Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Otomotiv satışları, konut satışlarına paralel yılın ilk dört ayında tam bir patlama yaşıyor. İç tüketim ılımlı bir seyir izliyor. Kur artıyor, beklentiler de pek iyi değil. Seçim nedeniyle hem tüketimde hem yatırımlarda bir bekle gör dönemi yaşanıyor. Bu dönem seçimle kısmen değişebilir. Ama üzerinde tartışacağımız rakamlar nisan ayına ait. Hatırlıyoruz ki, nisanda sepet kur TL’ye karşı yüzde 5.2 arttı. Otomobilleri ithal ettiğimiz Avrupa Bölgesi’nin parası Euro’nun artışı ise bu ayda yüzde 7’ye vardı.

        ■ Böyle bir ayda otomobil ve hafif ticari araç satışları yüzde 72 gibi “rüyamda görsem inanmazdım” denilebilecek bir oranda artıyor. Denilebilir ki, işte kur artıyor ve artan kurla ithal edilen yüksek fiyatlı otomobil almaktansa mevcutları tercih edilmiş. İnsanımız uyanıktır, daha ne olsun. Bunun belli bir etkisi olabilir ama yüzde 72’ye çıkan artışı açıklamaya yetmez.

        ■ Yukarıda bunun bir tablosu yer alıyor. Geçen yılın nisan ayına göre 39 bin araç daha fazla satıldı ve 91.602’ye ulaştı. Bu toplam içinde yerli araç satışı yüzde 94’e ulaşırken, ithal araç satışı yüzde 62 oldu. Bu da olumlu bir gelişme.

        ■ Geçen ay otomobil satışları yüzde 64.1 artarken hafif ticari araç satışları yüzde 103 artışa ulaştı.

        ■ Yılın ilk dört ayında da otomobil ve hafif ticari araç olarak toplam satışlar 265 bine ulaştı. Geçen yılın aynı dönemine göre 97 bin adet daha fazla satış gerçekleşti. Bu da oran olarak yüzde 57 artışa denk geliyor. Yani önceki aylardan başlayan bir artış zaten var ama bu durum giderek hızlanmış ve nisan ayında yüzde 72’ye ulaşmış.

        ■ Hafif ticari araç satışları yüzde 118 artarken otomobil satışları yüzde 49 artışta kaldı.

        ■ Böylesine artışlar dudak uçuklatacak kadar yüksek. Dersin peynir ekmek satar gibi araba satılıyor. Otomotiv yazarımız Hakan Özenen bunun çok büyük çoğunluğunun peşin parayla alındığını belirlemiş. Zaten kredi ile alınsa otomobil kredileri patlardı. Kredilerde böyle bir artış yok.

        ■ Filo kiralayanlar da toplu alım yapmış. Bunun nedeni düzenlenen kampanyalar, yapılan indirimler ve fiyatlara yükselen kurların etkisinin pek yansıtılmamış olması. Yeni kur düzeylerinden ithal edilecek otomobillerin fiyatı da mecburen yüksek olacak.

        ■ Yine Hakan Özenen’in belirlemelerine göre satışlarda en etkili unsur düzenlenen kampanyalar. Satıcılar seçim sonrasına stoksuz girmek istiyor. Çünkü bir yandan FED’in faiz artırımına gideceği diğer yandan seçim sonrası kemer sıkma gibi önlemlerin alınabileceği tahmini otomobil satışlarına pek imkân tanıyacak gibi görünmüyor. Bu nedenle sektör elindeki stoku seçim öncesinde ve yılın ikinci yarısına kalmadan eritmek için tüketiciye cazip kampanyalar uyguluyor.

        ■ Tüketici de bu fırsatı kaçırmadı. Potansiyel talebi de buna bağlı öne çekti. Nisandaki bu artışın azalarak da olsa mayısta sürmesi beklenir, haziranda seçim var. Yılın ikinci döneminde ise beklenen koşulların bir kısmının gerçekleşmesi halinde bile, ilk önce otomobil talebi kesilir. Elbette konut talebi de.

        ■ O zaman bugün satışlarda yaşanan patlamanın yerini çökme hareketi alır. Çünkü potansiyel talep kampanyalarla öne çekilmiş. Talep doygunluğa ulaşmış. Bu durumda hem talep azalması hem de koşulların uygun olmaması piyasaları bir süreliğine tamamen kurutur. Bu açıdan bakınca bugünkü talep patlaması ürkütücü geliyor bana.

        SONUÇ: “Bereket versin tipiye, sürdü getirdi kapıya.” Türk atasözü

        Diğer Yazılar