Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bizim sermaye piyasası geçmişimiz bir hayli ilginç gelişmelerle doludur. Yanılmalar, yanıltmalar, geç kalınmış ve yanlış kurulmuş yapılar veya sistemlere pek çok örnek vardır. Başarı ve başarısızlık örnekleri de çoktur. Hep küçük kardeş muamelesi gördüğünden, istenmeyen işler üzerine kalmıştır ya da acemiliğinden gereksiz yüklerin altına girmiştir piyasa. Mesela repo piyasasının düzenlenmesi. Repo kısa vadeli bir geri alım sözleşmesidir ve para piyasasının enstrümanıdır. Bankalar, Hazine veya Merkez Bankası’nın alanına girerdi.

        - Son örnek altının da işlem gördüğü ama asıl yabancı paraların ve paritelerin alınıp satıldığı forex piyasasıdır. Bilgisayar programları üzerinden yapılan işlemlerin hacmi dünyada trilyon dolarları buluyor. Dünyanın en kısa vadeli, en hızlı işlem yapılan, en az parayla en çok riskin alındığı, en sofistike bilgilere ihtiyaç duyan, piyasa katılımlarını en çok batıran ve en hızlı şekilde kaybettiren bir arenadır. Kaldıraç durumuna göre kumar ötesi bir şeydir de. Bizde düzenlemeler yapılmadan işlemler başladı ve yurtdışına epeyce kaynak gitti. Sonunda düzenleme yapma işi yine SPK’ya kaldı. Halbuki bu konuya SPK bir hayli uzaktır. Dahası görev alanları çarpışmaktadır. Biri en uzun vadeli araç ve piyasadır, diğeri de en kısa vadeli. Bunların bir araya getirilmesi ateşle barut etkisi yapar. Doğrusu yurtdışında da örneklerini gördüğümüz gibi, forex piyasası için ayrı ve yeni bir kurumun oluşturulmasıydı.

        SPK düzenlemesi üzerinden 3 yıl geçti. Ama faaliyetlerin devam etmesiyle artan biçimde bu piyasadan kaybeden insanların SPK’yı sorumlu görerek şikâyetleri arttı. Sonunda dün itibarıyla yeni bir düzenleme daha yapıldı. Kısaca 1’e 100 kaldıraç oranı 1’e 50’ye düşürüldü ve yarı yarıya indirildi. Artık forex piyasasına girenler 1 liralarına karşılık 100 liralık risk alamayacak veya işlem yapamayacak, 50 liralık risk alabilecek.

        - Kaldıraç oranının yarı yarıya azaltılması piyasadaki zarar etme sürecini uzatıcı ve zararı azaltıcı etki yapabilir. Ama sonuç da hemen çok fazla değişmeyecek. Tıpkı sigara paketlerinin üzerine “Sağlığa zararlıdır” “Sigara öldürür” yazılmasına rağmen, içmeye devam edenlerin olduğu gibi. Çünkü bu piyasaya girenler ya kaybediyor ya da kazanıyor. Kazananların yüzde 12, kaybedenlerin yüzde 88 olduğunu belirtmişti SPK Başkanı Vahdettin Ertaş.

        - Zararın bu kadar yüksek olduğu bir piyasaya insanlar niye girer? Çok az da olsa kazanmak umuduyla. Üstelik çok az para koyarak çok fazla kazanma şansının kendilerine çıkacağını umarak. Tabi ki kimse “Ayranım ekşidir” demez. Herkes işin kazanç yönünü ortaya koyunca yatırımcılar veya bu işin oyuncuları da risklere karşı duyarlılıklarını azaltıyor. Halbuki kazanç ne kadar yüksekse risk de aynı oranda yüksektir. 1 TL koyup 100 TL’lik işlem yapıyorsan, fiyat yüzde 1 değiştiğinde ya yüzde 100 kazanırsın ya da paranın tümünü kaybedersin. İşte SPK’nın dün yaptığı değişikle artık işlem yapanlara risk vurgusu yapılacak. Bence uygulama etkili olabilirse, işlemcilerin gereksiz yere risk almalarını sınırlayacak. Doğal olarak da forex piyasasında işlem kayıplarına yol açabilecek.

        - Risk konusunda işlem yapanları bilgilendirme son derece gerekli. Çünkü bu işin pazarlamasına kaynak ayıran hiçbir kurum riskleri, tehlikeleri, kayıp oranlarını gündeme getirmiyor. Bir süre önce benim de başımdan geçti. Forex şirketinden arayan pazarlamacı bayan arkadaşın ilk sözü “Daha çok para kazanmak istemez misiniz?” oluyor. “Hayır” yanıtıyla sarsılıyor. “Nasıl yani, hiç mi ihtiyacınız yok?” diyor. “Yok, bana para asıl gençliğimde lazımdı, şimdi olsa da olur olmasa da, karnımı doyuruyorum işte” diyorum. Bana kazanacağım paradan söz etmesine karşılık üstleneceğim risklerden hiç bahsetmediğini kendisine hatırlattım. Kendisinin daha iyi bir iş bulmasını tavsiye ederken bir abisinin savcı, bir abisinin de polis olduğunu söylüyor. Normal birisi, “Forex pazarlamacısı arkadaşın arkası sağlam” diye düşünür. Yarın parayı kaybettiğinde “Beni bu işe niye soktun?” diye babalanmanın ve hesap sormanın kapısı baştan kapatılmış oluyor.

        - Daha sermaye piyasasını geliştirememiş ve sistemini oturtamamış bir ekonomide vadeli piyasaların da forex piyasalarının da doğru düzgün çalışmasını ve katılımcılarının zarar görmemesini sağlamak elbette çok zor. Kumarı seven, gözü kara, koyacağı parayı kaybetme seçeneğini aklına dahi getirmeyen ve sadece kazanacağına odaklanan insanlar var oldukça Türkiye’de istediğin kadar düzenleme yap, ne fayda. Elinde bir tabletle bu insanlar yurtdışına ve üstelik 50 veya 100 kaldıraç kurallarına da uymadan, çok daha fazla kaldıraçla pekâlâ işlem yapabilir. Bunu da engelleyecek hiçbir şey yok. Tek önlem insanların elinin yanması olacak. Ya da yeterli sayıda insanın elinin yanması.

        SONUÇ: “Kart kuşu yolmak zordur.” Alman atasözü

        Diğer Yazılar