Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün sanayi üretiminin açıklandığı dakikalara kara haber damgasını vurdu. Dağlıca’da 16 askeri şehit vermemizin ardından bu kez ülkenin farklı bir coğrafyasında, Iğdır’da 13 polis yine mayın patlatma suretiyle şehit edildi. Habertürk TV’de yapmakta olduğumuz ekonomi yayını doğal olarak bir anda Iğdır’a ve 13 şehide döndü. Acı üstüne acı, şehitlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileriz.

        Şehit haberleri gelmeden birkaç dakika önce açıklanan temmuz ayı sanayi üretim verilerinde ise piyasa tam bir hüsrana uğradı. Çünkü yüzde 5.3 artış beklerken yüzde 0.3’lük bir gerçekleşme oldu.

        - Bunda pek şaşılacak bir durum yok aslında. Beklentiler gereksiz yere yüksekti. Temmuz ayının 17 günü Ramazan’dı, ardından bayram tatili derken, ay bitti. Ramazan bizde genelde düşük yoğunlukta bir çalışma ile geçirilir. Bayramda da herkes tatile çıkar.

        - Bu gelişmelerin üzerine ekleyelim. Seçim yapılmış, koalisyon turları dönüyor ama ortada henüz bir hükümet yok, okullar da tatil.

        - Üstelik dolar yükseliyor, piyasalar karışık, terör de hemen bayram bitiminde başladı. Böyle bir ortamda insanlarda ne tüketim hevesi, ne üretim hevesi kalıyor. Onlar da zaten çoğunlukla memleketine gitti, tatile çıktı. Alan vardı da üretim mi yapılmadı? Ne üretimi bekleniyordu ki?

        - Kaldı ki ihracat yollarımız artık tıkalı. Asıl büyük ihracat bölgemiz olan Avrupa ekonomileri yerinde sayıyor.

        BİR DARBE İHRACATTAN

        - Hafta sonu Ankara’da yapılan G-20 hazırlık toplantılarında konuşan Başbakan Davutoğlu da iyi özetledi. İhracat pazarımız Avrupa 2008 krizinde tıkanınca Ortadoğu ve Afrika pazarlarına yönelerek pazar kaybını telafi ettik. 2013 yılına kadar böyle geldik. Ancak son yıllarda etrafımızdaki komşu 7 ülkede iç savaş, karışıklık, ciddi gerginlik yaşandı. Ekonomik büyümeleri düştü ve ithalatlarını kıstılar. Bu bölgelerdeki ihracat kaybını telafi edecek yeni bir bölge de yok. Bu nedenle de ihracatımız düşüyor.

        -2015 yılının ilk 8 ayında kümülatif ihracat yüzde 8.7 düştü. Temmuzda ise ihracat düşüşü yüzde 16.2’ye vardı. Dışarıya mal satışımız azaldı. İçeride ise konut ve otomobil dışında canlı sektör yok gibi.

        - Satacak yeni yer yoksa üretim artışı neden olsun ki? Bu nedenle sanayi üretiminin eğilimi oldukça karışık seyrediyor. Bir ay yüzde 5 artarken diğer ay sıfıra inebiliyor. Tıpkı haziran ile temmuz aylarındaki gibi.

        - Her ne kadar temmuzla yılın üçüncü çeyreğine iyi bir başlangıç yapamadıysak da, öncü veriler ağustos ayının daha iyi olabileceğine işaret ediyor. Bunun da ilk gerekçesi olarak ağustosta ihracatın kısmen toparlanmış olmasını gösterebiliriz. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre ihracat düşüşü ağustosta yüzde 1.5’e geriledi. Henüz bu yılın hiçbir ayında pozitif artış yok. Ama düşüşün yüzde 1.5’e kadar inmesi önümüzdeki aylarda artıya geçileceği konusunda umut veriyor.

        - Bu umuda bir destek de Avrupa ekonomilerinin çok küçük de olsa canlılık emareleri göstermesinden geliyor. Yıl sonu için AB ekonomisinin büyümesinin yüzde 1.5’e ulaşacağı tahmin ediliyor.

        - Ağustos’ta ramazan etkisi de olmayacak. İkdisadi Yönelim Anketi’ne katılanlar ağustosta üretimin ve ihracatın arttığını belirtmişlerdi. Anketin yatay seyretmesinde ise “Genel Gidişat” alt endeksinin 95’ten 80’e gerilemesi etkili oldu.

        BİR DARBE DE TERÖRDEN

        - İhracat yanında diğer bir darbe de tırmanan terör olaylarından geliyor. Çünkü tırmanan terör can ve mal güvenliği ile gelecek korkusunu artırır. Korkunun arttığı yerde risk alma iştahı, borçlanma isteği ve yeni bir yükün altına girme cesareti azalır.

        - Böyle bir ortam, dışarıdan kaynak getirilmesi veya iç kaynakların harekete geçirilmesi açısından çeşitli zorluklar yaratır. Aynı zamanda beklentileri bozarak iç tüketimin artırılmasını zorlaştırır. Herkes gelecek korkusuna kapılmışken, sanayi üretiminin herhangi bir önemi mi var?

        SONUÇ: “Hayat öngörülemez, ekonomi hiçbir şeydir.” Erol Göka

        Diğer Yazılar