Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İran-ABD gerginliğinin savaşa dönüşmeyeceği ama hemen de yatışmayacağı anlaşılıyor. Beklenen ve merak edilen ise İran’ın nasıl bir misilleme yapacağı ve bunun ABD tarafından nasıl karşılanacağı.

        İKİ TARAF İÇİN DE KULLANILIŞLI OLAY

        -Olayın ABD’deki azil süreci ve seçim yılına girilmesiyle ilişkisi kuruluyor. Böyleyse gerginlik de, normale dönüş de uzayacak demektir.

        -Yine olayın İran tarafında iktidar etrafında toparlanmaya yol açtığı anlaşılıyor. Onlar da böylesi kullanılışlı bir gelişmeyi hemen gündemden indirmeyeceklerdir herhalde.

        -Sanki her iki taraf da bir süre iç siyasette kullanacağı bir gelişmeyi yakalamış gibi.

        Dolayısıyla uzayan, kısa zamanda bitmeyen bir süreç bizimle olacak gibi görünüyor.

        İRAN ETKİSİNE KARŞILIK FED FAİZİ

        -Belki piyasalara etkisi o kadar uzamayabilir. Hem niyetin anlaşılmasından hem de gelişmelerin etkisiyle FED’in bir kez daha faiz indirmeye zorlanmasından dolayı. Yılın ikinci çeyreğinde FED’in bir kez daha faizleri indirebileceği pişirilmeye başlandı.

        -Ekonomi etkilensin veya etkilenmesin, petrol fiyatları yükseldiği yerde kalarak enflasyonu biraz canlandırsın veya canlandırmasın fark etmeyecek gibi. İran etkisi FED’i faiz indirmeye zorlamada iyi bir gerekçe olacak. Trump ile piyasalar el ele verirlerse belki de olur.

        -Ancak ne olursa olsun İran şoku yaşanmadan önceki piyasa değerleri bir süre için tepe noktası veya dip noktası olarak kalmaya aday. Piyasalarda toparlanma olsa da zaman alacak gibi. Olayın ikinci iş gününden edindiğim izlenim bu yönde.

        İRAN ETKİSİNDE ŞANSIZLIK NEREDE?

        -İran olayının ciddi boyutta artırdığı altın ve petrol fiyatlarının Türkiye’ye etkisi yüksek. Altın stoku bakımından dünyanın ilk 10 ülkesi arasındayız. GSYH’sına oranla akaryakıt ve akaryakıt fiyatlarına bağlı enerji ithalatı en yüksek ülke de Türkiye. Geçen yılki enerji ithalatı 41 milyar dolar ve beklenen GSYH’ya oranı yüzde 5.4’e geliyor.

        -Altın fiyatlarının yükselmesi ithalatımızı artırır ama stok çok daha fazla olduğundan pozitif etkisi de yüksek olabilir. İran etkisiyle altının onsu 1.528 dolardan dün 1.582 dolara kadar çıktı ama oradan 1.566 dolara geri döndü. Geri dönen düzeyiyle iki iş gününde yüzde 2.5 arttı.

        -Brent petrol varil fiyatı da 66.25 dolardan yün 70.75 dolara yükseldi ve günü 69.25 dolardan kapadı. Kapanışa göre iki iş günlük artışı yüzde 4.5’i buluyor. Türkiye’yi en olumsuz etkileyecek kalem aynı zamanda fiyatı en çok yükselen kalem. Şansızlık da burada.

        -Ancak artışa rağmen petrol konusunda endişe yok. Çünkü küresel çapta ekonomik faaliyetler petrolde fiyat yükselişini desteklemiyor, aksine düşüşünü destekliyor.

        TL’Yİ ETKİLEMEZ DE BORSAYI NİYE ETKİLER?

        -Türkiye piyasalarında ise en çok etkilenen borsanın iki iş günkü düşüşü yüzde 3.9’u buldu.

        -Hazine faizleri yatay seyrederken Türk Lirası’nın kaybı da sadece yüzde 0.3 düzeyinde. Hesaplama yarım Euro ve yarım dolar üzerinden yapıldı.

        -Etkinin borsa üzerinde fazla olması sahipsizlikten. TL’de olduğu gibi, borsanın piyasa yapıcısı yok. Dış dalga ve etki olduğu gibi bizim borsaya yansıyor. Bu şekilde yansıma da tek bu piyasada var.

        -TL’ye yansıyamıyor çünkü kamu bankaları iyi bir yastık görevi görüyor. Geçmişte Merkez Bankası müdahale ederdi, şimdi onun yerini kamu bankaları aldı. Herhalde daha esrarengiz ve etkili olduğuna karar verildi.

        -Hazine tahvillerinde ise büyük portföyler bankaların elinde. Faizin yükselmesi en başta onların işine gelmez. Gerekli desteği onlar atar zaten. Arkada da Hazine bekliyor. Daha ne olsun.

        -İran etkisi geçiciyse sorun değil. Sonuçta eğrisi doğrusuna denk gelecek. Ya geçici değilse? Bunu da bir iki güne anlarız.

        Diğer Yazılar