Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye Bankalar Birliği 2015 yılına ait nakit kredi verilerini açıkladı. 2015 sonu itibarıyla mevduat ve katılım olmak üzere bankalardan kullanılan toplam kredi tutarı 1.696 milyar liraya vardı. Finansal kirama tutarı 34 milyar, finansman şirketlerinden kullanılan finansman 24 milyar, faktoring tutarı 20 milyar lira oldu. Böylece resmi kredi kanalı olarak tanımlanacak bu kulvardan toplam 1 trilyon 773 milyar liralık kredi stokuna ulaşıldı. Yüzde 90 oranıyla neredeyse GSYH’yı da yakaladı.

        - Biz resmi kredi tutarına resmi olmayan kredileri de ekledik. Bu çerçevede Türkiye’de çek ve senetler var. Yıllardır gri kredi piyasası, ya da ticareti yapanların birbirine açtığı kredi olarak bilinir. 2015 sonunda bankalara ibraz edilen çeklerin tutarı 673 milyar liraya ulaştı. Senetler elden ödenebiliyor ve sadece protesto edilen senet bilgileri mevcut. Çeklerde karşılıksız oranı yüzde 4.1, banka kredilerinde yüzde 3.2’den hareketle 10.1 milyar liralık protesto edildiğine göre senetlerin toplam tutarı 200 milyar lira olarak tahmin edilebilir. Böylece ortaya 873 milyar liralık gayri resmi bir kredi pazarı büyüklüğü çıkar.

        - Bu pazarın toplam borçlar içindeki payı yüzde 20.8, resmi kredi pazarının büyüklüğü yüzde 42 olmak üzere her ikisi 2 trilyon 647 milyar liraya ulaştı ve toplamın yüzde 63.2’sine çıktı.

        - Ancak borçlar veya krediler sadece yurtiçinden alınmıyor. Özellikle yatırım kredileri yurtdışından döviz bazında sağlanıyor. Bankalar da yurtdışından kaynak sağlayarak yurtiçinde kullandırıyor. Bu nedenle özel sektörün dış borcu 2015 yılının 3. çeyreği itbarıyla 290 milyar dolara vardı. Bu da 2.72 ortalama dolar kuru üzerinden 788 milyar lira eder. Yine toplam borçlar içinde yüzde 18.8 büyüklüğe sahip. Özel sektör ve hanehalkının yurtiçi ve yurtdışı toplam borç miktarı böylece 3 trilyon 435 milyar liraya yükseliyor. Bu da toplam borçların yüzde 82’sine varıyor.

        - Borçların yüzde 18’ini ise kamu yükümlülükleri oluşturuyor. 3. çeyrek itibarıyla Hazine ve Merkez Bankası’nın dış borç stoku 116 milyar dolar veya 316 milyar lira. Bu da toplamın yüzde 7.5’ini oluşturuyor.

        Hazine’nin iç borç stoku ise 438 milyar lira ve toplamın yüzde 10.4’ü.

        - Sonuçta hanehalkının, özel sektörün ve Hazine’nin dış ve iç borç toplamı 4 trilyon 189 milyar liraya ulaşıyor. Bu tutar, 2015 için beklenen 1 trilyon 963 milyar liralık GSYH’nın 2.1 katı düzeyinde.

        - İlk bakışta yüksek gelebilir. Ama aynı hesaplamayla Çin’in borçlarının milli gelirinin 3.2 katı büyüklüğünde olduğunu belirtelim.

        - Aslında bizde iç ve dış toplam olarak alındığında borçluluk düzeyi halen düşüktür. Ama bu borçların artışı geçmiş yıllarda çok hızlıydı. Bu da durduruldu.

        Bizde yüksek olan dış borçtur ve buna da özel sektör borçlarındaki hızlı artış neden oldu. Üçüncü çeyrekte Türkiye’nin toplam dış borcu 406 milyar dolara çıktı. Bunun milli gelire oranı yüzde 54.7’le 2001-2002’den sonra üçüncü en yüksek yıllık düzeyine yükseldi.

        - Bunda da tasarruf oranlarının düşüklüğü, sermaye birikiminin yetersizliği ve finansal piyasaların yeterince derinleşememesi etkili. Para piyasası tamam ama sermaye piyasası ayağı çok eksik. İçerideki bu yetersizlik de dışarıdan borçla ve varlık satışı ile kapatılıyor.

        - Böyle bir büyüklük ve çeşitlilik içinde ekonominin durgunlaşması ile ödemelerin giderek aksaması ise geçmiş dönemlerden çok daha önemli hale geldi.

        SONUÇ: “Her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez.” Türk atasözü

        Diğer Yazılar