Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dolar dünyada yükseliyordu. Buna içeride faiz tartışması eklendi ve TL, Brezilya Reali’nden sonra dolara göre en çok düşen ikinci para birimi oldu. TL’deki bu kayıp üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta Merkez Bankası Başkanı Başçı’yı kabul etti ve bir brifing aldı. Erdoğan’ın “işi tatlıya bağladık” sözü ile gerginlik de devre dışı kaldı.

        İç nedenlerden birinin devre dışı kalmasına karşılık doların cuma günü rekor kırması, yükselişin asıl nedeninin dışarıdan geldiğini gösteriyor. Hafta sonu yapılan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de aynı görüşü savundu.

        -Cuma günü Dolar Endeksi 100 bine çıkarak dalya dedi. Buna paralel de euro/dolar paritesi 1.0460’a kadar indi. Bir haftada euro yüzde 3.53 düştü Yıl sonuna göre kayıp yüzde 13.5’e vardı.

        -Paritenin bire bir olmasına ramak kaldı. Peki olur mu? Neden olmasın. Dolar Endeksi daha yukarı gider mi? Pekala gidebilir.

        -Çünkü dünya parası olarak doların belli hareket biçimleri var. Geçmiş büyük yükselişleri yüzde 50’den az olmamış. Bu yükselişlerine de fazla ara vermemiş. Düşüşleri de yüzde 40’tan az olmamış.

        -Şüphesiz doların arkasında ABD ekonomisi, rakiplerinin durumu ile faiz oranlarının payı var. 10 ayda dolar yüzde 27 arttı. Bu artış şu veya bu şekilde yüzde 50’ye ve üzerine çıkabilir. Çıkarken de bazen sert ama kısa süren geri dönüşler yaşanabilir.

        -Mayıs 2014’te 79 binden başlayan tırmanış 100 bine vardı. İlk hedef 120 bin ve üzerine çıkmak. Bu da belli bir zamanı alabilir, bazı kısa vadeli geri çekilmeler yaşanabilir. Tırmanışın ilk aşamasındaki güçlü ivmelenme, doların 1995-2000 arası yükselişinden daha çok 1980-1985 arası çıkışını andırıyor.

        -Dolar bu hızlı yükselişiyle sadece Türkiye’yi değil bütün dünyayı da kasıp kavuruyor ve bunun kısa sürede duracağı da yok. Durum budur.

        Yükselen dolar her şeyi düşürüyor

        -Doların yükselişi karşısında gelişmekte olan ülke kurları da geriledi. Bu kurlardan en likit olan 10’unun değerini yansıtan JP Morgan Kur Endeksi 78.1’den 72.4’e indi ve dolar karşısında 2.5 ayda yüzde 7.2 geriledi.

        -Türk Lirası’nın dolar karşısındaki kaybı ise aynı dönemde yüzde 13’e vardı. Ancak TL, Euro karşısında yüzde 2’ye varan artış yapınca sepet bazında kaybı yüzde 5’in altına düşürdü.

        -Doların yüzde 10’un üzerinde değerlendiği bir ortamda emtia fiyatları da yüzde 8 geriledi. Brent petrolün yılbaşına göre düşüşü yüzde 4.6’ya vardı. Altının kaybı yüzde 2.6’da kaldı.

        -Hisse senedi borsalarında ayrışma dikkati çekiyor. Parasal genişlemenin ve faiz düşüşlerinin etkisi ile en iyi performansı Avrupa hisse senetleri gösteriyor. Avrupa ile Amerika hisse senetleri arasında performans farkı yüzde 16’ya yükseldi.

        -Borsa İstanbul da yüzde 10.5 gerilemeyle en çok değer kaybeden piyasalardan biri.

        Merkez faiz indirirse piyasa faizi niye artar

        -Alman 10 yıllık Hazine faizi yıl sonuna göre yarı yarıya geriledi. 2014’ü yüzde 0.541’den kapatan Alman 10 yıllıkları önceki haftayı yüzde 0.400’den ve geçen haftayı da yüzde 0.259’dan kapadı. Bir haftalık düşüşü yüzde 35, yıl sonuna göre düşüşü de yüzde 52’ye vardı.

        -Para Avrupa’da Alman kâğıtlarına, Amerika’da hazine tahvillerine sığındı. Bu sığınmanın etkisidir ki, Amerika’da hisse senetlerinde yükseliş şubatın son haftasına kadar devam etti, tahvillere yöneliş ise halen sürüyor.

        -Bu da bize faiz artırımına doğru giden bir ülkenin nasıl oluyor da uzun vadeli faizlerinin düştüğünü anlatıyor.

        -Türkiye ise aynı tablonun tam tersini yaşıyor. Merkez Bankası faiz düşürüyor ama uzun vadeli faizler yükseliyor. 2 yıllık gösterge tahvil ve 10 yıllık Hazine faizi yılbaşına göre yaklaşık 1 puan yükseldi. Halbuki aynı dönemde politika faizi 0.75, faiz bandının üstü 0.50 düşürüldü.

        -Bu durumda Merkez Bankası bu hafta kısa vadeli faizi düşürürse piyasalar bunu risklerde belli bir artış şeklinde yorumlayabilir, o zaman da uzun vadeli faizlerin bir kademe daha yükselmesi gündeme gelebilir.

        SONUÇ: “Yük iyi taşındı mı hafifler.” Latin atasözü

        Diğer Yazılar