Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bombalı kitlesel terör eylemleri geçen yıl Ramazan Bayramı’nın hemen ertesinde Suruç’la başlamıştı. Üzerinden bir yıl geçti, 8 büyük eylemde 290 insanımızı kaybettik. İnsan sayısı bakımından değil ama yaratacağı ekonomik etkiler açısından terör Türkiye’ye en büyük darbeyi Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ne düzenlenen saldırı ile verdi. Maalesef 41 kişi öldü, 41’i yoğun bakımda olmak üzere 239 kişi yaralandı. Ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum ve terörü lanetliyorum.

        - Türkiye’nin dışa açılan kapısı olan Atatürk Havalimanı’na bu saldırı dünyada da geniş yankı buldu. Televizyonlarda birinci haber oldu. Yani haberi tüm dünya duydu.

        - Bunun önemi ise şurada: Türkiye zaten güvensiz kabul edilen bir ülkeydi. Turistleri ve iş seyahati yapacakları başta ABD ve Almanya olmak üzere devletler dikkatli olmaları konusunda uyarıyordu. Bunun da nedenleri çok açık. Son bir yılda sık sık tekrarlanan intihar bombacılarının saldırılarıydı. Havalimanı saldırısı yeni bir güvenlik korkusu yaratarak Türkiye’yi en yumuşak tarafından vurdu.

        - İstanbul’da en son saldırı Vezneciler’de 7 Haziran’da yapıldı. Aradan 3 hafta geçmişti ki, havaalanı saldırısı geldi. Unutmaya fırsat vermeden ardı ardına yapılan bu saldırıların üzerine Atatürk Havalimanı’nın gelmesi tüy dikti. Artık havayoluyla Türkiye’ye gelecekler daha cesaretli olmalı. Aksi halde ise hem turistik hem de iş amaçlı gelişlerde azalmalar olacak. Geliş-gidiş azalınca da bunun ekonomi üzerindeki yıkıcı etkilerini yaşayacağız.

        - İşte son bir yıldır artan terör olayları ile Türkiye’nin kana bulandığı kanaatinin oluşması, en başta turizm sektörünü vurdu. İstanbul’da otellerde yer bulmak zorken, doluluk oranı yüzde 50’ye geriledi. Bu oranın önümüzdeki dönemde daha da düşmesi beklenir. Yılın 5 aylık döneminde gelen turist sayısı da yüzde 23 azaldı, mayıs ayındaki azalma ise yüzde 35’e kadar çıktı. Sektör tarihinin en büyük gerilemesini yaşıyor.

        - Can güvenliğinin olmadığı, daha havaalanına adım atar atmaz terör saldırısı ile karşılaşma korkusunun olduğu bir ülkede turizmin olmayacağı gibi, fabrika satın alma, şirket satın alma, yani doğrudan sermaye yatırımları da pek mümkün değil. Nitekim nisan ayı itibarıyla yayımlanan Ödemeler Dengesi verilerine göre, yılın 4 aylık döneminde gelen doğrudan sermaye tutarı 4.9 milyardan 2.7 milyar dolara indi. Azalma yüzde 44.5. Ancak gelen bu paranın 1.4 milyar doları gayrimenkul yatırımı. Yani konut ve arazi alımından oluşmuş. Bu tutar hariç net doğrudan sermaye yatırımı 3.9 milyardan 1.3 milyar dolara indi ve yüzde 66 azaldı. Çok yüksek oranlı bir daralma yaşanıyor. Bunun da ana nedeni her şeyden önce can güvenliği korkusu.

        - Kaldı ki, gayrimenkul yatırımı tutar olarak ilk 4 ayda 1 milyar dolardan 1.4 milyar dolara yükseldi ama mayıs ayında yabancılar konut alımlarını azalttı. Geçen yılın mayıs ayında 1.997 adet konut satın alan yabancılar bu mayısta 1.645 adet konut aldılar. 352 konut daha az aldılar. Azalma yüzde 17.6 gibi yüksek bir oranda. Şimdi bu azalmanın tutarını mayıs ayı ödemeler dengesi yayımlandığında göreceğiz. Yılın 4 aylık döneminde de geçen yıla göre yüzde 2.8 azalma meydana geldi. Azalma terör olaylarına bağlı olarak giderek artabilir.

        ÖNLEM ALINAMAZSA GELECEĞİMİZİ DE VURUR

        - Türkiye ekonomik takınıklığı aşmak üzere İsrail ve Rusya ile ilişkilerin normalleşmesi için diplomatik girişimler başlattı. Havalimanı saldırısı tam da İsrail anlaşmasının açıklanmasından bir gün sonra, Rusya ile diyaloğun açıklandığı güne denk geldi. Rusya Türkiye’ye turist yollamanın önüne koyduğu engelleri kaldıracağını açıkladığı gün, dünya da Atatürk Havalimanı’nın güvenli olmadığını öğrendi. İki ülke ile anlaşmanın ekonomik yararını tam görecekken havalimanı saldırısı ile yeni bir darbe yedik.

        - Hükümet yatırım ortamını iyileştirme adına uluslararası faaliyet gösteren şirketler eğer merkez olarak Türkiye’yi seçerlerse kurumlar vergisi teşviki getirmeye hazırlanıyor. Ancak Türkiye’de sadece iş ortamı değil yaşam ortamı öyle bir bozuldu ki, yabancı şirketler İstanbul’da toplantı bile yapmıyorlar.

        - Şüphesiz olay çok boyutludur. İşin içinde dış politika tercihleri, istihbarat eksikliği, güvenlik zafiyeti, Türkiye’de iş yapma biçimi, bazı havaalanı taksicilerinin de ortaya koyduğu gibi insani zafiyetlerimiz de vardır. Ama ne olursa olsun gerekli önlemleri alamazsak, bugün insanlarımızın hayatına mal olan ve kısa vadeli negatif ekonomik etkilerini göreceğimiz terör olayları, asıl geleceğimizi karartacak.

        SONUÇ: “Başı göklerde olanın, ayağı çamurdadır.” İngiliz atasözü

        Diğer Yazılar