Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Meclis’te temsil edilen siyasi partiler seçim bildirgelerini arka arkaya açıklıyor. AK Parti ve CHP’nin ardından dün de HDP seçimdeki ekonomik vaatlerini sıraladı. Bu vaatler de büyük ölçüde kamusal harcama gerektiriyor. Çünkü, 15- 25 yaş arası yaklaşık 10 milyon gence aylık 200 TL iletişim ve ulaşım desteği sağlanacak. Ortalama asgari ücret yaklaşık 500 lira artırılarak 1.800 liraya çıkartılacak. Haftalık çalışma saati 35’e indirilecek Her eve ayda 10 metreküp su ve 180 kw/h elektrik bedava verilecek. Taşeronluk sistemi kaldırılacak. Liste biraz daha uzuyor.

        ■ İlk bakışta HDP’nin vaatleri bugüne kadar açıklanan üç partinin seçim beyannamesi arasında en popülist olanı. CHP’yi ikinci sıraya, AK Parti’yi ise üçüncü sıraya koyabiliriz. Son olarak MHP’nin seçim taahhütlerini göreceğiz. Toplu bir değerlendirme de orada yaparız.

        ■ Geniş kitlelere verilecek sosyal güvenlik, sosyal yardım, sağlık ve eğitim gibi desteklere kimsenin hayır diyeceği yok. Gelir dağılımının geçmişten beri bozuk olduğu ve kişi başına gelirin 10 bin dolar sınırında bulunduğu orta gelir tuzağına düşmüş bir ekonomiyiz. Toplumun tüketime, sosyal güvenliğe, sosyal yardıma, sağlık ve eğitim hizmetlerine ihtiyacı yüksek.

        ■ Eğitim sistemini hariç tutarsak mevcut iktidar geçmiş 12 yıllık icraat döneminde sosyal yardımların yolunu açtı, hizmetleri başlattı. Sosyal güvenlik ve sosyal yardımlarda ciddi mesafeler alındı. Sosyal güvenlik ve sosyal yardıma ise giderek artan miktarda kaynak ayrılıyor. Mesela 2006 yılında 26 milyar lira ile milli gelirin yüzde 3.5’i düzeyinde olan sosyal güvenlik ve sosyal yardım harcamaları 2014 yılında 92 milyar liraya ve milli gelirinin yüzde 5.2’sine çıktı. Bütçe harcamaları içindeki payını da yüzde 14.7’den yüzde 21.2’ye yükseltti. Bütçede payını en çok artıran kalem sosyal güvenlik ve sosyal yardım oldu.

        ■ Sağlıkta hemen herkesin yararlanabileceği bir sistem kuruldu. Ama son yıllarda bu sistem giderek aksıyor. Hizmet almak için artık daha fazla para ödemek gerekiyor. Kamu sağlık kuruluşlarından ise çok geç randevu alan hastalara rastlıyoruz. Üç yıl, beş yıl önceki geniş imkânlar ve hizmetler kısmen kısılmış gibi.

        ■ Şimdi gelinen aşamada muhalefet partileri bu harcamaları daha ileri götürmek iddiasındalar. Bu isteği ortaya koyup seçmenden oy istiyorlar. Mevcut iktidarı en güçlü olduğu yerden veya alanlardan birinden vurmak istiyorlar. Strateji doğru mu yoksa yanlış mı, 7 Haziran’da göreceğiz ama bu konuda iktidar popülistse muhalefet daha da popülist olmuş demektir.

        ■ Harcama kolay ama kazanmak zordur. Ekonomide kazanımların korunması açısından da vaat edilen bu harcamaların, borçlanma ve bütçe açığıyla finanse edilmemesi gerekiyor. Zaten bu yola başvuran olursa kısa bir sürede dengelerin nasıl değiştiğini ve her şeyin bir bedeli olduğunu görür. Gerek enflasyon gerekse faiz ve kur artışı yoluyla.

        Ekonomide yeni bir hikaye yazma ve yeni bir sıçrayış yapma gereği vardır. Ancak iyi bir hikâye ve bütün kesimlerin katılacağı toplu hareketle yeni bir kalkış yapılırsa büyüme hızlandırılabilir. O zaman söz verilen harcamalara, kademeli yapılmak şartıyla sağlıklı ve sürdürülebilir finansal kaynaklar bulunabilir.

        Diğer Yazılar