Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Mimar Semih Akşeker'e göre Taksim'e bir cami yetmez

        ELİF KEY

        GAZETE HABERTURK - HT PAZAR

        Mimar Semih Akşeker'in, tam da tarihi önemi haiz kentsel dönüşüm dönemine denk gelen kitabının adı "Mutlu Ev". Akşeker kitabında ayetler, hadisler ve gelenekler ışığında mutlu olacağınız evin projesini çiziyor. Evin temelini de adalet, tevazu, sadelik, güzellik-estetik, fanilik şuuru, mahremiyet, özgünlük, iktisat ve hüsn'ü muhafaza olmak üzere Kuran'dan 9 ilke üzerine atıyor. Akşeker'e göre korunaklı siteler, lüks mobilyalar, ünlü mimarların dekorasyon önerileri hiçbirimizi mutlu etmeyecek! "Bu yüksek binaların ve betonun önünde sonunda fıtratımıza uygun olmadığını kavrayacağız" diyen Akşeker'le İslami mimariyi, TOKİ'leri, Çamlıca'ya ve Taksim'e yapılması planlanan camileri konuştuk.

        Apartmanlarla derdiniz ne?

        Benim derdim modernizmle. Apartmanlar bir hayatı dikte ediyor. 3 artı 1, 4 artı 1... Buna karşıyım. Bu vahşet. İnsanlar yüzlerce yıldır apartmanlardan daha kötü yerlerde yaşamamışlardır. Bunlar oturanı değil yapanı mutlu eden yapılardır. Öyle apartmanlar var ki bire 5 bire 7 kazandırıyor. Konut politikalarını tespit edenlerin hukuksuzluğudur bu. Türkiye bu haliyle Çin'e benziyor. Çin'de de 50 katlı apartmanlar yapılıyor, orada da kapitalizm dehşetle yaşanıyor. Apartmanlar insan haklarına aykırı.

        Sizin öneriniz nedir?

        İnsan fıtratına en uygun olan az katlı, bahçeli, ağaçlı, müstâkil ev tipini teklif ve tavsiye ediyorum. Batı'da her yıl birçok eski apartman yıkılmaktadır. Apartmanların yaygın olduğu Rusya'da dahi halkın müstâkil evlere yöneldiğine şahit oldum. Apartmanda ısrar eden bir biz kaldık.

        Modern şehir peşinde ya herkes, ondandır...

        Şehirlerimizi birileri planlıyor. Ben planlamacılığa karşıyım. Planlama modernlerin, yani soyguncuların işidir. Bakın bizim İslam şehirlerinin en önemli özelliği plansız olmasıdır. Halk kendi evini kendi yapar, hiçbir dikte yoktur. Doğru olan da budur. İslam şehrinde yöneten müdahale eder, "Yolları çok daraltmayın" der mesela... Kimse komşusunu üzecek bina yapmaz, adaletsiz davranmaz.

        'KOMŞUNUN MANZARASINI KAPAMA'

        Kuran'da İslami mimarinin şartları var mıdır?

        Kuran ve hadis kaynaklarından mimari ve şehircilik sahalarına işaret eden nass'ları tespit etmeye çalıştım. 30'a yakın ayet, hadis var. Bir hadiste "Komşunun manzarasını kapama, rüzgârını kesme" diye bildirilir. Bir insanın sağlam ev yapmayı temel fikir olarak belirlemesi de sakıncalıdır. Yıkmayınca Yaratan yıkılmıyor. Evet sağlam yapmaya çalışmak kulların tedbiridir, takdiri ise Allah'a bırakalım.

        Peki ya TOKİ'ler?

        TOKİ, ilim, sanat ve fikrin emrinde değil, siyasetin emrinde bir kurumdur. TOKİ'ye "Bu sene şu kadar konut yapacaksın" diye emir verilir, TOKİ de bu sayıyı tamamlamaya çalışır. Bu arada acele ve hız yüzünden bir sürü yanlış yapar. Birinci sınıf tarım arazilerine çok katlı apartmanlar yapılır, dere kenarlarına devasa siteler yapılır, Akdeniz bölgesinde yaptığı ev planını iklim koşullarını dikkate almadan Doğu Anadolu'da da tekrar eder.

        'İSTANBUL VAHŞİ KENTTİR'

        İstanbul'da söylediğiniz gibi yeni bir yaşam mümkün mü?

        İstanbul, Tekirdağ Ereğli'sinden başlayıp İzmit Gebze'ye kadar kesintisiz 160 km uzunluğunda iki otoban ve bu iki otobanın arası binalarla dolu bir azman şehir oldu. Şehri terketmenin dahi 3 saati aldığı şehir bu haliyle beni çok korkutuyor. Bu şehirde beni ümitlendirecek ve yaşama azmi verecek bir icraat göremiyorum. İstanbul deyince milyonlarca apartman, binlerce kilometre asfalt yol, 3 milyon otomobil, uzun araç kuyrukları, binlerce fabrika akla geliyor. İstanbul bu kıyıma daha ne kadar dayanacak bilemiyorum. İstanbul'da 1 milyon konut fazlası var. Burası için mega kent deniyor, olsa olsa vahşi kenttir.

        Kentsel dönüşüm projesine nasıl yaklaşıyorsunuz?

        Kentsel dönüşüm derdimize deva değildir. Evet, çürük binaları temizleyelim ama bu işleri ulusal ülke planlamasına göre yapalım. Şunu demek istiyorum: Çok güzel bir şehir kurdunuz, fakat insanlar için çalışma sahası yok. Peki bu şehir ne işe yarar? Yıkılan yerlerin yerine daha parlak yerler yapılacak. Halkımız binlerce dolar borçlandırılacak...

        'Milli servetimiz mezarlıklarda yatıyor'

        Şehirdeki mezarlıkları beğeniyor musunuz? Bir şehirde nasıl yaşandığının özeti gibi gelir bana hep...

        Modern şehirlerde mezarlıklar hep insanlardan uzaklara kaçırılır, çünkü insanlara ölümü hatırlatır. Mezarlar insanları rahatsız eder. Ölümü unutsunlar, tüketmeye devam etsinler diye böyle yapılıyor. Benim bir vasiyetim var, cüzdanımda saklıyorum: Mezarımın üstüne beton dökmeyin! Ben ömrüm boyunca betonla mücadele etmişim, toprağa karışıp gideyim. Şu an Türkiye bütün milli servetini mezarlıklara gömüyor. Bir mezarın etrafına konan mermerlerin maliyeti nedir? 10 milyon mezarlık olsa, hepsini 1 milyarla çarpsanız Türkiye'de fakirlik kalmaz.

        Mevcut cami mimarîsini nasıl buluyorsunuz?

        Berbat. Cumhuriyet döneminde 75-80 bin arasında cami yapıldı. Aralarından 10 özgün eser çıkmaz. Hepsi birbirinin taklidi. Modern camilerde ne ibadet olarak ne de görsel olarak tatmin olmuyorum. Bunlara gitmiyorum.

        Çamlıca'da bir cami fikri nasıl geliyor?

        Bugün İstanbul'da camiden çok yeşil alana, rekreasyon alanına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Halkın nefes alabileceği boşluk lâzım. Dolayısıyla, naçizâne kanaatim, Çamlıca'nın rekreasyon alanı olarak kalması gerektiğidir. Galiba cemaatsiz bir cami tasarlanıyor orada, çünkü ulaşımı bir hayli zor... Çamlıca'ya yapılacak cami İstanbul'un siluetini de bambaşka bir çehreye dönüştürecek. Üzerinde çalışılıyor, ne çıkacak bilmiyorum.

        Taksim'e de cami yapılması planlanıyor.

        Taksim'de benim bildiğim bir camii var. Bu yetmiyor. İlla devasa bir cami mi gerekir onu bilemiyorum ama camilerin cemaatin yürüme mesafesinde olması lazım. Bu yüzden Taksim'e bir değil birkaç tane cami yapılması gerektiğini düşünüyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ