Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Banksy New York’ta direniyor

        HT PAZAR / Elif KEY

        New York’ta bazı sokaklarda trafik duruyor. İnsanlar ellerinde telefon boş boş bir duvara bakıyor.

        Duvar boş değil. Banksy şehri çizimleriyle ziyaret ediyor. Ama kafalar karışık: Bu adamı sevelim mi yoksa hemen evine mi dönsün?

        1 Ekim 2013. Cümle âlem duydu: Banksy New York’ta! İngiliz grafitici kalkıp New York’a gelmiş ve bir ay boyunca Better Out Than In adını verdiği sergisiyle şehrin sokaklarını gezecek, duvarlarına bir şeyler çizecekti. Bütün hazırlıklar tamamlandı. Banksy önce Twitter’a, sonra Instagram’a kaydını yaptı. Elbette takipçileri de peşinden... Her sokağı, her duvarı resimlerle, yazılarla dolu bir şehirde Banksy kendine yer açmaya çalışacaktı. Sırf bunun için şehre birkaç ay önce gelmiş, boş duvarları tespit etmiş, hangi mahalleye ne çizeceğini düşünmüştü. Ama New York Banksy’ye beklediği misafirperverliği göstermedi. Sanatçının sokağın kurallarını bilmeden bu işe giriştiğini düşünmek saflık olur. Ama büyük ihtimalle yaptığı işlerin üzerinin karalanacağını, kireçlerle boyanacağını ya da kartonlarla üzerinin kapatılıp gelenlere parayla gösterileceğini ve hatta her çizdiği şeyin dibine küfürlerin eşliğinde “Evine git problem çocuk” yazılacağını belki de hiç tahmin etmedi.

        NEREYE GİTSE TRAFİK

        Asıl muhabbet Banksy’nin geceden çizip sabaha şehre emanet ettiği her çizimin önünde yaşandı. Mona Lisa tablosu çalındığı vakit müzenin boş duvarına bakmak için on binlerce insanın kuyruğa girdiği bir dünyada, Banksy’nin karalanan çizimlerinin önünde de kalabalıklar oluştu. Banksy’nin çizimlerini takip eden insanların buluşma noktası Instagram’da her gün muhabbetler, “Bunu nerede gördünüz acaba? Hangi caddelerin kesişme noktası? Adres alabilir miyiz” sorularıyla başladı. Verilen adresler, trafiğin o gün orada yüzde 100 duracağını bilmek için yeterli oldu.

        Chinatown’daki duvara boyanana kadar kimse gidip bakmazken, üstü kireçle kapatılınca ziyaretçi akınına uğradı. İlk gün sabahın erken bir saatinde Robert Downey Jr. ile benim orada olmamız hayatın garip tesadüflerinden sadece birisiydi. Duvara bakıp, önce “Aptal herifler” deyip, sonra da iPhone’uyla duvarın fotoğrafını çekip uzaklaşması, ona özgü bir hareket olarak da kalmadı.

        Duvarlardaki çizimlerin ya da şehri dolaşan iki kamyonun etrafında dolaşan insanların tepkisi tez konusu. iPhone ya da kafası büyüklüğünde akıllı telefonlardan birini taşıyan insanların küfür ederken aynı zamanda fotoğrafını çekmesi anlaşılır iş değil. Her çizimin önü forumlara dönüştü. “Yani bu nedir şimdi? İyi ben de köpeğimi bundan sonra Banksy diye çağıracağım, çünkü onun da sokağa yaptığı bundan farksız” diyenlerle, “Hayır efendim, muhteşem mesajlar veriyor. Bak farelerimizle dalga geçiyor” diyenler biraraya geldi. Gerçi Brooklyn’e çizdiği duvar faresinin önünü kartonla kapatıp göstermek için para isteyenler de çıktı. Zira dertleri gerçekti: “Bizim mahallemize bugüne kadar bu kadar beyaz insan gelmedi. Nereden çıktınız siz?” Ama polisler gelince karton kalktı, para isteyen ortaya çıkmadı. Son günlerde; Banksy için hazırlanan bir websitesi, http://stealbanksyny.com/ “MOMA kapmadan önce siz kapın” sloganıyla Banksy işlerinin adreslerini veriyor ve yüzde kaç tahrip edildiğini duyuruyor. Bu şu demek: Gidin ve oraya bir şeyler yapın! Hashtag’i takip etmek için, #stealbanksyny yazmak yeterli..

        Benden kaçan adam Banksy mi?

        Bu arada şehirdeki Banksy gizemi de öfkeyi artırıyor. "Çok korkakmış" diyenlerle "Adam senin maymunun mu ortalığa çıksın" diyenler yine karşı karşıya. Banksy büyük bir ihtimalle şehirde her yaptığı işi, kamyonların girdiği her sokağı uzaktan izliyor. Kimsenin telefonundan kafasını kaldırıp etrafına bakmadığı için o da rahat. Lakin; bir kez St. Marks'ta bir kez de Bleecker Street'te dikkatimi çeken adamın o olma ihtimaline inanıyorum. Eğer o iki defa gördüğüm adam Banksy ise eşgalini verebilirim: Duvarlara zaman zaman çizdiği cılız, ufak kafalı adam ta kendisi. Bleecker Street'te aynı adamı bir kez daha görünce yanına gidiyorum. Duvara yaslanmış, içine bir orman koyduğu, suların şırıl şırıl aktığı kamyonunu seyrediyor. Sadece "Siz" dememle beraber birden bire yürümeye başlıyor. Tek bir kelime etmiyor. Ben kamyonun yanına geri dönüyorum. O da gittiğimi düşünüp yaslandığı duvara geri dönüyor. Ancak onu rahatsız etme pahasına evime gitmem lazım ve fakat kamyon evimizin önünde, eve gitmem için de önünden geçmem lazım. Banksy olduğundan şüphelendiğim genç adam ben evime yürürken bu sefer koşarak uzaklaşıyor. Artık eminim. O Banksy! (Ayrıca bu duvarın dibinde duran adamın, Banksy hayranı Tom McKean tarafından çekilen fotoğrafa tıpatıp benzemesi, McKean'i haklı çıkarıyor) Banksy 15 gün daha New York'u dolaşacak. Vejetaryenleri mutlu eden tır Meatpacking'i turlarken Ronald McDonald heykeli Bronx'da ayakkabısını parlattıracak. Central Park'ın önünde Banksy çizimlerinin 60 dolara satılması ve bunları sadece sekiz kişinin satın alması ise Banksy fanatiklerinin acı bir hatırası olarak kalacak. Bu arada pazarlıkla iki oğluna iki Banksy çizimini sıkı bir pazarlık yaparak yüzde 50 indirimle, ikisine 120 dolar verecekken 60 dolara alan anne mühim! Dünya annelerin kafalarına koyduğunu yapmalarının yüzü suyu hürmetine dönüyor. Banksy bunu da not etsin!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ