Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yaz mevsimini geride bırakıp sonbahara girmeye hazırlanırken açıklanan iki veri ekonominin iyice ısındığına işaret ediyor. Bunlardan biri enflasyon, diğeri sanayi üretimi öncü göstergesi olan Satınalma Endeksi.

        - Ağustos ayı ile birlikte enflasyon da yeniden çift haneye yükseldi. Tüketici fiyatları yıllık artışı yüzde 9.79’dan 10.68’e çıktı. Bu artışa yol açan ağustos ayı rakamı yüzde 0.52’lik enflasyondu. Geçen yılın ağustosunda yüzde 0.29 düşüş yönünde olduğundan bu yılki 0.52’nin yıllık enflasyona etkisi fazlaca oldu. Çift haneye çıkılacağı beklenen bir durumdu. Ama aylık oran biraz yüksek çıktı.

        - Enflasyon bu ay da yüksek çıkabilir. Çünkü bu yılki momentumu daha güçlü. Ağustos ayından görünen de daha yüksek oranlı fiyatlamalarla karşılaştığımız yönünde. Geçen yılın eylülündeki enflasyon ise yüzde 0.18 ile bu yılki ortalamanın bir hayli altında. Bu rakamın üzerinde gelecek her oran yıllık enflasyonu daha yukarıya taşıyacak. Muhtemelen eylülde enflasyon yüzde 11’in üzerine çıkabilir.

        - Sonraki üç ay işimiz kolaylaşacak. İşte o üç aylık düşüşle yüzde 11’in üzerine çıkan enflasyonu yüzde 10’un altına çekmek durumundayız. Küresel piyasalarda kuvvetli bir fırtına çıkmazsa muhtemelen yılı tek haneli rakamlarla tamamlayabiliriz. Hükümetin de bu yönde kararlılığının olması pozitif bir gelişme.

        - Enflasyonda en büyük avantaj bu aydan sonra baz etkisinin pozitife dönecek olması. Bir de yüksek faizin, döviz kurunu bastırması ve ülkeye döviz girişini teşvik etmesi enflasyon düşüşünü kolaylaştırıyor.

        - En büyük dezavantaj ise üretici ve çekirdek enflasyondaki yüksek seyrin devam etmesi. Ağustosta üretici fiyatları yüzde 0.85 artışla tüketicinin epeyce üzerinde gerçekleşti. Temmuz ayında da yüzde 0.72 artış meydana gelmişti. Yıllık bazda yüzde 16.34’e yükselen üretici fiyatları, tüketici enflasyonunun yüzde 50 üzerine çıktı. Bir yerde makas bir hayli açıldı. Talep artışı oldukça üretici fiyatlarından tüketici fiyatlarına geçiş olması beklenir.

        - Üretici fiyatları yanında çekirdek enflasyonun dört çeşidi de çift haneli rakamlarda seyrediyor. Bu da fiyat katılığına, genel bir enflasyon artışına işaret ediyor. Bu anlamda ocak ayında TL’nin değer kaybının zirve noktasını görmesinin başrolü oynadığını söyleyebiliriz.

        **************

        ŞİRKETLER KGF İLE RAHATLADI, FİYATLARI DA RAHAT ARTIRIYORLAR

        Fiyat artışlarında şüphesiz ki, yurtiçi talep canlanması ve ihracatın çift haneli artışlar kaydetmesi de etkili.

        - Gerçi talep artışı karşısında üretim de artıyor. Nitekim dün açıklanan İstanbul Sanayi Odası’nın Türkiye İmalat Sanayi Satınalma Endeksi temmuzdaki 53.6 düzeyinden 55.3’e çıkarak son 6.5 yılın en yüksek değerini gördü. Bu rakam aynı zamanda uzun dönemli verinin ortalaması olan 50.8’in belirgin olarak üzerinde. Verinin 50’nin üzerinde olması üretimin büyüyeceğine, sektörde genel anlamda iyileşeceğine işaret ediyor. Ağustos ayında üretim, yeni siparişler, satın alma faaliyetleri ve istihdamdaki genişleme temmuza kıyasla ivme kazandı. İmalat sanayiindeki enflasyonist baskılar da ılımlı düzeyde arttı.

        - Ağustos ile birlikte imalat sanayiinin üst üste büyümesi yedinci aya vardı. Aynı durum Türkiye ekonomisinin yüzde 11.5 büyüdüğü ve bu büyümesinin asıl büyük kısımını yılın ilk yarısında yaptığı 2011’de de gerçekleşmişti. 6.5 yıl sonra gelen bu güçlü imalat sanayii iyileşmesiyle üretim kesimi vites yükseltti. TİM verilerine göre ihracatın ağustosta yüzde 11.9 arttığı ve 8 aylık dönemde de yüzde 12.0 büyüdüğü bir yılda, satınalma anketini yanıtlayan sanayiciler iç piyasalardan alınan siparişlerin, yeni ihracat siparişlerinden daha fazla olduğunu belirttiler. Bu da ekonomideki ısınmanın göstergelerinden biri.

        - Sorun şu ki, bu üretim artışına ve TL’nin de değerlenmesine karşılık üretici fiyatları artıyor. Demek ki şirketler rahat fiyatlama yapabiliyor. Özellikle Kredi Garanti Fonu aracılığıyla kullandırılan kredilerden sonra gelen rahatlamayla düşük kâr marjıyla yapılan satışların önemli ölçüde azaldığı akla geliyor. Üretici fiyatlarındaki temmuz ve ağustos ayındaki tüketici fiyatlarından ayrı ve ekstra olarak ivmelenmeyi de buna yorabiliriz.

        **************

        SONUÇ:

        “Zorunluluk bize tercih hakkı tanımaz” ,

        İngiliz Atasözü

        Diğer Yazılar