Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Haftanın ilk gününden küresel piyasalar Yunanistan vurgunu yedi. Geçen hafta sonuna kadar “son dakikada çözülür” beklentisi ile pek fiyatlanmayan Yunanistan krizi hafta sonu diplomasisi ile bir sonuç alınamayınca yeni haftanın ilk gününde küresel piyasalarda sert dalgalanmalara yol açtı.

        - Hisse senedi borsaları hızla değer kaybetti, özellikle de Avrupa’nın sorunlu olarak görülen Portekiz, İtalya ve İspanya borsalarında. Yüzde 5’leri geçen kayıplar Avrupa krizinin yaşandığı 2011 sonrasının en sert düşüşlerini oluşturdu.

        - Çin ise kendine özgü kâr realizasyonu satışlarına dün de devam etti ve yüzde 6 değer yitirdi. Böylece Şanghay Borsası’nın 12 Haziran sonrasındaki değer kaybı yüzde 25’i buldu. Böylesine ağır bir satış dalgasının kısa sürede altından kalkılması zor. Çin borsası artık büyük bir düşüş eğiliminin içinde.

        - Faizlerde tam bir ayrışma söz konusu. Güvenli liman özelliği taşıyan Alman ve ABD hazine kâğıtlarının faizi riskten kaçan paranın yönelmesinin sonucu olarak düştü. ABD 10 yıllıkları 17 baz puan kadar, Alman 10 yıllıkları 24 baz puan kadar geriledi. Yunanistan’ın faizi 385 baz puan olmak üzere yükseldi.

        - Euro’nun 19 üyesinden biri olan Yunanistan’ın iflas aşamasına gelmesi elbette bu para birimini zayıflatıyor. Euro dolar paritesi bu nedenle 1.1164’ten dün 1.0953’e kadar düştü. Dolar hem Euro’ya karşı hem de diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimlerine karşı değer kazandı. Dolar Endeksi yüzde 1’e yakın değer artışı ile 96.369’a çıktı. TL’nin kaybı da yüzde 1 ile sınırlı kaldı.

        - Piyasaların şok hareketlerle tam bir çöküş içine girmemesinin bir nedeni Avrupa Merkez Bankası ve İsviçre Merkez Bankası’nın dengeliyici hareketleriydi. Ama ilk günkü tablo da ağır bir tablo.

        - İkinci ve daha önemli nedeni ise henüz Yunanistan krizinin çözümü konusunda umutların tamamen bitmemesine bağlayabiliriz. Dün özellikle AB tarafından, Almanya ve Fransa’dan gelen açıklamalar Aleksis Tsipras’ı yeniden görüşme masasına çağırma yönündeydi. Müzakere kapısının çok küçük de olsa aralanması bir umut ışığı. Kapının sımsıkı kapalı tutulması yerine aralanması, ardından daha fazla açılmasına da yol açabilir.

        - Umutların tamamen kaybolmamasının, dolayısıyla piyasa hareketlerinin şok biçimde gelişmemesinin en önemli nedeni Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Halkoylamasını yap, öyle gel” demesi. Yani Yunanistan’ı hemen AB’den, Euro’dan atma durumu yok. Dolayısıyla Yunanistan’la başlayacak AB’de çözülme ihtimali ki, piyasalar açısından en kötü senaryoydu, şimdilik devre dışı kalmış durumda.

        - Geriye hafta sonu yapılacak referandum kalıyor. Yunan halkının AB’nin önerilerine hayır demesi, her şeyin üzerine tüy dikecek. Bu hayır, AB tarafından Birliğe hayır olarak algılanacak ve böyle işlem yapılacak. Yunanistan’ın Euro’dan ve AB’den çıkışına start verilecek.

        - Referandumdan evet çıkması halinde ise Yunan hükümetini zor günler bekliyor olacak. En başta bu karar, Yunan halkı tarafından hükümete karşı verilmiş bir güvensizlik oyu anlamına gelecek. Muhtemelen hükümet gidecek ve Yunanistan’da yeni bir seçim süreci başlayacak.

        - Böyle bir sürecin yaşanması aşamasında fiili iflas durumu ne olacak, resmileşecek mi? Bunun olup olmayacağı kreditörlerin olayı nasıl görmek istedikleriyle yakından ilgili olacak. Zaman sınırını geçmemek için saatlerin dahi durdurulduğu bir Avrupa Birliği’nden bahsediyoruz. Pekala Yunanistan krizinde de, isterlerse böyle bir karar veya benzeri başka bir karar verebilirler. Yeter ki istesinler.

        SONUÇ: “Şimdi hızla zenginlikten yoksulluğa yükseliyor.” Mark Twain

        Diğer Yazılar