Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye ile ABD arasında başkanlar düzeyinde dün akşamki görüşmenin içeriğine göre ilişkilere ya nokta koyacağız ya da devam edeceğiz. Siyasi ve askeri açıdan ilişkilere nokta koymamız gerekiyorsa bu yapılır. Tartışılmaz bile.

        - Ancak siyasi, askerive diplomatik ilişkilere nokta koymak burada kalmaz, ticari ve ekonomik ilişkileri de az veya çok etkileyebilir. Bu etkinin büyük mü küçük mü olacağını ise her iki tarafın tutumu, ilişkileri götürme biçimi ve çabası belirler. Nokta konulacaksa bundan ekonominin etkilenmesinin en düşük düzeyde tutulması hedeflenmeli.

        - Çünkü Türkiye ekonomisi tam anlamıyla Batı’yla entegre oldu. Böyle bir yapısı ve işleyişi var. ABD ile nokta, AB ile virgül koyduğumuzda karşımıza devasa ekonomik sorunlar çıkacağı bir gerçek.

        - Çünkü ihracatın yarısını Avrupa ve ABD’ye yapıyoruz. En önemli kaybımız buradan oluşabilir.

        - Türkiye’ye gelen turistin yüzde 60’ı bu ülkelerden geliyor. Asya’dan gelenlerin bir miktarı da Batılı turistler geldiği için geliyor.

        - Türkiye’ye gelen doğrudan sermaye yatırımlarının dörtte üçü Batı’dan. Merkez Bankası Uluslararası Yatırım Pozisyonu verilerine göre Şubat 2017 itibarıyla doğrudan yatırımların parasal tutarı 144 milyar dolar.

        - Ekonomiyi finanse eden ve toplamı 148 milyar dolar olan portföy yatırımlarının dörtte üçü yine Batı’dan.

        - Türkiye’ye verilen 213 milyar dolarlık kredilerin de büyük kısmı Batı’lı finansal kuruluşlara ait. 46 milyar dolarlık mevduat ve nakdin de öyle.

        - Sonuçta şubat itibarıyla 589 milyar dolarlık uluslararası yükümlülüğümüz, bir anlamda borcumuz oluştu. Böyle bir stokun oluşması da 80-90 yılı aldı. Bu yatırım stokunun dörtte üçü de Avrupa ve ABD’den. Oluşan karşılıklı yapı, ilişkiler ağı ve bağımlılık çerçevesinde, üstelik böylesine büyük ticari ve ekonomik ortaklık kervanına nokta koyma veya durma olmaz. Ancak devam edilir.

        Çek ve kredi geri ödemesinde kısmi iyileşme

        Karşılıksız çeklerde, bireysel kredi ve kredi kartlarındaki borçlu sayısı 2017’de azalmaya başladı. Ödeme oranı ise arttı. Ticaretin çarklarının dönebilmesi ve tüketici güveninin geri gelebilmesi için önemli bir gelişme.

        - Bankalar Birliği verilerine göre yılın üç ayında karşılıksız çıkan çek adedi yüzde 22, çek tutarı yüzde 18 azaldı. Gayet iyi bir gelişme. Ancak karşılıksız çıktıktan sonra ödenen çek adedi ve tutarında düşme olması bu parlak tabloyu bozuyor. Buna rağmen karşılıksız çıkan çek tutarın da yüzde 3.9’dan yüzde 2.6’ya düştü. Bu da üç yıllık eğilimin tersine dönmeye başladığına işaret ediyor.

        - Borcunu ödemeyen bireysel kredi ve kredi kartı borçlu sayısı da yılın ilk çeyreğinde yüzde 1.8 azaldı ve 444 bin kişiye düştü. Küçük oranlı bir iyileşme ama iyi bir gelişme.

        - Borç ödemede asıl sorunlu ticari kredilerdi. Burada da dört ayda geçen yılın aynı dönemine göre nakit kredi stoku yüzde 7.6 arttı. Tasfiye olunacak krediler de 49.6 milyar liradan 65.5 milyar liraya yükseldi ve yüzde 32 büyüdü. Bankacılık sisteminde batık kredi oranı bir yılda yüzde 2.9’dan yüzde 3.5’e çıktı.

        - Kredi Garanti Fonu’nun kredileri de ticari kredi tarafını rahatlattı. Bu yolla verilen kredilerin yaklaşık yarısı eski kredileri yenilemeye gitti. Hem şirketler hem de bankalardaki rahatlamanın bir nedeni de bu.

        Diğer Yazılar