modasını anlatan, muhafazakâr kesime İslami hayat öğütleri veren, içi marka dolu bu dergi "örtülü Vogue" oldu. İmtiyaz sahibi televizyona çıkıp "Satışlar çok güzel hamdolsun" dedi. Editör hanım, "Yıllardır bize yapıldı bu ayrımcılık. Müslüman her zaman en şık olmalı" diye konuştu.

        Ama "bu mahallede" kimse "irtica hortladı" diye bakmadı. Vâveyla kopmadı. Olay, bir marka pazarlama çabası olarak görüldü. Tam tersine tepki "o mahalle"den geldi. Sibel Eraslan "Tesettürde gösteri olmaz" çıkışı yaptı. İslami/muhafazakâr dünyanın sol vicdanı haline gelen İhsan Eliaçık twitter'da Âlâ'yı "abdestli kapitalizmin moda trend dergisi" diye tanımladıktan sonra verdi veriştirdi: "Kavmin servetten şımarmış ileri gelenleri sınıfına katıldıkları tescil edildi. Mayolu mankenle başörtülü manken teşhiri arasında ne fark var? Niye avurtları çökmüş kara lastikli kız fotoğrafı basmıyorlar... Vogue'ye karşı Âlâ alternatif değil, kapitalizme abdest aldırmadır."

        Dün yoğun saldırıda kendilerini sorgulayamayanlar, bugün bu fırsatı bulmuş oldu.

        HESNA'YI DA BENDEN DUYUN

        Âlâ tek değil. Bunu da benden duymuş olun. Bir de "muhafazakâr kesimin Cosmopolitan'ı" var: Hesna Türkiye.

        İlk sayısı Ağustos'ta çıktı. O sayıda söyleşi yapılan modacı Tanju Babacan'la, Âlâ ikinci sayısında konuştu.

        Konsept aynı ama Hesna Türkiye, Âlâ'ya göre daha "ortada." Tesettürlü kadın olduğu kadar, başı açık kadın fotoğrafları da var. Zaten dergiyi çıkaran iki kadının da başı açık. Ama dergi için çalışanların bir kısmı tesettürlü.

        Hesna, "güzel, hanım kadın" demek. İlk sayının konularından bazıları şunlar: "Lala Eğitimi – Her Çocuk Şehzade," "Helal Kozmetik," "Hipnozla Keyifli Doğum," "İftar Sofraları," "Eşarp Yelpazesi..."

        "BİZDEN ESİNLENDİLER"

        Hesna Türkiye'nin ilk sayısının editörünü aradım. "Kadın kadındır, tesettürlü – tesettürsüz farketmez, ihtiyaçları aynıdır" diye yola çıktıklarını söyledi. "Muhazakâr kesimin Cosmopolitan'ı" yakıştırmasını kendi okurlarının yaptığını vurguladı. Bir de iddiası var: "Âlâ ilk sayısında daha İslami'ydi. Üçüncü sayıda daha dengeli oldular. Bence tamamen bizden esinlendiler."

        Hesna Türkiye'nin yeni sayısının ne zaman çıkacağı meçhul. Çünkü kurucu ekip arasında bir anlaşmazlık var. Ama bu dergi yayın hayatına devam etmese bile artık benzerlerine raflarda daha sık rastlayacağınızı söyleyebiliriz. Bunun için "modada muhafazakâr kapışma" diyoruz...

        KADINLAR MI DÖNÜŞTÜRECEK?

        Bu örnekler aynı zamanda, yeni zamanın ruhunu daha kolay kavrama imkânı veriyor bize. Muhazakâr kesimde her "yeni ve farklı" hamle, artık "karşıdan" değil, kendi içinden bir muhalefet doğuruyor. Erkeklerin ortada olduğuna bakmayın; bu yeni dinamizmin öznesi de kadınlardan başkası değil.

        Birkaç yıl önce bir sosyolog bana, "muhafazakâr kesimi kadınlardan başkası dönüştüremez" demişti.

        "İrtica hortladı"dan, "Örtülü Vogue"a... Başörtüsü talebinden "tesettürlü şıklık"a...

        Galiba haklı çıkıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ