Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu pazar günü Avrupa bankalarına uygulanan stres testinin sonuçları açıklanacak. AB ekonomilerinin geldiği aşama itibarıyla testin ciddi ve inandırıcı biçimde yapılması, gereğinin de yerine getirilmesi son derece önemli. Çünkü başta Almanya olmak üzere Avrupa ekonomileri durgunluğa hatta resesyona doğru gidiyor, enflasyon da sıfıra doğru iniyor. En son açıklanan rakam yüzde 0.3. Yani deflasyona ramak kalmış.

        İşte bu aşamada hakkı verilerek yapılmış bankacılık testi kötüye gidişi tersine çevirebilir. Kilitlenmiş Avrupa kredi piyasasını yeniden açabilir. Aksi yani az sayıda bankada çok az miktarda sermaye açığı belirlenirse 2011’deki teste döner. Sonuçları yine benzer şekilde yıkıcı olabilir. AB ilk stres testinin sonuçlarını 20 Temmuz 2011’de açıkladı. Son umutlarını buraya bağlayanların yaşadığı hayal kırıklığı ise Avrupa krizini patlattı. 22 Temmuz’dan başlayarak 4 Ekim’e kadar 2.5 aylık sürede EuroStoxx 600 hisse senedi endeksi yüzde 23.4 geriledi. Euro’nun dolar karşısındaki kaybı yüzde 9’a vardı.

        * Şimdi de inandırıcı olmayan stres testi yine benzer sonuçları yaratabilir. Buradaki anahtar piyasaların doğru dürüst bir stres testi yapıldığına inandırılması, hele de Avrupa bankalarının kendilerine

        * Çünkü sistemi en başta Avrupa bankalarının birbirine güvensizliği kilitliyor. “Ya bu da batıksa” şüphesiyle karşı tarafa line açılmıyor.

        * Kredi piyasasını kilitleyen ikinci unsur, bu bankaların ECB tarafından sermaye yeterliliğine zorlanması. Bu da yeni sermaye konulmasıyla veya risklerin azaltılmasıyla olur. Ortam banka patronlarının veya özel sektörün bankalara yeni sermaye koymasına pek elverişli değil. Geriye kalıyor aktiflerini veya risklerini azaltma yoluna gitmeye ki, Avrupa kredi piyasasını küçülten unsur da bu. Avrupalı bankalara gelişen piyasalarda varlık sattıran da.

        * Bu açıdan pazar günü açıklanması beklenen ikinci stres testinde yine hüsran yaşamamak için, gerçek durum ne olursa olsun, piyasaları tatmin edecek sayıdaki bankanın stres testini geçemediğinin görülmesi gerekiyor. Artık bu sayı kaçtır bilmiyorum, 10 mu yoksa 20 mi?

        * Sadece banka sayısı da yetmez, hatırı sayılır bir sermaye açığının da bulunması şart. Sadece İspanyol bankalarında 50-60 milyar Euro açık bulan uzman raporlarından sonra artık Avrupa çapında 123 büyük bankayı kapsayan testten çok daha yüksek miktarda bir açık çıkması beklenir. Böyle olursa test acı verir ama pozitif sonuçları da o zaman doğurur. Stres testinin şeytanı da burada.

        KAN AKMASI NEDEN ZORUNLU!

        * Eğer böyle bir açık ortaya çıkarsa, bunun ilk başta piyasaları tozu dumana katması beklenmeli. Özellikle de banka bazlı hisselerde ve banka sorunu olacak ülke tahvillerinde ve elbette ki Euro’nun değerinde.

        * Sonra eksik sermayenin kim tarafından ne zaman karşılanacağı aşaması gelecek. Büyük sermaye açıklarının özel sektör ve banka patronları tarafından karşılanması bir hayli güç. Bu açıdan devletlerin de işin içine girmesi, sermaye açığını zaman geçirmeden tamamlaması gerekir. Ancak böyle yapılırsa Avrupalı bankalara ameliyat başarılı geçer. Eğer zaman geçer, devletlerin eli titrek olursa bu durum bankacılık kesimini ve piyasaları kökünden sarsar.

        * Neden bankalara bu denli köklü yaklaşım gerekir? Küresel krizde Amerika bankalarının yaşadığı sıkıntıları, batanları, birleştirilenleri, sermaye konulanları biliyoruz. Daha küçük ölçeklisi İngiltere’de yaşandı. Şimdi her iki ekonomi de toparlandı ve faiz artırımını tartışıyor. Kara Avrupa’sı ise herhangi bir şey yapmadı bankalarına. Sanki hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Halbuki, Avrupa bankaları da kriz öncesinde ABD bankaları ile kıyasıya rekabetteydi. ABD bankaları ne yaptıysa, ne risk aldıysa, hangi çürük varlıklara yatırım yaptıysa, Avrupa bankaları da aynısını yaptı. Bir taraf battı ve bunun bedelini ödediyse diğer taraf tertemiz ve sağlam olabilir mi?

        Yapılan ikinci testle Avrupa bankacılığında kan akması bu nedenle de zorunlu.

        SONUÇ: “Hata yaptığında üç şeyi uygula: Kabul et, ders al, tekrarlama...” Paul Bryani

        Diğer Yazılar