Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FED’in faiz artırımı ve bunun küresel piyasalar tarafından pozitif algılanmasıyla başta ABD borsaları olmak üzere gelişmiş borsalar tarihi en yüksek düzeylerine çıktı. Gelişmiş borsaları temsil eden MSCI Endeksi 1919 puana kadar yükselmişti. Önceki gün ve dün ise satışlar hâkimdi ve gelişmiş borsalar yaklaşık yüzde 1 değer kaybetti. Hisse senetlerinden çıkan para tahvile yöneldi. Bu nedenle ABD 10 yıllıkları biraz daha geriledi ve yüzde 2.40’a düştü. Bu tipik bir riskten kaçış eğilimini yansıtıyor.

        - Riskten kaçışı yansıtan başka bir gösterge ise altın fiyatlarındaki artış. Altın fiyatları son bir haftada yüzde 4.1 artarak 1.200 dolardan 1.249 dolara yükseldi.

        - Gelişmekte olan ülkelerden de kısmi bir sermaye çıkışı olduğu söylenebilir. Para birimlerinde az da olsa bir değer kaybı, borsalarında gerileme var.

        - Türkiye’de ise TL’nin değer kaybı yok. Sepet kur yatay seyrediyor. Faizlerde bir artış var ama bu daha çok iç nedenlere yorumlanabilir. Malum TCMB fonlama faizini iki ayda 3.2 puan artırarak son 5 yılın en yüksek düzeyine çıkardı. Fonlama faizi yüzde 11.30. Merkez Bankası son faiz kararı ile asıl fonlama yapmaya başladığı Geç Likidite Penceresi’ndeki faizini yüzde 11.75’e kadar çıkarmıştı. Demek ki burada halen çeyrek puanlık bir yükseliş alanı var. TL’nin Güney Afrika Randı ile birlikte gelişen ülke paraları arasında değerini koruyan iki paradan biri olmasında bu faiz artışı da etkili.

        - Borsada ise yüzde 1.5 düzeyinde değer kaybı söz konusu. Aslında son küresel rüzgâr öncesinde BİST 100 Endeksi 91.497 ile Mayıs 2013 sonrasının en yüksek düzeyine çıktı. En yüksek düzeyine göre iki günlük kaybı yüzde 2.1’e vardı. Borsanın TL bazındaki rekorun bir altına yükselmesine karşılık dolar bazlı endeks 2.52’ye çıkabildi. 2.52 dolarlık endeks de Mayıs 2013’teki 5.10 dolarlık endeksin ancak yarısı düzeyinde.

        TABLET YASAĞI TAŞIMA VE TURİZME DARBE

        Bizim borsanın gerilemesinde havayolu şirketleri yolcularına getirilen elektronik eşya kısıtlamasının belli bir etkisi oldu. Çünkü söz konusu olan havayolu şirketlerinin cirosunun yüzde 13’ünün elde edildiği ABD pazarıydı. Bilgisayarını yanına alamamak uçuşun uzunluğundan dolayı yolcu için önemli bir kayıp. Üstelik bagaja verilmesi de kayıp riskini artırıyor. Kısaca yolcuların tercihini değiştirebilecek önemli bir karar alındı ne yazık ki. Kaldı ki bu sadece ABD ile sınırlı kalmadı, ardından İngiltere de katıldı.

        - Eğer bir yaygınlaşma olursa bu durum Türkiye için fiili ambargo sayılır. Ambargo cephesinin genişlememesi için diplomatik girişimlerin ve siyasetin etkili şekilde devreye girmesi gerekiyor.

        - Böyle bir cephe genişlemesi de aslında sadece havayolu şirketlerine değil aynı zamanda turizme, Türkiye ile iş yapmayı düşünenlere etki yapabilir. Bu açıdan alınan kararlar aynı zamanda turizm sektörü için yeni bir zorluk yaratır.

        - Taşıma da turizm de döviz kazandırıcı iki sektör. Yapılan hareketle ikisine birden darbe vurulmuş oluyor.

        TRUMP İŞİN GEREKÇESİ

        Küresel hisse senedi piyasalarına gelen satış, tahvile yönelmeyi nasıl yorumlamalı?

        - Burada ileri sürülen Trump’tan umudun kesilmesi ise satışların arkasını beklemek lazım. Çünkü Trump’ın vergi indirimlerinden, altyapı yatırımlarından, ekonominin büyütülmesinden umut bitmişse bu umutla alınanların geriye verilmesi lazım. Bu da öyle yüzde 1 değil. Gelişmiş borsalar için yüzde 15 kadar bir artış. ABD 10 yıllık faizlerde de öyle 5-10 baz puan kesmez. Her ne kadar arada iki faiz artırımı oldu ise de 10 yıllıkların düzeyi 1.80’den 2.60’a geldi. Bu açıdan faizlerin daha fazla düşmesi, borsaların daha fazla değer kaybetmesi gerekir.

        - Ancak biz Trump’ın icraatlarından bu kadar hızlı vazgeçilemeyeceğini düşünüyoruz. Gecikme oluyor ve olacak. Yapılamayacaklar da olacak. Ancak Trump’ın daha ne yapıp edeceği konusunda netlik ve oluşan net bir kanaat yok. Böyle bir netliğin olmadığını en iyi şekilde FED’in kararı ve açıklamaları bize gösteriyor. FED önümüzdeki mayıs toplantısında faiz artırmayacak. Haziranda artırırken de en çok Başkan Trump’ın izleyeceği politikaların analizini yapacak ve kararını ona göre verecek.

        - FED’in geçen haftaki faiz artırımının ardından piyasalar pozitif etkilendi ama şimdi piyasaları taşıyacak dinamik, haber akışı yok. Kanaatimiz bu sessizlikte piyasaların hareket yaratmak için Trump faktörünü kendisine gerekçe yaptığıdır.

        SONUÇ: “Akıl kendi başına cenneti cehennem, cehennemi cennet yapabilir.” John Milton

        Diğer Yazılar