Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Geleceği görmek, akıl okumak, yerden havalanmak!.. Bu yetenekler gerçekten var mı? Sorel Dağıstanlı'nın özel haberi

        Sorel DAĞISTANLI / AHT

        İNSANOĞLU var oluşundan beri bilinen beş duyusuyla yaşıyor. Görmek, işitmek, tatmak, dokunmak ve koklamak. Ya da en azından bizler öyle biliyoruz. Peki acaba bir insanın başka özellikleri de olabilir mi? Kimilerine göre doğaüstü güçler kimilerine göre ise insanın doğuştan yani doğası gereği sahip olduğu yetenekler. Örneğin geleceği görebilmek, akıl okuyabilmek ya da cisimleri uzaktan hareket ettirebilmek ve hatta uçabilmek. Çoğu gişe rekorları kıran bilimkurgu filmlerine konu olan bu yetenekler gerçek olabilir mi? İnsanoğlu doğası gereği bu yeteneklere sahip midir? Bu yazı dizisinde bu soruların yanıtlarını aradık. Bu konularda çalışmalar yapan bilim adamlarına sorduk ve bakın nasıl yanıtlar aldık...

        HİSSETMEK İLK İPUCU

        'Ben bu anı daha önce yaşamıştım' ya da telefon çaldığında söylediğimiz 'ben de tam seni düşünüyordum' sözleri, aslında hepimizin içinde az çok bu yetenekleri barındırdığımızı kanıtlayan en masum deliller. Günlük hayatımızda başımıza gelen ve bazen anlamlandırmakta zorlandığımız birçok böyle an var. Aslında bunlar içimizdeki yeteneklerin kırıntıları. Üzerinde durulur ve doğru yönlendirilirse belki onları geliştirmek de mümkün olabilir.

        En azından bu yazı dizisi için konuştuğumuz iki bilim adamının görüşü bu yönde. Özel bir hastanede görev yapan nörolog Doç. Dr. Sultan Tarlacı yaklaşık 20 yıldır bu konu ile ilgileniyor. Doç. Dr. Sinan Canan ise Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı'nda görevli. Her ikisi de bu tip yeteneklerin olabileceği görüşünde. Peki nasıl? Kimler sahip bu yeteneklere? Nasıl ortaya çıkar?

        HERKESTE FARKLI DÜZEYDE VAR

        Doç. Dr. Sultan Tarlacı bu tip yeteneklerin gerçek olduğunu ama herkeste farklı düzeylerde bulunduğunu söylüyor. Geleceği görmek mümkün ama dikkat edilmesi gereken noktalar var'' diyen Tarlacı, şöyle devam ediyor: 'Geleceği gördüm' diyerek aslında görmeyen falcılar, 'aklımı okuyorlar' ya da 'başkasının aklını okuyorum' diyen aslında ne aklı okunan ne de başkasının aklını okuyan şizofreni hastaları, 'cisimleri hareket ettiriyorum' veya 'uçuyorum' diyerek gösteriler düzenleyen illüzyonistler bizim konumuz dışındadır. Bunların iyi ayırt edilmesi lazım. Yani yalan söylemeyen bir gelecek görücüsü, hasta olmayan bir akıl okuyucusu ve illüzyon yapmayan biri, bu yetenekleri sergiliyorsa gerçekten yetenek sahibidir.

        BAZI OLAĞANÜSTÜ ŞEYLER GAYET OLAĞAN OLABİLİR

        Doç. Dr. Sinan Canan ise bilim kurgu ve fantezi edebiyatında karşımıza çıkan üstün yetenekli kahramanların özel güçlerinin birçoğunun, aslında insanda ve diğer organizmalarda bulunan bazı özelliklerin abartılmış halleri olduğunu ifade etti. Canan şöyle devam etti: Bu kahramanlarda rutin haller olarak görülebilen uçma, maddeleri uzaktan etkileyebilme, akıl okuma veya geleceği görme gibi davranışlar, günlük hayatımızda çoğumuzun varlığını bilmediği bazı yeteneklerimizin abartılmış yansımalarından ibaret olabilir. Son yıllarda bilim alanında da buna dair kanıtları görmeye başlıyoruz. Özellikle gelecekte olacak olayları sezme, görünmeyen nesneleri yahut olayları bir şekilde haber alma gibi vakalar gittikçe daha fazla oranda bilmsel araştırmalara konu oluyorlar ve bu konuda gerçekten şaşırtıcı bazı ipuçları da elde ediliyor. Fakat bu, hepimizin, hemen isteyip de böyle "olağanüstü" özelliklerimizi açığa çıkarıp kullanabileceğimiz anlamına gelmiyor elbette. Bu özelliklerin ne kadarının gerçek olduğunu ve toplumda ne kadar sıklıkla dağıldığını henüz tam olarak bilemiyoruz. Fakat bildiğimiz bir şey var ki, bazı olağanüstü şeyler, aslında gayet "olağan" olabilirler...

        MEVLANA KİŞİLERİ HAVALANDIRABİLİYORDU

        Doç. Dr. Sultan Tarlacı özel yeteneklere sahip tarihte birçok örneğin var olduğunu söyledi: Bizim topraklarımızda da buna benzer örnekler var. Mesela bu sıralanan yetenekler içinden en dikkat çekenine, uçmaya örnek vereyim: Levitasyon dediğimiz bu olay, Mevlana'nın hayatı dikkatle incelendiğinde karşımıza çıkar. Hem kendinin havada defalarca asılı kaldığı, hem de bazı kişileri havalandırdığı ifade edilmiştir. Ama bilim kurgu filmlerinde bu temel fikirlerden yararlanılarak, görsellik öne çıkarılarak bir şov ve şölen havasına sokuluyor. Filmlerde ele alınan normal dışı ya da paranormal olgular, çok basit ve kesin bilgi kaynağı gibi lanse ediliyor. Gerçekte uygulamak o kadar kolay değil ve elde edilen bilgi de o kadar net değildir.

        HER İNSANDA BULUNAN BİR YETENEK

        Doç. Dr. Sultan Tarlacı, beş duyumuzun ötesindeki bu algının, aslında her insanda bulunan bir yetenek olduğunu ifade ediyor: Toplumda nasıl kimi konularda yetenekli insanlar var ise duyular dışı algı konusunda da daha yetenekli bireyler vardır. Bunun en basit örneği, her insanın rüya görmesidir. Bazılarında bunun yanında geleceği önceden yani daha gerçekleşmeden görme de vardır. Herkes, eline kağıt kalem alsa bir şeyler karalayabilir. Güzel veya çirkin... Bir şeyler çizebilme yeteneği herkeste vardır ama bazıları ressam olacak kadar yeteneklidir. Demek ki, diğer yeteneklerde olduğu gibi her insanda olan ama bazılarında yok denecek kadar az, bazılarında normal derecede bazılarında da çok olan bir yetenek duyular dışı algı şeklinde ortaya çıkabilir.

        KADINLAR BU KONUDA DAHA GÜÇLÜ

        Doç. Dr. Tarlacı'nın verdiği bilgiye göre duyular dışı algı içinde birçok yetenek barındırıyor. Bu yeteneklerden herhangi birinde başarılı olan bir insan tüm duyu dışı algılarda başarılı olacak diye bir şey yok. Geleceği gören bir kişi telepati yeteneğinden mahrum olabilir. Bir nesneye dokunup onun yaşanmışlığını anlatabilen birisi, aynı zamanda cisimleri hareket ettirecek diye bir şart yok. Genel olarak duyular dışı algının önemli bir genetik temeli var. Ailesinde ve özellikle anne tarafında olan kişilerde görülme olasılığı yüksek. Kadınlarda erkeklerden daha güçlü ve daha sıklıkla ortaya çıkıyor. Dopamin ve COMT geni ile ilişkisi kısmen tespit edilmiş.

        Doç. Dr. Sinan Canan ise bu tip yeteneklerin genellikle istemsiz olarak ve arızi bir biçimde ortaya çıktığı görüşünde. Dr. Sinan Canan, iddia edilen bazı ortak noktalar olsa da salt bilimsel olarak bunları belli bir tasnif altında toplamaktan henüz uzak olunduğunu düşünüyor.

        YETENEKLİ ÇOCUKLAR NASIL EĞİTİLMELİ?

        Genetik temeli olan bir çocuğun, küçükken bu yeteneğini daha gözle görünür şekilde geliştirebileceğini ifade eden Sultan Tarlacı, "Yalnız bunu ailelerin yapması gerekiyor. Çocuk nasıl geliştireceğini bilemez... Ailelerin özellikle çocukların sezgilerinin gelişmesine yardımcı olacak egzersizlerde bulunmaları gerek'' diyor ve ne yapılması gerektiğini şöyle sıralıyor:

        * Çocuklarınıza sıklıkla kitap okuyup sonunu tahmin etmelerini isteyin.

        * Müzelere, tarihi yerlere götürüp bu eşyanın geçmişi ne olabilir ya da eskiden burada nasıl bir hayat yaşanmıştır şeklinde sorular sorun.

        * Kısacası çocuklara hazır bilgi vermekten çok onların hislerini kuvvetlendirici egzersizler yapılmasını öneriyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ