Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Depremle Van Gölü’nde kıyı çizgisi 40 cm yükseldi, yeni deprem haritası

        Cemal AŞAN VAN (AHT)

        Gazete HABERTÜRK

        MTA tarafından yapılan araştırmada Van’da 23 Ekim 2011’de meydana gelen depremin Van Gölü’nün kıyı şeridini değiştirdiği, kıyı çizgisinde 1 metre ile 20 metre arasında değişiklik yaşandığı belirtildi.

        Van’da 23 Ekim 2011’de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) Jeoloji Etütleri Dairesi’nin Yer Dinamikleri Araştırma ve Değerlendirme Koordinatörlüğü Aktif Tektonik Araştırmaları Birimi tarafından oluşturulan 4 kişilik heyet depremin etkilerini araştırdı. Dr. Ömer Emre, Dr. Tamer Y. Duman, Dr. Selim Özalp ile Hasan Elmacı tarafından yapılan araştırmanın ardından 20 sayfalık bir rapor hazırlandı.

        Kurumun resmi internet sitesinde de yayınlanan raporda “Deprem sonrası Van Gölü’nün fiziki coğrafyasını değiştirecek kıyı değişimleri geliştiği gözlemlenmiş, Van ile Bitlis’in Adilcevaz İlçesi arasında kalan kıyı boyunca yapılan incelemede deprem nedeniyle güncel kıyı çizgisinde yükselmeler olduğu, kıyı çizgisinin 1 ile 20 metre arasında değişen değerlerde göl yönünde gerilemiş olduğu gözlenmiştir” denildi. Raporda “Adilcevaz ile Erciş arasında kıyı bandı boyunca da kıyı çizgisinde yükselmeler gerçekleşmiştir. Ölçümlerimize göre kıyı çizgisinde meydana gelen yükselmeler 15 cm ile 40 cm arasında değişmektedir. Kıyı çizgisindeki en fazla yükselme ise 40 cm ile depremin aletsel ve makrosismik episantr bölgesine en yakın olan Çarpanak ve Yaka adaları arasındaki kıyı bandında gerçekleşmiştir” denildi.

        "20 yıl önce tespit edilemeyen yeni faylar tespit edildi"

        Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Yeni fay haritalarındaki ülkedeki diri fay sayısının 150 değil, 326 civarında olduğu anlaşıldı. Son 20 yılda yeni faylar oluşmadı. 20 yıl önceki haritada tespit edilemeyen veya tespit edilip aktif olduğu anlaşılamayan yeni fay hatları son teknolojinin kullanıldığı bu çalışma ile beraber tespit edildi ve aktif fay olarak nitelendirildi." dedi.

        Taner Yıldız, düzenlediği basın toplantısında güncellenen diri fay hattı haritalarını kamuoyu ile paylaştı. Türkiye'nin jeolojik konumu nedeniyle dünyada deprem tehlikesi en yüksek olan ülkelerden biri olduğunu kaydeden Yıldız, son yüz yılda meydana gelen depremlerin önemli bir kısmının Türkiye'de oluştuğunu belirtti.

        Depremin önlenemez bir jeolojik afet olduğunu söyleyen Yıldız, "Ama deprem zararlarının azaltılması veya en aza indirilmesi mümkün olabilir." dedi.

        Depremin ne zaman olacağının ise söylenemez olduğunu vurguladı. 1992'deki ilk diri fay haritasının teknolojik ve bilimsel yenilikler kullanılarak son 8 yılda tamamlandığını aktaran Yıldız, "780 bin kilometrekarelik bütün kara parçasının tamamı incelenmiş oldu. Bu haritalar şeffaf bir biçimde tüm kamuoyu ile paylaşılacak, web sitesinde görülebilecek. Zaman zaman 'Ben İstanbul'un falan semtinde oturuyorum. Ev satın almak istiyorum acaba burada deprem olur mu?' diye telefon açan vatandaşlar var. Tabi deprem konusunda spekülatif yorumlar görüyoruz. Bazı hocalarımızı bu vesile ile sorumluluğa davet ediyorum. İki tane profesör, okumuş yazmış ama aynı konuda aynı deprem konusunda birbirine taban tabana zıt görüşü konuşabiliyorlar. Bunların özellikle sonuçlarını merak eden vatandaşlarımız tarafından ilgiyle izlendiğini, bu bilgi karmaşası karşısında sükûtu hayale uğradıklarını söylemem lazım." diye konuştu.

        Yıldız, bu konuda tek resmi ve güvenilir kaynak olarak diri fay haritasının güncellenmiş halini gösterdi.

        Haritaların hazırlanması sürecinde tüm diri fay hatlarının bir fotoğrafının çekildiğini dile getiren Yıldız, "Yeni fay haritalarındaki ülkedeki diri fay sayısı 150 değil, 326 civarında olduğu anlaşıldı. Son 20 yılda yeni faylar oluşmadı. 20 yıl önceki haritada tespit edilemeyen veya tespit edilip aktif olduğu anlaşılamayan yeni fay hatları son teknolojinin kullanıldığı bu çalışma ile beraber tespit edildi ve aktif fay olarak nitelendirildi. Milyonlarca yıl önce oluşmuş olan bu diri fayla, bu çalışmayla ortaya konmuş oldu. Bu harita ile jeolojik gerçekleri değiştirmiş olmuyoruz, fayların görünürlüğünü tespit etmiş oluyoruz." dedi.

        Yeni fay haritalarının sanayi alanları için yönlendirebilir bilgiler içerdiğini vurgulayan Yıldız, "Sanayiden inşaata, ulaştırmadan enerjiye varıncaya kadar çok temel sektörün başvuru kaynağı olacaktır." ifadelerini kullandı.(CHA)

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ