Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yıl içinde şirketler batıyorken devlet kredi yardımı ile imdada yetişti, hem şirketleri kurtardı, hem de bankaları rahatlattı. Büyüme de yüksek koridora girdi. Dün açıklanan OVP ile 4 yıl üst üste yüzde 5.5 büyüme öngörüldü.

        - Bunun dışında bu yılki OVP şimdiye kadar en etkili olanı. En köklü değişikleri getirdiğinden, yeni vergiler saldığından şok etkisi yarattı. Çünkü OVP, artan jeopolitik risklere ve yapılacak seçimlere rağmen önümüzdeki dönemde yüzde 5.5 gibi yüksek büyümeyi hedefliyor. Bunun için daha çok vergi toplanacak, daha çok borçlanılacak ve kamusal harcamalar ile savunma yatırımları artırılacak.

        - Önümüzdeki yıllarda büyümeyi yüzde 5.5 düzeyinde tutabilmek için yüksek enflasyona razı oluyoruz. Geçen yılki yüzde 8.5, bu yılı ise yüzde 9.5’le bitireceğiz. Gelecek yıl yüzde 7, daha sonra birer puanlık azalış olacak. Ama yol boyunca önümüze neler çıkacağını bilmiyoruz. Kur sıçramaları, tarımsal üretimde dalgalanmalar, petrol fiyatlarındaki değişimler, kamusal ürünlere yapılacak zamlar hep enflasyonu besleyecek. Bu büyüme oranı ve ihracat artışında enflasyonun düşmesi oldukça zor. Tek haneli rakamlarda gerçekleşirse iyi olur.

        - Yüksek büyüme ve yüksek enflasyona rağmen, işsizlik çift haneli rakamlarda kalmaya devam edecek. Ancak 2019’da yüzde 9.9’a inecek. Yeni bir ekonomik kriz olmadıkça bu oranlar gerçekçi kabul edilebilir.

        - Bir krizle karşılaşmamak için, bütçe disiplininin korunması çok önemli. Bu yılki OVP’nin en önemli yanı da burada. Bütçe disiplininin daha fazla bozulmayacağını salınan yeni vergilerle ortaya koydu. Ekonomiyi canlandıralım derken bu yıl bütçe disiplinini bozduk. GSYH’nin yüzde 1.1 iken bu yıl yüzde 2 beklenen bütçe açığı, izleyen yıllarda yüzde 2 civarında seyredecek. Ama daha fazla artmayacak olması önemli.

        - Bütçe açığının yükseltilmesi borçlanma artışı anlamına geliyor. Bu da önümüzdeki dönemde kamu borcunu artırıcı ve faizleri yükseltici etki yapabilir.

        - Bütçe açığını daha büyütmemek için getirilen vergilerin toplamı 30 milyar lirayı veya GSMH’nin yüzde 1’ini bulacak. Otomobil, kira geliri, bankalar ve şans oyunlarına vergi artışı getirilmemiş olsaydı açık, milli gelirin yüzde 3’üne yükselecekti. Bu da ekonominin en güçlü çıpası haline gelen mali disiplinin kalıcı bir şekilde bozulduğu algısını yaratacaktı. Yeni vergilerle bir yandan savunma ve diğer harcamaların finansmanı sağlanırken, bir yandan da mali disiplin çıpası korunuyor.

        EN KRİTİK ROL İHRACATTA

        - Mali disiplinin bozulmakla birlikte kısmen korunduğu bir durumda cari işlemler dengesi açığının büyümesi ekonomiyi çifte açık riskiyle karşı karşıya getirirdi. OVP’de böyle bir görüntü verilmekten özenle kaçınılmış. Cari açığın en yüksek olacağı yıl bu yıl. Yani en kötü geride kalıyor. GSYH’nin yüzde 4.6’sı kadar oluşacak açık sonraki yıllarda kademeli olarak düşüyor ve 2020’de yüzde 3.9’a iniyor.

        - Yüksek büyüme yıllarında giderek küçülen bir cari açığın olabilmesi ihracatçıların üstün performansına bağlı. Bu anlamda en kritik rol ihracatçılara yüklenmiş durumda. Yıl sonunda 156.5 milyar dolara ulaşacak ihracatın artışı yüzde 9.8 olacak. Gelecek yıl yüzde 8, sonraki yıl yüzde 7.7 ve 2020’de yüzde 7.1 artışla 195 milyar dolara çıkılacak. İhracattaki bu artış gerçekleşirse dış denge hedefleri tutacak, bıçak sırtı dengelerle de olsa yüzde 5 civarında büyüme olabilecek. Aksi ise dış açığın daha da büyümesi olur ki, bir kaç yıl içinde olay bir yerden patlar.

        **************

        SONUÇ:

        “Hiçbir şey yapılmadan, hiçbir şey yapılamaz.”

        Richard Woehike

        Diğer Yazılar