Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Taze meyve ve sebze fiyatlarının temmuz ayındaki ortalama artışı yüzde 15’i buldu. Rusya’ya ihraç edilecek diye domatesin fiyatı yüzde 46 arttı

        Temmuz enflasyonu yüzde 1.16 ile son 13 yılın rekorunu kırdı. Yüzde 3.15 ortalama bazda artan gıda grubunun enflasyon sepetinde yüzde 23.68 ağırlığa sahip olması nedeniyle TÜFE’ye katkısı 0.75 puandı. Yani temmuz enflasyonunun üçte ikisini gıda oluşturdu.

        Merkez Bankası bir gün sonra TÜİK’in verilerini mallar ve hizmetler diye ayırıyor ve gıdayı alt sektörlerle inceliyor. Merkez Bankası sınıflandırmasına göre enflasyonun görünümünü bozan ve diğer kalemler arasında çıkıntılık yapan üç kalem dikkat çekiyor.

        - Biri bir ayda yüzde 14.96 artan taze meyve sebze. İşlenmiş gıda fiyat artışı ise yüzde 0.71 ile normal düzeylerinde seyrediyor.

        - Görünümü bozan ikinci kalem yüzde 7.05 artış kaydeden alkollü içecekler ve tütün. Burada yapılan kamu zammı etkili.

        - Altın fiyatları, hem dışarıda arttı hem de kur arttığı için arttı. Bu artışın oranı da yüzde 6.38.

        - Enflasyonu temmuzda bu düzeyde artıran birden çok neden var, ancak hiçbiri Rusya spekülasyonunun boyutu kadar büyük ve etkili değil. Gıda diye bakınca yüzde 3.15 olan fiyat artışı sadece Rusya spekülasyonunun yapıldığı taze sebze ve meyvede yüzde 14.96 gibi inanılması zor bir rakama çıkıyor.

        - Fahiş fiyat artışının, meyve sebzenin en bol olduğu bir ayda, herhangi bir doğal afet yaşanmamışken ve yıllık üretim artarken olması daha da çarpıcı. TÜİK tahminine göre bu yıl sebze üretimi yüzde 1.7, meyve üretimi yüzde 6.4 artıyor. Üstelik gelen turist sayısında yıllık bazda 10 milyon kişi azalma bekleniyor. Yani iç tüketim azalacak, yılın ilk yarısı itibarıyla Rusya’ya ihracat da yok.

        - Kaldı ki Rusya’ya meyve ve sebze ihracatı henüz başlamadı. Bu ay sonuna doğru veya eylülde başlayacak. Ama Rusya ile ilgili spekülasyon, hatta fiyat manipülasyonu daha anlaşma haberi duyulur duyulmaz başladı. Cumhurbaşkanı ve Başbakan tarafından haziran sonunda açıklanınca, çarşıda pazarda fırsatçılara gün doğdu. “Mal yok abla, Rusya’ya gidecek diye bağlandı” diyerek fiyat artışlarını gerekçelendirdiler.

        - Mesela Rusya limona hiçbir zaman yasak koymadı. Hatta bir tek limona yasak koymadı. Ama Rusya alacak diye limon da yüzde 14 zamlandı. Çünkü üretimde düşüş yok. Hatta TÜİK’in tahminine göre limon üretimi bu yıl yüzde 11.4 artacak. Üretimde çift haneli artış oluyor, ihracatta aksama ve Rusya etkisi yok, ama bir ayda yüzde14.23 fiyat artışı var. Bu da bir Türkiye gerçeği.

        - Bir başka örnek domates. Burada Rusya’nın ambargosu söz konusu. Kapılar açıldığında domates ihracatı başlayacak. Ama Türkiye domates üretiminde yüzde 7 payla dünya üçüncüsü. Rusya’ya ihracat başlayacak diye üretimin en bol olduğu ayda dünyada üçüncü olduğumuz bir ürünün fiyatı yüzde 46 arttı. Rusya etkisi ile yapılan spekülasyon bu kadar büyük veya etkili olabiliyor.

        - Bir ayda yüzde 15 veya yüzde 45 kazanç artık hiçbir yerde kalmadı. Geçmişte hisse senedi manipülasyonları yapanlar saf bireysel yatırımcıları kurdukları tezgâha düşürüp yüksek kazançlar sağlarlardı. Bunun borsadaki deyimi “keriz silkelemekti.” Artık borsada veya başka piyasalarda böyle kazançlar kalmayalı 10-15 yıl oldu. Ama ne yazık ki, aynı vurguncu ruh bugün temel gıda piyasalarında ortaya çıktı ve vatandaşın bilgisizliği ile devletin ilgisizliğinden yararlanmaya devam ediyor.

        SONUÇ: “Oldu olacak, kırıldı nacak, daha n’olacak”

        Türk Atasözü

        Diğer Yazılar