Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dün açıklanan şubat rakamları, 7 yıl sonra enflasyonun negatife geçtiğini ve son ayların tartışma konusu olan et fiyatlarında da düşüşün başladığını gösterdi.

        TÜİK verilerine göre dana etinin kilosu şubatta ortalama olarak 38.42 liradan 37.93 liraya indi. Et fiyatında bir aylık düşüş yüzde 1.26 gibi mütevazı kaldı. Etin son bir yıllık artışı ise yüzde 16 ile gıda fiyatları içinde en yüksek olanlardan biri.

        - Enflasyon sepeti içinde dana eti yüzde 2.09’luk paya sahip. Et ile ekmek ikilisinin payı yüzde 4.48. Koyun eti, tavuk eti ve balık da eklendiğinde etin sepet içindeki ağırlığı yüzde 4.14 oluyor. Et türleri ile ekmeğin toplamı da yüzde 6.52’ye varıyor. Türkiye dana etindeki üretim sorununun çözerse enflasyonun ana dişlerinden birini kırmış olacak. Tavuk ve balıkta ise sorun yok.

        - Şubatta ekmek fiyatları yüzde 2.71 artarak 3.76 liraya yükseldi. Ekmeğin iki aylık artışı yüzde 4.77, son bir yıllık artışı da yüzde 9.68 oldu.

        Ekmekteki bu zammın zorunlu olmadığını bize en güzel makarna fiyatları anlatıyor. Bitişikteki tabloda görüldüğü gibi, makarna fiyatları son bir yılda sadece yüzde 1.86 arttı.

        - Üstelik makarna fiyatları ekmek fiyatının da altında. Bir kilo ekmek 3.76 lira, bir kilo makarna 2.99 lira. Ekmek pişmiş, makarna çiğ. Ama makarna ununun daha kaliteli buğdaydan elde edildiğini ve makarnaya dönüşümünün bir fabrika gerektirdiğini ekleyelim.

        - Et hayvanları yetersiz ama süt hayvanları fazla. Ya da süte talep az, ete talep fazla. Bu nedenle süt fiyatları 20 aydır artmıyor. Çiğ süt alımlarına 1.15 lira alt sınır getirilmiş, ete ise 34 lira tavan fiyat konmuş. Çiğ süt fiyatlarının yerinde sayması günlük hayatta hızla tükettiğimiz yoğurt fiyatının son bir yılda yüzde 1 azalmasına, beyaz peynirin yüzde 2.6 artmasına ve perakende sütün fiyatının yüzde 1 yükselmesine yol açtı. Bir yerde enflasyonun düşmesine katkıda bulundu.

        - Yine bitişikte yer verdiğimiz tabloda portakal, mandalina ve domates fiyatları yer alıyor. Rusya’ya yüksek oranda ihraç ettiğimiz ürünler. Bu yıl başından itibaren ihracat kesildi. Elde kalan domateslerin fiyatı şubatta yüzde 4.13, iki ayda yüzde 16.27 düşürdüğünü görüyoruz. Ancak portakal ve mandalinada tam tersi bir durum yaşanıyor. Şubatta portakal yüzde 2.74, mandalina ise yüzde 19.35 arttı. İki aylık bazda ise portakal fiyatları yüzde 4.61 düşüş kaydetti. Yani Rusya’ya ihracatın tıkanmasından dolayı enflasyonun düştüğüne dair net bir sonuç yok, karışık bir durum var.

        - Patates fiyatlarında ise son bir yılda yaşanan yüzde 24’lük düşüş arz talep dengesinin kurulmasının fiyatlar üzerindeki etkisini gösteriyor. Geçen yıl 5 TL’lik patatesi tartışırken bu yıl 25 kuruşa indiğini görüyoruz.

        - Otomobil fiyatlarında son bir yılda yüzde 27’lik artış ise bize kur geçişgenliğini gösteren en iyi örneklerden biri. Dolar geçen yıl TL’ye karşı yılı yüzde 25 artışla kapatmıştı.

        ŞUBAT İLE KIRILMA BAŞLADI 3 AY DAHA DÜŞÜŞ FIRSATI VAR

        Şubatta enflasyon yüzde 0.02 ile eksi çıktı. Küresel krizin yaşandığı Şubat 2009’da tüketici enflasyonu yüzde 0.34 ile eksiye dönmüştü. Yıllık enflasyon da yüzde 9.58’den yüzde 8.78’e indi. Böylece geçen yılın temmuzundan beri yükselen enflasyonda kırılma başladı. Bu kırılma ile çift haneli rakamlara çıkma ihtimali de iyice azaldı.

        - Önümüzdeki aylarda da enflasyon düşüşü sürebilir. Bunun bir nedeni gıda fiyatlarında başlayan düşüş veya hız kesmedir. Ekmek zammı ve yılbaşı zamları geride kaldı. Et fiyatları da son aylarda ilk kez şubatta gerilemeye başladı. Hükümetin kararlı tutumu burada geçici de olsa sonuç verebilir ve et fiyatlarındaki artışı durdurabilir. Meyve ve sebzede ise sera ürünleri dönemindeyiz. Erken yaz ürünleri ortaya çıkana kadar fiyatların gevşeme eğilimi sürebilir. Erken yaz ürünlerinin fiyatını ise önümüzdeki haftalarda, bir iki ay içinde don ve kuraklık olup olmayacağı belirleyecek.

        - Enflasyonun düşebileceğinin diğer bir nedeni baz etkisinin yüksek olmasıdır. Bu etki 3 ay daha sürecek. Geçen yılın martında yüzde 1.19, nisanında yüzde 1.63 ve mayısında yüzde 0.56 gibi yüksek enflasyonları var. Bu yıl endekse daha düşük enflasyonların girmesiyle gerilemenin sürmesi yüksek olasılık.

        - Bunun yanında TL’nin değer kaybetme eğilimi durdu. Dünkü kur düzeyi yılbaşı düzeyine çok yaklaştı. Geçen yılki kur artışlarının etkileri ise giderek geride kalıyor. TL’de güçlü yeni değer kayıpları meydana gelmezse kurlardan enflasyona herhangi bir olumsuzluk gelmeyebilir.

        - Yurtiçi talep enflasyonu azdıracak şekilde canlı değil. Tüketici güveni zayıf, kredilerin, çek ve senetlerin ödenme oranları düşüyor. Piyasa ödeme zorluğu çekiyor. Bireyler konut ve otomobil borçlusu. Yeni harcamalara kolay kolay yer açamıyorlar. Butün bunlar da yurtiçi talebi sınırlayarak buradan enflasyona yansıyabilecek olumsuzluğu azaltıyor.

        Diğer Yazılar