Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        6 Kasım sonrasında TL güçlü bir değerlenme eğiliminde. 3 aylık değerlenme yüzde 20.

        Bunda ekonomi yönetiminin değişmesi, ekonomi politikalarında piyasa dostu yaklaşıma geri dönülmesi etkili.

        Yabancı yatırımcılar yeni yönetime ve yeni politikaya hemen kredi açtı. Son üç ayda hisse senedi, devlet iç borçlanma senedi ve diğer araçlarda olmak üzere 20 milyar doları aşkın sermaye getirdiler.

        Bu sermaye gerişi ile döviz kurlarındaki gerilemede önemli rol oynadılar. Karşılığında da TL’nin değerlenme oranı ile yatırım araçlarının üç aya denk düşen getirileri oranında yüksek bir kazanca kavuştular.

        TL DOLARA GÖRE %20, REEL %9.5 DEĞERLENDİ

        -Yurtiçi yerleşikler ise bu dönemi izlemede ve beklemede geçirdi. Sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesinde olduğu gibi. Nihayet geçen hafta döviz mevduatlarında 1 milyar dolarlık azalışa gittiler.

        -Bunda TCMB’nin ocak ayı faiz kararı açıklaması ile Enflasyon Raporu’ndaki kararlı duruşu etkili oldu. Merkez Bankası’nın net ve vurgulu açıklamaları aynı zamanda yabancıları daha güvenli davranmaya yöneltti ve TL’nin değerlenmesi ivmelendi.

        -Ocak ayı enflasyonunun ardından Merkez Bankası tarafından Reel Efektif Döviz Kuru açıklandı. Türkiye’nin ticaret yaptığı ülke paraları ve tüketici enflasyonları arındırarak hesaplanan Reel Efektif Döviz Kuru 2003 yılını 100 kabul ediyor. Kasım 20’de 60.51 ile tarihi dip seviyesine gerileyen kur endeksi Ocak 21’de 66.28’e yükseldi. İki aylık artış yüzde 9.5 ile güçlü bir geri dönüşü ifade ediyor.

        REKLAM

        -Dolara karşı 3 ayda yüzde 20’yi bulan TL’deki değerlenme, ticaret yaptığımız ülkeleri kurları ve enflasyonları dikkate alındığında 2 ayda yüzde 9.5 düzeyinde çıkıyor.

        NE YARDAN NE SERDEN

        -TL’nin değerlenmesinin en büyük katkısı önümüzdeki dönemde enflasyonun seyrinde ortaya çıkacak. Bu değerlenme aynı zamanda ithal ürünlerin fiyatını düşürücü, ihraç ürünlerin rekabet avantajını azaltıcı etki gösteriyor.

        -İthal ürünlerin fiyatının düşmesi enflasyon açısından son derece önemli. Çünkü 700 milyar dolarlık bir GSYH içinde ithalatın payı yüzde 31 ile 220 milyar dolar. İthal edilen ürünler ağırlıklı biçimde üretimde kullanılıyor. Enflasyona yaygın etkisi buradan.

        -Ancak ihracat da ekonominin motoru. Döviz geliri olmazsa ithalat da yapamayız. Konjonktür olarak turizm gelirleri büyük bir düşüş yaşadı. Taşımacılık ve hizmet gelirleri düştü. İhracattan başka döviz kazanıcı yol kalmadı. Ne kadar ihracat yaparsak o kadar ithalat yapabileceğiz ve büyüme sağlayabileceğiz.

        REEL EFEKTİF DÖVİZ KURUNUN TARİHİ SEYRİ

        -Bu durumda geriye ihracatçının hangi reel kur düzeyine kadar malını satabileceği sorusu kalıyor. Bunun ise net bir yanıtı yok. Ancak TL’nin aşırı değer kaybetmesini, bir süre değer kazanımı izleyebilir. Bitişikte yer alan Reel Kurun tarihi seyri de bunu gösteriyor.

        -Kasım 2020 itibariyle 60.51 düzeyi, Reel Efektif Döviz Kurunun hesaplanmaya başladığı 1994 başından beri en düşük düzey. Ocak 1994’te kur düzeyi 100.57 idi. Kriz sırasında Nisan 94’te 67.53’e kadar indi. 100 değerini yeniden bulması 5 yıl zaman aldı.

        -2001 krizinde Ocak ayında 116.67 değerinde olan reel kur endeksi Ekim 2001’de 75.01’e indi. Buradan 100 değerinin üzerine atması 3 ayda oldu. Çünkü IMF ile yeni anlaşma ve yüklüce bir kredi geldi.

        REKLAM

        -Reel Kur en yüksek değerine veya TL en değerli seviyesine Aralık 2007’de 127.40 ile ulaştı. Küresel krizde hafif dalgalanmalar yaşandıysa da TL değerli kalmayı sürdürdü. Ekim 2010’da 126.53 ile ikinci en yüksek değerini gören Reel Kur sonrasında gevşeme eğilimine girdi. Mayıs 2013’te 112.08 değerine indi.

        -Ekim 2016’da kalıcı bir şekilde 100’ün altına indi. Eylül 2018’de 62.51 ile en düşük düzeyine gerilemişti ancak Kasım 2020 değeri 60.51 ile onun da altına indi.

        KUR YÜKSELDİKÇE İHRACAT ZORLANACAK

        -Reel Efektif Döviz Kurunun yükseliş eğilimine geçmesi ile ihracatçının yolu artık yokuş yukarıdır. Bu gidişte henüz yolun başında olduğumuz da söylenebilir. Eğer geçmişteki eğilimlerin benzeri tekrarlanacaksa yıllarca sürebilecek bir durum söz konusudur.

        -Uzun vadeli Reel Kur seyrinden ortaya çıkan sonuç 100 değerinin altında kalındığı sürece ihracatın zorlanarak olsa da, şu veya bu şekilde sürdürülebileceğidir.

        -Reel Efektif Kur düzeyi yükseldikçe ihracatta giderek daha ciddi zorluklar ortaya çıkabileceğini hesaba katmamız gerekecek. İhracatçı şirketlerin karları azalırken, verimliliği artırmak zorunda kalabilirler. Bu da şirketleri yeniden yapılanmaya zorlayabilir.

        DEĞERLİ TL’NİN HAKKINI VERMEK

        -Bu dönemde kalıcı ihracat gerilemeleri ile karşılaşmamak için, iş yapma ortamının geçmişteki döneme yaklaştırılması ve iyileştirilmesi şarttır. Bu açıdan reformların önemi belirleyicidir. Kur 100 değerine yaklaştıkça ülke imajının düzeltilmesi, yaşama ortamının iyileştirilmesi, beyin göçünün durdurulması da gerekli hale gelebilir.

        -Bunun yanında dış ilişkilerde sorun yaşadığımız ülke sayısının azaltılması, dost ülke sayısının artırılması, Gümrük Birliği’nin yenilenmesi ve ikili serbest ticaret anlaşmalarının çoğaltılması şart gibi görünüyor.

        -Ülke parasının değerlenmesini kalıcı hale getirmek için, değerliliğin hakkını vermek gerekiyor.

        -Reel kurun 100’ün üzerine çıkması durumunu ise göz ardı ediyoruz. Bu koşullarda kısa ve orta vadede mümkün olamayacağını düşünüyoruz. Ancak 10-20 yıl gibi uzun bir zaman diliminde gündeme gelebilir.

        Diğer Yazılar