Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Açıklanan ekim ayı Reel Kesim Güven Endeksi, üretim için umutların bir kez daha yurtdışına çevrildiğini ve ihracata bağlandığını gösterdi. Ya da ayakta kalan ve pozitif seyreden tek beklenti o kaldı diyelim.

        Merkez Bankası tarafından hazırlanıp açıklanan anket, reel yani üretim kesiminin nabzını 8 alt başlıkta izliyor. Bazı 100 kabul edilen ve bunun altındaki rakamların daralmayı ve kötüleşmeyi, üstüne çıkan rakamların ise iyileşmeyi ve büyümeyi ifade ettiği Reel Kesim Güven Endeksi ekimde 101.7 oldu. Durum kurtarıldı ama eylül ayına göre de yüzde 4.5 gerileyerek önemli bir azalma gösterdi.

        - Son bir yılın karşılaştırmasına göre genel gidişatta yüzde 13’lük bir düzelme gerçekleşti. Yıllık bazda endeksi düzelten bu gruptaki sıçrama oldu. Çünkü Ekim 2015’te genel gidişat 81.4’e kadar düşmüştü. Çünkü genel seçimin önüne denk gelmiş, terör olayları patlamış ve dolar zıplamıştı.

        - Bunun dışındaki iyileşme gelecek üç aydaki üretim hacminde, istihdamda ve toplam satış miktarında gerçekleşti. Ancak bu iyileşmeler yıllık bazda yüzde 3’le sınırlı.

        - Asıl kötüleşme ise son bir ayda meydana geldi. Eylüle göre reel kesimin güveni yüzde 4.5 kötüleşti. Bunu da en çok etkileyen alt grup yüzde 9.8 azalmayla toplam sipariş miktarı, yüzde 8.9 düşüşle ihracat sipariş miktarı ve yüzde 7.1 azalmayla genel gidişattaki bozulma oldu.

        - Endekslerin düzeyine bakılırsa üretim kesiminin umudu ve gözü ihracatta. Durumunun iyileşmesi ancak ihracat artışıyla mümkün görülüyor. Gelecek üç aydaki ihracat siparişi yüzde 8.9 azalmasına karşılık 112.6 ile en iyi ikinci grup durumunda. Yani üreticiler ihracatta daha hızlı artış beklerken, ekimde bunun düzeyini biraz düşürmüşler, umutlar biraz azalmış.

        - Ancak reel kesimin iç piyasadan umudu daha da kırılmış ki, en büyük azalma yüzde 9.8 ile toplam siparişlerde meydana geldi. Bunun içinde ihracat siparişleri de var. Ama içerideki sparişler yüzde 10’un üzerinde azalıyor ki ortalaması yüzde 9.8’e geliyor. İhracattan umut azalırken, iç pazardan daha da çok azalmış. Sanayi sektörü içinde bulunduğu durumu böyle ifade etmiş.

        DOLAR EKONOMİNİN HEM ZEHRİ HEM DE İLACIDIR

        Üretici kesimin güveni kırılırken tüketici güveninin yatay seyrettiği dikkati çekiyor. Ekim ayı Tüketici Güven Endeksi 74 olarak açıklandı ve eylüle göre yatay seyretti.

        - Tüketici güveninde en büyük sıçrama yapan alt grup ise tasarruf yapma eğiliminin olması. Hem mevcut durumun tasarruf yapmaya elverişliliği yüzde 4.6 arttı, hem de gelecek bir yıl içinde tasarruf etme ihtimali yüzde 7.2 yükseldi.

        - Tüketici güvenini toplamda aşağı çeken kalemler ise yüzde 5.5 azalmayla otomobil satın alma, yüzde 6.3 azalmayla konut tamiratına para harcama ve yüzde 4.5 düşüşle konut satın alma ihtimali oldu. Bu üç alt kalemde yüksek ölçekli düşüşler meydana gelmeseydi Tüketici Güven Endeksi yükselecekti.

        - Buradan geliyoruz madalyonun ikinci yüzüne. Konutu, otomobili satın aldırmaktan vazgeçiren ve hanehalkını tasarruf etmeye yönelten gelişme nedir?

        - Hatta bu soruya Reel Kesim Güven Endeksi’ndeki bozulmayı da ekleyelim. Ekimde bozulmanın ana kaynağı ne olabilir?

        - Başkanlık seçiminin gündeme gelmesinin belli bir etkisi olabilir.

        - Musul operasyonunun başlamasının tüketim, üretim ve yatırımların beklemeye geçmesine yol açması muhtemeldir.

        - Asıl da ay başından itibaren yükselen dolar kurunun yarattığı korku ve endişe baskındır. İnsanlar korkarsa tasarruf eder. Ben hem dolar kurunun arttığı, hem tüketici güveninin yükseldiği ve hem de üretici güveninin korunduğu bir dönemi hiç görmedim. Bunlar tersine çalışır. Bu ekimde olan da bu.

        - Döviz bu ekonominin hem zehridir, hem de ilacıdır. Marifet ise kurun dozunu iyi ayarlamaktadır.

        Sonuç: “Baldan öte tatlı zehir, zehirden beri acı ilaçtır.” Türk atasözü

        Diğer Yazılar