Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cuma günü açıklanan ABD Tarımdışı İstihdam verisi, faiz artırımını öteleyerek faiz oranlarının düşmesine ve doların gevşemesine yol açtı. Dün de yurtiçinde enflasyon ağustosta yüzde 0.29 gerileyerek beklentilerin oldukça altında geldi. 8 aylık enflasyon yüzde 4.53’e gelirken, yıllık enflasyon yüzde 8.79’dan yüzde 8.05’e indi. Temmuzda sıçrayan enflasyonun sonraki ay gerilemesi, yükselişin gücünü koruyamadığını göstermesi açısından önemli. Bu anlamda kritik bir kavşak geçildi. Ağustosta eğer gerileme olmasaydı, hem enflasyon görünümü, hem de beklentiler bozulacaktı.

        - Temmuzda enflasyonun yüzde 1.16’ya çıkarak herkesi şaşırtmasında meyve ve sebze fiyatlarının yüzde 15 gibi çok yüksek düzeyde artması etkiliydi. Buradaki fiyat artışında bayram tatilinin uzatılması ve harcamaların artması, başarısız darbe girişiminin yarattığı karışık ortam ile Rusya’ya ihracatın yeniden başlayacağı spekülasyonunun yapılmasıydı. Oysa bu ihracat daha yeni yeni başlıyor. Ama temmuz ayında iç fiyatları yukarı çekmeye yetti. Temmuzda aşırıya kaçmış fiyat artışları ağustosta kısmen kendini düzeltti. Ağustosta yüzde 1.92 gerileyen gıda fiyatları TÜFE’nin yüzde - 0.29 çıkmasında en etkili grup oldu. Sepet içindeki ağırlığı nedeniyle gıda fiyatları enflasyonu yüzde 0.40 düşürücü katkı yaptı.

        - Buna giyim eşyasından gelen yüzde -0.31 katkı da eklenince geçen ay TÜFE yüzde 0.29 gerileyerek tüketiciyi de, bankaları da, Merkez Bankasını da, TL’yi de kurtardı. Çünkü TL’nin karşısında doları zayıflattı. Dolar / TL dün 2.94’ün altını gördü. Eylül ayına zayıf dolar güçlü TL ile girilmesinin beklentilere ve özel sektöre pozitif etki yapacağı açık.

        - Ama ondan da önce enflasyonist beklentileri daha aşağı çekecek bir etki gösterecek. Çünkü üretim ithalata, ithalat da dolara bağlı. Hem cuma günkü ABD verisi, hem de dünkü enflasyon verisi, faiz indirmede Merkez Bankası’na ve bankalara bir fırsat daha verdi.

        - Bankalar enflasyon beklentileri nedeniyle mevduat faizlerini hızla düşüremiyorlar. Daha dün Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş “Yüzde 11’le para toplayıp yüzde 9’la kredi verirsek ayakları dikeriz” dedi. Hiçbir banka mevduat tabanını rakibine kaptırmak istemez. Mevduat faizini düşürmeden de kredi faizlerinde indirime gitmek ve ölçüyü kaçırmak, sermayeden yemek demek. Bu açıdan faizlerin düşürülmesine en büyük katkıyı enflasyondaki gevşeme yapacak. Türkiye’nin enflasyonu da, nominal faizi de gelişmekte olan ülke ortalamasına göre yüksek ve ikisinin birlikte düşürülmesi yönünde alınabilecek bir hayli mesafe var.

        - İki pozitif olaya karşı bir de negatif gelişme vardı, o da petrol fiyatlarındaki sıçrama. Dün bir ara petrol fiyatları yüzde 5 kadar arttı. Nedeni ise en büyük petrol üreticileri Suudi Arabistan ile Rusya’nın üretimin sınırlanması dahil petrol piyasasında işbirliği anlaşması imzalanmasıydı. Haberin gelmesiyle petrol fiyatları 46 dolardan 50 dolara dayandı, günü hafif gevşemeyle kapadı.

        - Petrol fiyatları 2014 ortasında 116 dolardan bu yılın başında 27.10 dolara inmiş ve yüzde 76.6 gerilemişti. 1.5 yılı bulan düşüş sürecinde yapılamayan centilmenlik anlaşmasının yaklaşık 6 aylık fiyat dalgalanması ardından gerçekleşmesi, fiyatlara 50 dolar civarında istikrar getirebilir. Bu da Türkiye için daha yüksek petrol fiyatı, daha yüksek cari açık, daha yüksek enflasyon demek.

        SONUÇ: “Nereye varsan okka 400 dirhemdir.”

        Diğer Yazılar