Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gıda fiyatlarının son yıllarda genel enflasyonun önünden gitmesine alıştık. Ne de olsa zorunlu ve hızlı tüketim malı, her gün karşılaşıyor ve yaşıyoruz. Ancak lokanta, kafe gibi dışarıda yemek, içmek ve tatillerde konaklama fiyatlarının alıp başını gittiğine de tanık oluyoruz. Durgunluktan yakınıldığı, gelen turistin azaldığı, bu nedenle otellerin fiyat kırdığının söylendiği bir dönemde lokanta ve oteller grubu fiyat artışlarında önden koşmayı sürdürüyor. Dün açıklanan enflasyon verilerine göre 8 ayda tüketici enflasyonu yüzde 5.27 artarken lokanta ve oteller grubu fiyat yükselişi yüzde 10.65’e vardı.

        - Tüketici Fiyat Endeksi 2003 başında 94.77’den Ağustos 2015’te 260.78’e yükseldi. 12.5 yıllık bu dönemdeki kümülatif enflasyon artışı yüzde 175.17’yi buluyor.

        - Yine aynı dönemde TÜFE’nin alt kalemlerinden birini oluşturan “Lokanta ve Oteller Grubu”nun fiyat endeksi 93.36’dan 389.47’ye yükseldi. 12.5 yıllık artış bu grupta yüzde 317.17’ye vardı. Tüketici fiyat artışını 100 kabul edersek otel ve lokantalar 181 oldu. Yani genel fiyat artışının yüzde 81 daha üzerine çıktı.

        - Otel ve lokantalar, genel fiyat artışlarına tur üstüne tur bindirmiş. 2003 başından 2015 Ağustos’una kadar sadece bir yıl otel ve lokanta fiyat artışı TÜFE artışının altında kaldı, o da 2011. Diğer bütün yıllarda otel ve lokantaların fiyat artışları TÜFE’nin önünde gitti.

        - Enflasyonla mücadelede zaten zorlanıyoruz. Çekirdek enflasyon yüksek. Yıllık enflasyon yükseliyor. Gıda fiyatları net bir şekilde negatif etkiliyor. Döviz kurundaki artış maliyetleri artırıyor. Değerlenen mülkler ve artan kiralar, yeni yapılan binalar, yeni açılan restoran ve oteller de yeni fiyatlama yapmanın gerekçelerini oluşturuyor. Sonuçta yüksek enflasyona kalıcı bir destek daha ortaya çıkıyor.

        REEL GETİRİ KITLIĞI: Ağustos ayı finansal piyasalar açısından hiç de iyi geçmedi.

        - Çin depreminin etkisiyle borsada yüksek kayıplar yaşandı, yatırım fonlarının getirisi düştü.

        - Enflasyonun yüksek çıkması da faizli enstrümanların getirilerini sıfıra çekti.

        - Geriye ise altın ve döviz kaldı. Altın primli olmasının nedeni dolarla ithal edilmesi. Doların ve Euro’nun neden yükseldiği ise malum.

        - Borsada ise banka hisselerinde reel kayıp yüzde 30’a yükselirken, sanayi hisselerinde bu oran yüzde 1’de kalıyor. 2015 yılında bankalardan kaçıp sanayiye sığınanlar kusursuz fırtınadan kısmen korundu.

        SONUÇ: “Aşırılık kadar amacına ulaşan şey yoktur.” Oscar Wilde

        Diğer Yazılar