Aldatan kadın!

Erkekler yaptığı zaman hafif grip olmuşçasına hengâmesiz biten aldatma olayı kadın kısmı tarafından gerçekleştirilince sel felaketi olmuşçasına ortalık ayaklanıyor. Erkeğin aldatması 1 saat kadar, kadın aldatınca 1 ay konuşulur bizim memlekette. Oysa hiçbir kadın öylesine, bacak arası keyfi için aldatmaz sevgilisini, eşini. Hani derler ya, bir gecelik bir münasebet değildir onunkisi. Genelleme yaparken birtakım sapkın insanları bunun dışında tutmak lazım elbette.

SADAKAT BEKLENMESİ TUHAF

Üçlü bir ilişkinin içerisinde yanan her zaman kadın olmuştur. Çünkü bir hata olduğunda, insanlar hiçbir zaman olayın gelişim aşamasına bakmazlar. O kadar sonuca yöneliklerdir ki, kadın her türlü üçlü ilişkinin zararlısı çıkar. Aldatılan olsa o yükü taşımak zorunda kalır, aldatan olsa aşüfte olur. Hele ki aldatan adamın karısını aldattığı kadın ise her şey olur. Her zaman bahsederim ve bahsetmeye de devam edeceğim, yapay ilişkilerin, çıkar ilişkilerinin sonu hep aynı yol ayrımına mutlaka gelir. Kâğıt üzerinde güzel görünen, akla yatan, kendimizi bize güvende hissettiren ilişkilerden sadakat beklenmesini tuhaf buluyorum. Öte yandan, birbirlerinden cinsel anlamda soğuyan çiftlerin de birbirlerinden sadakat beklemesini oldukça garipsiyorum.

KADINLAR DA SEKS İSTİYOR

Bundan 4 sene önce Londra’da yaşayan bir kız arkadaşımla telefonla konuşuyorduk, bana “Biz kocamla 8 aydır cinsel ilişkide bulunmuyoruz, sence beni aldatıyor mudur?” diye sorunca istemsizce bir kahkaha patlattım. Sonra da ona “Peki sen 8 aydır onu aldatmadın mı?” diye sordum. Bana çok bozuldu. Erkeklerin çok yanlış bir inancı var ve bunun kırılması gerekiyor. Erkeklerin ne kadar seks ihtiyacı var ise, kadınların da aynı oranda var. Sanmayın ki siz cinselliği düşünürken biz gökyüzündeki yıldızları sayıp duruyoruz. Ve inanın bu ayıp bir şey değil! Hem de hiç değil. Fakat gelin görün ki, evlenen adam “eş” konseptine bir türlü alışamıyor gibi geliyor bana. O her gün deliler gibi seviştiği kadına bir Meryem Ana, temiz kadın, kutsal kâse, beyaz ruh anlamları yüklüyor. İlişkilerin bitişi de aslında tam burada başlıyor.

EVLENİNCE PRENSESLEŞİYORLAR

Kadınlar o beyaz ruh, Meryem Ana kavramından pek bir hoşlanıyorlar. Evlenince kimlik ve karakter değiştiren kadınları sürekli görüyoruz. Kendilerini bu kimlikle diğer kadınlardan ayırıp evin kraliçesi oluyorlar. Ama asıl olan buradan sonra başlıyor. Siz beyaz pelerinlerinizle o hijyenik ortamda salına salına gezerken, çocuklar çamurla oynayıp kirlenmek istiyor! Pamuk Prensesi seksi bulan bir erkek varsa bilemem ama ben bunu garipsiyorum. Pamuk Prenses’i seksi gelmediği için aldatmalara yer hazırlanmış oluyor. Ben kadınların evlenince prensesleşme tribine deli oluyorum. Kaç arkadaşım varsa hepsi aynı değişimi yaşadı ve hepsinin de cinsel hayatları çölde serap görmeye benzedi. Bir ilişkinin içerisinde herhangi bir yüzden cinsellik biterse aldatmaların olması da o kadar artar. Bu sadece erkekler için değil, kadınlar için de geçerli bir durum.

KADINA KADIN GİBİ DAVRANMALI

Sen bir kadını ruhsal olarak tatmin etmiyorsan, ona artık evdeki bir abajurmuşçasına davranıyorsan, ona yakınlaştığın zaman söylediğin tek şey “Ay ne tatlısın sen, canım benim” ise e o zaman o kadından bekleyeceğin tek şey ruhsal bir bunalımla seni hayat boyu beklemesi olacaktır. Hatta daha da ileri gidip bir zaman sonra bütün kadınsılığını ve cinselliğini unutması gerekecektir. Bunu neden yapsın ki? Bir erkek eşinin yüzüne artık bakmıyorsa, bu kadın kendini hayatı boyunca neden çirkin ve mutsuz hissetsin ki? Hem hiçbir kadına ruhsuz bir cinselliği yediremezsiniz. Sadece görev olsun diye bir cinselliği yemeyiz. Sonuçlarını her yerde sıkça görüyoruz. Ben burada bir aşüftelik görmüyorum. Kadınına kadın gibi davran diyorum! Çünkü bil ki, elinde saatli bomba ile dolaşıyorsun. Kadının sabrı çok uzun süre sonra taşar. O kadar uzun bir bekleyişi vardır ki, harekete geçene kadar çok bekler. Aldatma bir kadın için hiç de sıradan bir şey değildir. Sıradan olmadığı kadar ürkütücüdür de. O sadece ruhunu doldurmak için, hayatı eline yüzüne bulaştırmıştır. Ama kimse dönüp de “neden” diye sormaz işte..