Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        2016 yılında ekonomide ortaya çıkan zorlukların başında şüphesiz ki turizm sektörü başı çekti.

        Çünkü hiçbir sektör yüzde 31.5 düzeyinde müşteri kaybetmedi ve hiçbir sektör gelirinin üçte birini yitirmedi. Gelir kaybı müşteri kaybından daha çok. Çünkü müşteri kaybı aynı zamanda fiyat düşüşlerini de beraberinde getirdi.

        - STR Global’in verilerine göre Türkiye, Avrupa’da en çok turist kaybı yaşayan ülke. Oda gelirlerinde ise kayıp daha yüksek ve yüzde 39.5 düzeyine çıkıyor. Oda başına fiyat Avrupa’da ortalama 68.4 Euro iken Türkiye’de 39.5 Euro.Nerede ise fiyat bire iki olmuş, fark büyümüş, Türkiye ucuzlamış. Türkiye turizm liginden düşmüş gibi.

        Yatak ve oda fiyatlarını yeniden eski düzeylerine çıkarmak bir hayli zor olacak, en azından uzun yıllar alacak.

        - Çünkü önce kaybı durdurmak, ardından doluluk oranını artırmak, sonra da fiyat artırmak aşama aşama geliyor. Gelecek yıldan itibaren işleri toparlamaya başlasak bile, bahsettiğimiz bu süreç veya fiyatlarda normale dönüş ve yeniden Avrupa düzeyinin yakalanması 5-10 yıl gibi bir zaman alabilir.

        - Turizmde yaşanan en kötü yılın ardından maalesef yeni yıla da umutlu girilemiyor. Yılın ilk saatlerinden başlayarak terörün varlığı tüm zararlarını turizmin üzerine akıtıyor. Bu konuda güvenlik ihtiyacının karşılanması dışında yapılabilecek bir şey yok. Öncelikle terörün durması, durduğunun anlaşılması, bunun üzerinden belli bir zaman geçmesi, can korkusunun ortadan kalması gerekiyor. Ardından ülkenin yeniden moda haline gelmesi yine de zaman alacaktır.

        - Turizm sektöründe yaşanan bu terör darbesi elbette kalıcı olmayacaktır, ama uzun sürebilecek. Sürdüğü kadar da hem istihdamı hem de turizmin beslediği 40 alt sektörü negatif etkileyecek. GSYH’nin büyümesini de yüzde 1’e yakın düşürebilecek. Döviz gelirlerinde yıllık 10 milyar dolara yakın kayıp oluşturacaktır.

        - Hem gelen turist sayısı hem de turizm geliri açısından dünyada ilk 10 içinde yer alıyorduk. Turizmin birinci liginde oynuyorduk. Bu ligde oynamak ekonominin tümü için hedefimizdir. Hangi nedenle olursa olsun bu lig kaybını önlemenin bir yolunu bulmalıyız.

        HAYATIN İÇİNDEN

        KUR ARTIŞININ YARATICI YIKIM ETKİSİ

        Turizmdeki bu kayıp aynı zamanda döviz açığını 10 milyar dolar büyütücü etki yapacak. Gelir kaybına bir de döviz giderinin artışı eklenmeli.

        - Çünkü petrol ve enerji fiyatları yukarı dönmeye başladı. Her yüzde 10’luk artışın getireceği ekstra fatura 5 milyar dolardır. Petrol fiyatlarının geçen yılki ortalama 43 dolardan bu yıl 53 dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Şu anki fiyat da zaten 50-55 dolar arasındadır.

        - Enerjideki yüzde 20’lik artışın Türkiye’ye faturası 10 milyar dolardır. 10 milyar dolar turizmden kayıp, 10 milyar dolar enerji ithalatından artış, yılda 20 milyar dolarlık açık eder.

        - Düşük enerji maliyetiyle geçen yılki cari açık 34-35 milyar doları bulacak. Bu yıl enerji fiyat artışından da 10 milyar dolar üzerine ekleneceği hesaba katılırsa cari açığın finansmanı önemli olmayı sürdürecek.

        - Kaldı ki küresel çapta finansman maliyetlerinin artışı üzerine ihtiyaç artışı ve not düşüşü de eklendiğinde, kayda değer bir maliyet artışı muhtemeldir. Durum buysa dışardan borç almanın avantajı da giderek azalmaktadır. Şirketlerin vadesi dolan uzun vadeli dış borçlarını yeni borçla çevirmek yerine kapatmak istemelerinin nedeni de maliyetlerdeki bu artıştandır.

        - Zaten şirketlerin bu döviz talebidir ki, kurları yükseltiyor, TL’ye değer kaybettiriyor.

        Doların artışı veya TL’nin değer kaybı son ayların en can yakıcı ekonomik gelişmesidir. Borçlu özel sektör şirketleri en çok etkilenen kesimdir.

        - Böyle olmasına karşılık ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası’nın kur artışına öldürücü darbeyi indirmediğini düşünüyoruz. Kur da yükseldikçe yükseliyor.

        - Döviz kuru yükselirken ekonomide pek çok negatif etkiyi de doğuruyor. Bunlar arasında ekonomiyi daraltacak etki de var. Ancak ekonominin daralması, ithalat ihtiyacını azaltacak.

        - Yine pahalılaşma etkisinin yaratılması enflasyonu yükseltecek ama aynı zamanda ithalatı kısacak. Bütün bunlar da cari açığı sınırlayacak ve dışarıdan borçlanma ihtiyacını düşürecek. Ekonominin küresel konjonktüre ve mevcut şartlara uyumunu sağlayacak. Madalyonun bu yönünden bakınca da, kur artışının yaratıcı bir yıkım olduğu söylenebilir.

        Diğer Yazılar