Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hemen her yıl sonunda vizyona girer. Bankalar yıllık bilançolarında daha likit, kredi portföyleri daha yüksek ve bunun için mevduatları daha büyük görünsün isterler. Güzellik yarışmalarında olduğu gibi, bilançolar da görücüye çıkacaklarından bankalar makyajlama ihtiyacı duyuyor. Çünkü bankalar birer itibar kuruluşu. İnsanlar, canlarından sonra gelen en değerli varlıkları olan servetlerini getirip bankalara emanet ediyorlar.

        - Makyajlama ihtiyacı var, çünkü Türk banka sisteminde kredi mevduat oranı yüze 124.5 düzeyine yükseldi. TL kredilerin mevduata oranı ise yüzde 140 gibi yüksek seviyede seyrediyor. Sistemin daha likit olması için ya mevduatlar artmalı ya da krediler düşmeli.

        - İkinci neden de bankaların yurtdışı borçlanmalarının yüksekliği. Yurtiçinden toplanan fonlarla yurtdışı kaynakların bir kısmı dengelenmek ve aşağı çekilmek isteniyor.

        - Bu makyajlama ihtiyacı hem kredi kullanmak veya kredisini yapılandırmak isteyenlere hem de daha çok olmak üzere mevduat sahiplerine yarıyor. Çünkü kredilerini büyütmek isteyen bankalar son bir iki haftaya faizleri düşürerek giriyor. Mevduatını çoğaltmak isteyen de mevduat faizini artırıyor. Bu anlamda iki faiz arasındaki farkın bir veya iki haftalığına biraz artması beklenebilir.

        - Böyle bir yarışa girme niyetinde olmayan bankalar da süreç içinde etkileniyor, müşteri kaybını önlemek için faizlerinde ayarlamaya gitmek zorunda kalıyor. Sonucun ne kadar değiştiğini, kredi faizlerinin ne kadar düştüğünü, mevduat faizlerinin ne kadar arttığını gelecek hafta açıklanacak verilerden göreceğiz.

        - Ancak bu son yıl sonu bilanço makyajı ile duyduğumuz faiz oranları dolarda en yüksek yüzde 4 ama sektörde yüzde 3.75-3.80 uygulaması yaygın. TL mevduat faizlerinde de yüzde 12’ye kadar çıkıldığını duyduk. Tabii kısa vadeli mevduatlarda. Bu bir faiz yarışı değil, çok kısa süreliğine mevduat ve kredi de atak yapılması. Yılbaşı geçildiğinde gelecek hafta faizler normale dönecek. O zaman da mevduatta ve kredi tutarında kısmi kayıplar olduğunu görebileceğiz.

        - Burada dövize verilen faizlerin zaten bu yarış öncesinde yüzde 3.5 civarına yükseldiğini ekleyelim. Bu da yurtdışı borçlanma yerine yurtiçi kaynakları harekete geçirme isteğinden kaynaklanıyor. Bu konuda hem bankaların hem de ekonomi yönetiminin üzerinde fikir birliği yaptığını biliyoruz. Yastık altı tasarrufların sisteme çekilmesi hedeflenince hem altına hem de dövize cazip faiz verilebiliyor.

        - Altına ödenen faizle sisteme 20 milyar dolarlık mevduat hacmi kazandırıldı. Bu da Merkez Bankası’nın altını zorunlu karşılık sayması sonucu teşvik edici olmasıyla gerçekleşti. Aynı şekilde dövizde zorunlu karşılıklara faiz ödenmeye başlandı. Son olarak bu faiz artırılınca bankaların dolarla kaynak toplaması cazip hale geldi ve yüzde 3.5-4.0 faiz aralığına çıkıldı.

        - Yastık altı dolarını sisteme getirene yüzde 3.7-4.0 faiz verilmesi, bunun stopajı kesildikten sonra geriye net yüzde 3 civarı getiri kalması oldukça cazip. 10 bin dolarlık parada yılda 300 dolar, 100 bin dolarlık yastık altı parada 3 bin dolar ek getiri demek. Kur değişiminden doğan kazanç veya kayıp ne varsa, o da tasarruf sahibine ait.

        SONUÇ:“Ne ile yaralandıksa onunla tedavi olmalıyız.” Turgenyev

        Diğer Yazılar