Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        8 Kasım ABD başkanlık seçimine bir hafta zaman kaldı. Cuma akşamı FBI, Clinton’un devlet haberleşmelerini ofisindeki özel bir server üzerinden yapmasıyla ilgili yeni soruşturma başlattı. Anketlere göre rakibi Trump’ın 6 puan önünde giden Clinton’un soruşturmayla bu avantajını kaybedebileceğinden korkuluyor.

        - Korkuluyor, çünkü bütün yerleşik devlet düzeninden yana olanlar, sermaye sınıfı, medya, hâkim sınıflar Clinton’dan yana. Ya da daha açıkçası devlet düzenini ve yerleşik düzeni temelden sarsacak tutum ve davranışlar sergileyen, serbest ekonomi ve göçmen dostu politikalar yerine korumacı ve göçmen karşıtı politikalar izleyecek bir görüntü veren Trump korkusu, Clinton’a erken başarı getirmiş olabilirdi.

        - Clinton gelirse de mevcut politikalar devam eder, FED planladığı gibi aralık ayında bir faiz artırımına gider, 2017’de bunu ikiye çıkarabilirdi. Cilinton’un seçim yarışında önde gitmesi bu nedenle piyasalarda sarsıcı etki yaratmadı. Faiz artırımına paralel dolar değerlendi. Dolar arttığı oranda da ABD faizleri yukarı gitti.

        - Ancak bu hesap cuma akşamı FBI soruşturmasıyla bozulma işaretleri gösterdi. Clinton’un seçilme ihtimalinin azalma göstermesiyle ABD piyasaları bozulduğu gibi, dolar büyük para birimlerine karşı gevşedi, ABD faizleri de düştü.

        - Çünkü Trump’ın seçilmesi halinde ABD ve piyasaların ciddi bir türbülans yaşayacağı ve böyle bir ortamda FED’in aralık faiz artırımını ötelemek zorunda kalacağı hesap ediliyor. Piyasalar kötü olacağından bol ve ucuz paranın devam edecek olması işin bir yönü.

        - Diğer yönü ise seçilmesi halinde Trump ile ABD’de yeni çalkantılı dönemin açılacağı. Bunun fiyatlamasını ise bu hafta Trump’ın seçilme ihtimali ne kadar artarsa o oranda görebiliriz. Çünkü şimdiye kadar ABD piyasaları da küresel piyasalar da, Trump’ın seçimi kazanabileceğini fiyatlamadı. Kazanırsa bir büyük piyasa depremi veya çalkantısı yaşanabilir. Çünkü beklenmeyen bir durumla karşı karşıya kalınacak.

        - ABD’deki seçim riski yanında daha önceden gündeme girmeye başlayan başka risk de, son 5 bin yılın en düşük düzeyine inen küresel faizlerin düzeltme yapma veya ribaund etkisi. Büyük merkez bankaları daha fazla parasal genişlemeye gitmiyor. Gidişin yararı olmadığını artık herkes kabul ediyor. Para daha bollaşmayacaksa, negatif faizler daha derinleşmeyecekse dip görüldü demek. İşte son haftalarda gelişmiş ülke faizlerinin tersine dönmesi bundan.

        - Küresel faiz kuyruğunu dikleştirdi. Temmuz ayında ABD, Alman ve Japon faizleri dip noktayı bulmuş ve oradan dönüş başlamış. Geçen hafta ise yükseliş daha keskinleşti. Japonya 10 yıllıkları yüzde 36 düzeyinde prim yaptı. ABD 10 yıllığı yüzde 8.9 arttı. Almanya faizi eksiden artıya geçti yüzde 0.219’a yükseldi. Dolayısıyla artış oranının hesaplanması söz konusu değil.

        - Türkiye tahvilinde ise durum daha istikrarlı çünkü son haftalık yükselişi yüzde 4.1 ile sınırlı kaldı. Bunun bir nedeni de geçmiş 3 yıldan beri yükseliyor oluşu, yani bir yerde Türkiye faizlerinde balon oluşmaması. Ancak, Türkiye finansman yönüyle dışarıya bağımlı.

        - Faizlerin yükseldiği düzey aslında tahvil yatırımcılarının zarar eşiğidir. Mevcut faiz düzeyinin altındaki bütün tahviller yatırımcısına zarar yazdırır. Tahvil faizleri ne kadar yükselirse zarar edenlerin sayısı ve zararın boyutu da artar. O ölçüde de piyasalarda stres artar, enerji birikir ve iş patlamaya, deprem yaratmaya doğru gider. Son dönemde edindiğim izlenim de bu.

        *KIŞ GELİYOR

        Winter is Coming (Kış Geliyor) sloganı, son yılların en çok izlenen dizilerinden Game of Thrones’ta, tehlikenin yaklaştığını ifade etmek için kullanılıyor.

        Diğer Yazılar