Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İngiltere’nin AB’den ayrılma referandumu finansal piyasalarda fiyatlanmaya devam ediyor. Cuma günkü deprem boyutundaki şok fiyat gelişmeleri ikinci işlem gününde nispeten yatışmış gibi. Ancak tıpkı bir büyük depremi artçılarının izlemesi gibi, cuma günkü sert satışlar dün de hızını keserek sürdü.

        - Dünkü fiyatlamaların önemi ise ilk günkü şok satışların ardından iki günlük hafta sonu tatilinde olayın sindirilmesi, enine boyuna düşünülmesi, sağa sola danışılması ile hafta başı işlemlerinin olmasıydı.

        - Fiyatlamalarda ince ayar yapacak bir durum değerlendirmesi yapma fırsatının ardından piyasalardaki gerçekleşmeler gösteriyor ki, çözülmesi zor, öngörülmesi ve fiyatlama yapılması zor, hazmı zor bir durumla karşı karşıyayız.

        - Buna karşılık Brexit sorunu bünye için öldürücü darbe, depresyona yol açacak bir gelişme de değil. Küresel kriz sonrası yaşanan Avrupa krizi veya FED’in 2013’te parasal genişlemeden çıkışına benzer bir türbülans boyutuna erişip erişmeyeceği de gelişmelere bağlı.

        - Ama bir Amerika, bir Avrupa krizi şeklinde sıraya bindirilmiş küresel türbülanslarda şimdi Avrupa krizini yaşamaya adayız. Bu kriz belki 2011’deki Avrupa krizinden daha uzun sürebilecek. Çünkü, ya AB içinde yeniden yapılanmayla güçlenerek bu krizden çıkılacak ki, bu da sancılı bir süreci ve daha uzun vadeyi gerektiriyor. Ya da AB’nin dağılması gündeme gelecek ki, bu da bir yılın ötesinde daha uzun süre alabilir. Dolayısıyla Brexit’in negatif etkileriyle hem bölge, hem de dünya karşı karşıya kalabilir.

        - Bu sırada İngiltere kaynaklı Avrupa krizinin bir küresel krize dönüşmemesi için, Asya’nın ve Amerika’nın sağlam durması gerekiyor. Çin veya ABD’de siyasi kaynaklı da olsa bir türbülans yaşanması halinde Avrupa krizi rahatlıkla küresel krize dönüşebilir.

        - Ancak durum bu boyuta gelmeden önce Brexit olayının nereye evrileceği, AB’nin nasıl bir yapılanma içine gireceği ya da dağılıp dağılmayacağı belirleyici olacak. Burada da dönüp dolaşıp liderlik işine geliyoruz. İngiltere’de bu süreci kimin yöneteceğinin ve faturayı hangi liderin ödeyeceğinin belli olması gerekiyor.

        - Belki daha da önemlisi AB’den çıkışın bedelini ödemeye İngilizler hazır mı değil mi, olacak. Bu da belli değil. Büyük bir pazardan çekilmenin getireceği ekonomik zayıflık, AB dışına çıkmayla küresel finansal merkez olma özelliğinin zayıflaması, yavaşlayacak dış yatırımlar, değer kaybeden para birimi ve düşen varlık fiyatları İngiltere ekonomisini resesyona sürükleyebilir.

        - Bağımsızlık diye kendilerini AB dışına atmaya “Evet” dediler ama aynı zamanda Avrupa’dan da çekildiler. Avrupa artık daha çok Almanya’nın liderliğine ve yönetimine terk edildi. Bütün bunlar İngiltere’nin Brexit için ödeyeceği bedellerin bir kısmı. Burada cayma hakkının kullanılması da çok zor. Çünkü olayın karşı tarafı da var.

        - Üstelik ayrılma müzakereleri çok zor ve çetin geçmeye aday. Çünkü birlikten ayrılmanın bedelinin olduğunun gösterilmesi lazım. Avantajlı bir şekilde ayrılık olursa bu yeni çıkışları teşvik eder.

        - Almanya’da Merkel’in Brexit müzakerelerini sonlandırmaya siyasi ömrünün yetip yetmeyeceği belli değil.

        Dolayısıyla bütün bu belirsizlikler piyasaları etkilemeye, ekonomik aktiviteyi zayıflatmaya devam edecek. Depremin de artçılarını görmeye devam edeceğiz.

        - Bu çerçevede Euro kalıcı bir yara aldı, dolar göreli olarak güçlü kalacak. Ancak ABD’nin faiz artıramayacak olması, doların değerlenmesini sınırlandıracak. Nitekim bu durum gelişmekte olan piyasaları Brexit olayı karşısında daha dirençli tutuyor. Hem borsalarını hem para birimlerini hem de tahvillerini. Ama şimdilik.

        SOROS STERLİNDE BU KEZ KAYBETTİ

        Finansal piyasaların en büyük spekülatörü George Soros, Brexit’te yanılmış, sterlinde uzun pozisyonda yakalanmış. Yani elinde sterlin varmış. Doğal olarak sterlin yüzde 10’dan fazla değer kaybedince, Soros da bu pozisyonundan zarar etti. “Seçmenlerin Brexit’in gerçek maliyetlerini küçümsediklerini” öne süren Soros’un ofisinden yapılan açıklamada “İngiltere’nin kalacağını iddia ederken, sterlin aleyhine spekülasyon yapmadığı, genel olarak dünya piyasaları hakkında aynı görüşe sahip olması nedeniyle” diğer pozisyonlarından kâr ettiği açıklandı. 25 yıl önce sterlinden yüklüce bir para kazanan Soros’a bunu yakıştıramadık. Aslında ortada tam Soros’luk bir durum vardı, ama o 1992 yılındaki başarısını ortaya koymadı. Çünkü risk almadı. Belki de 80’ini devirdiğinden kazanma hırsını kaybetmiş ya da “Papaz her gün pilav yemez” sözü doğrulanmış.

        Diğer Yazılar