Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yangın tam bacaya varmışken itfaiye yetişti. Kontrol sağlandı diyemiyorum çünkü yangın kısım kısım sürüyor ve önümüzdeki dönemin hava koşulları pek uygun değil. İtfaiyenin geç kaldığı da, en etkili yangın söndürme aracını kullanmadığı da doğru. Su sınırlı, hava koşulları zorlu ve en etkili aracı de en sona saklıyor. Yangının şiddetlenmesi hava koşullarının kötüleşmesine, itfaiyenin etkin biçimde çalışmasına ve etrafta biriken halkın taşıma suyla müdahaleye yardım etmesine bağlı. Halk ne kadar su taşıyabilirse itfaiyenin işi o kadar kolaylaşacak.

        Rakamlar yerine benzetmeyle anlatma daha kestirme oluyor. Doların kontrol altına alınıp alınmadığı bu yolla daha net anlatılabiliyor. Bu çerçevede bitişikte yer alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve gelişen piyasalar ekonomisti Timothy Ash’in görüşleri de okunabilir. Henüz doğrudan döviz satışı veya faizin sıçratılması yoluna gidilmedi. Çünkü önümüzde tansiyonu yükseltecek olayların varlığı bir gerçek.

        - İlk test 20 Ocak’ta Turmp’ın başkanlık koltuğuna oturması ve icraatları olacak. Geçen haftaki basın toplantısında ekonomik icraatlara yönelik pek bir şey duyulamayınca dolar geriledi, faizler düştü, borsalar düştü, altın yükseldi. Para yeniden gelişmekte olan ülkelere bir tura daha çıktı. Trump piyasalar için pozitif veya negatif şok olmaya devam edebilir.

        - Anayasa değişikliğinin birinci turu tamamlandı gibi. İkinci ve son tur belirleyici. Meclis’ten geçmemesi halinde erken seçimin gündeme gelebileceğini en yetkili kişiler de açıkladı. Geçerse de referandum yapılacak. O da bir seçim sayılır. Referandumda hayır çıkması halinde yine seçim gündeme gelecek. Siyasi sürecin böyle devam etmesi, piyasalar üzerinde etkili olmayı sürdürecek gibi.

        - 27 Ocak’ta Fitch’in yatırım yapılabilir kredi notunu düşürmesi halinde bankaların ek bir sermayeye ihtiyaç duyacakları, faiz oranlarını artıcı etki yapacağı beklenir. Bunun fiyatlaması da önceden yapılıyor zaten.

        - İstanbul Borsası’nın geçen haftaki iki günlük dolar bazında yüzde 9 prim yapması bir öncü gösterge gibi. Küresel piyasa koşulları uygundu, içeride kura müdahale başladı. Kurun artışının durulacağı seviyede eğer faiz oranları sıçrarsa tahvil yatırımı cazip olur. Ama faiz sıçramıyorsa bu kez çok ucuz kalmış hisse senetleri hedef olur. Borsa İstanbul gelişmekte olan piyasalara göre yaklaşık üçte bir oranında iskontolu işlem görüyor. Mayıs 2013 sonrası gelişen borsalar yüzde 14.5, BİST aynı endeksle yüzde 57.8 değer yitirdi. Geçen haftaki sert yükseliş bunun üzerine geldi.

        - Demek ki koşullar oluştuğunda benzer hareketleri dövizde de, faizde de pekâlâ görebiliriz. Geçen haftaya kadar kurun müdahalesiz yükseldiği dönemdi. Şimdi müdahaleli dönem başladı. Bu dönemde gelişmelerin etkisinde yükselişler olsa da, önü müdahalelerle kesilebilir. Merkez Bankası son kurşunlarını henüz atmadı, sona saklıyor. Bu nedenle önümüzdeki günler ve haftalar kurda yükselişten ziyade bol müdahaleli yüksek oynaklık dönemi olmaya adaydır diye tahmin ediyoruz.

        - Yatırımcı riskten değil belirsizlikten hoşlanmaz. Riske fiyat biçersin ama belirsizliğe fiyat biçemezsin. Politika yapıcıların Türkiye’nin hâlâ yatırım yapılabilir bir ülke olduğuna yatırımcıları çok ciddi şekilde ikna etmesi gerekiyor. 2002-2013 yılları arasında yatırımcılar çok ciddi miktarda Türkiye varlıklarına yatırım yaptı. Artık yatırım yapanlar bile iç politikayı anlamıyor. Global gelişmelere bakıp Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslıyorlar. Brezilya mı, Güney Afrika mı, Rusya mı diye kıyaslayıp Türkiye’ye bakıyor.”

        ERDOĞAN: RİSK ALIN HAYAT HEP RİSKTİR

        Hafta sonu İstanbul’da borsa kuruluşunun 143. yıldönümüne katıldım. 1873’te Galata Borsası olarak Osmanlı’daki azınlıklar tarafından kurulan borsanın 1986’da yeniden düzenlenerek İMKB adıyla açılmasını izlemiştim. 2013’te ise İMKB, BİST’e dönüştü, hem ismi hem yapısı değişti. İzmir Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası ile İstanbul Altın Borsası’nı da bünyesine katarak büyüyen ve yatay entegrasyonunu gerçekleştiren Borsa İstanbul’un adının yabancıları daha çok hedeflemesi de dönüp dolaşıp yine başa geldiğimizin bir göstergesi. Nitekim bu yapılanmadan sonra Nasdaq Borsası da BİST’e ortak oldu. Borsadaki hisse senetlerinin yüzde 63’ü de yabancıların elinde.

        Bu hafta sonu yapılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da katıldığı tören iştirakleri olan Takas İstanbul ve Merkezi Kayıt İstanbul’un Borsa İstanbul Grup’un İstinye’deki kampüsünde birleşmesi ve Kuyumcukent’te 1.600 ton kapasiteli altın saklama merkezinin açılışıydı. Sermaye piyasası kurumları arasında yatay entegrasyondan sonra dikey entegrasyon da böylece gerçekleşti.

        BİST Başkanı Himmet Karadağ KÖİ projelerine yönelik altyapı sertifikasyonlarına yöneleceklerini, gayrimenkul sertifikaları ile de kentsel dönüşüme finansman yaratacaklarını söyledi. Borsa İstanbul’un 2018’de halka açılacağını belirten Himmet Karadağ şirketlerin küçük hissedarlarının kendilerini daha ayrıcalıklı hissedecekleri Ortak Sadakat Programı’nı yakında yürürlüğe koyacaklarını söyledi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “Borsa, faiz ve kur üzerinden ekonomiyi krize sokmak isteyenlerin” varlığına işaret ederken, hem finansal piyasadakilere hem de reel ekonomi aktörlerine “risk alın” çağrısında bulundu. Erdoğan şunları söyledi: “Risk almadıktan sonra bu işler yürümez. Ben 40 yıllık siyasi hayatımda risk aldım. Siyaset hep risktir. Hayat da risktir. Nerede, ne zaman ve nasıl gideceğimiz belli mi? Sorunları, savunmada kalarak değil, hücuma geçerek çözersiniz. Turizmde tekleme mi var? 2023’te 100 milyar dolarlık turizm geliri hedefi riske mi girdi? Yeni pazarlara gidin. Gelin kendi tur operatörlerimizi oluşturalım. Yatırımları, siparişleri, ticareti artırmak için ne gerekiyorsa yapalım. Milletimiz ve devletimiz fedakârlık yapanları unutmayacaktır.”

        'POZİTİF ŞOK VE ACİL MÜDAHALE GEREKLİ'

        TL’nin çok zayıfladığını, gelinen seviyeleri endişe verici ve rahatsız edici bulan gelişmekte olan ülkeler ekonomisti Timothy Ash, “TL 2001’den sonra en zor senesini yaşıyor” dedi. Doğru kararın gelmemesi halinde bir kredi krizinin doğurabileceği uyarısı yapan Timothy Ash bu yılın özel sektörün 180 milyar doları bulacak dış borç ödemeleri açısından kritik olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bu dış borcu kullananlar ağırlıklı olarak Türkiye’nin büyük kurumları. Likiditeleri yüksek. Merkez Bankası kararlı davranırsa kârları etkilenir ama bir kredi riski yaşanmaz. Ama Merkez Bankası faizi ve kuru rasyonel ve piyasa odaklı yönetmezse kredi riski çıkabilir. TL’nin bu zayıflığı kredi riskini ve temerrüt riskini artırıyor. Şimdiye kadar hiçbir Türk şirketi temerrüte düşmedi. Ama bunun da iyi anlatılması lazım.”

        Siyah Kalem’in davetlisi olarak geldiği Türkiye’de Ash özetle şu değerlendirmelerde bulundu:

        - Roket bilimci olmaya gerek yok. Güvenlik ve terör sorunu belki kolay çözülemez ama para politikası çözülebilir. Türkiye dış basında her hafta bir terör olayıyla gündeme geliyor. Terör saldırıları Paris’te de oluyor ama Türkiye’de daha sık oluyor. 2000 yılından beri Türkiye ekonomisine bakıyorum. Benim bile 15 Temmuz’da aslında ne olduğunu anlayabilmem için çok uğraşmam gerekti. Dış basın bir ay anlamadı. Benim anlayamadığımı 20 ülkeye bakan yatırımcı nasıl anlasın. Bazı faktörleri kontrol edemezsiniz ama kuru stabilize edebilirsiniz. Merkez Bankası yatırımcının gözünde belirsizliği yok etmeli. Siz kurun haftaya ne olacağını bilemiyorken New York’taki yatırımcı nereden bilsin ve bu belirsizlikle niye uğraşsın.

        - Çok hızlıca harekete geçilmesi gerekiyor. Şu anda hangi yöntemle hesaplanırsa hesaplansın TL çok ucuzladı. Yabancı yatırımcılar TL’nin güçleneceğine değil, zayıflayacağına inanıyor. Bunun nedeni de TCMB politikalarının inandırıcı bulunmaması. 2014 yılında yabancının hissiyatını hızlı değiştirmişlerdi. TL’nin güçlü olması Türk vatandaşları için de önemli. Güçlü TL iç talebi de canlandıracak. Bu güven krizini aşmak için faizlerde yükselişe ihtiyaç var. Ne kadar uzun beklerse o kadar fazla yapmak zorunda kalır. Şimdi yapsa daha hızlı sinyal göndermiş olur. Yatırımcının, MB’nin pozitif güven şokuna ihtiyacı var.

        Diğer Yazılar